2017 senesinin ilk aylarında gündeme gelen, ancak 2018 Ağustos’unda sahip çıkılan ve Asi Nehri yatağından tek tek toplanan eski Roma mimarisine ait kalıntıların hikâyesinde takılı kalan bizlere ulaşan son örnek, Bakanlığın Batman’da gerçekleştirdiği 1500 ton ağırlığındaki ‘tarihi’ Hamam transferi oldu.
2011 senesinde St. Pierre Kilisesi ve 2014 senesinde de Vespasianus-Titus Tüneli ile Dünya Miras Geçici Listesi’ne iki tarihi destinasyonu ile girmeyi başaran Hatay’ın eski Roma kimlikli Antakya’sında ‘liste mücadelesine’ girecek bir şeyimiz kaldı mı, merak ediyoruz. Peki, ‘geçici liste’ içinde yer alanların ‘kalıcı liste’ içine şu ana kadar girememesinin bir nedeni var mı? Peki ya daha fazlası için ‘kaç başvurumuz’ daha var, bunu da soralım mı?
Soralım sormasına da, Kayseri’nin Melikgazi ilçesi sınırlarında bulunan Koramaz Vadisi’nin UNESCO Dünya Mirası Aday Listesi’ne girmesi için yapılan çalışmalar konusunda konuşan ÇEKÜL Kayseri Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy’un, “Dünya ölçeğinde eşi benzeri olmayan çeşitlilikte envanterin olduğunu gördük. UNESCO ön plana çıktığı zaman, birçok başlık üzerinden, şartları önce geçici liste sonra kalıcı liste için sağlayacağımızı düşünüyoruz. Vadinin hemen yanında fosil yatağı, UNESCO’nun geçici listesinde bulunan Kültepe, doğal sit alanı Engir Gölü, tarihi kağnı yolları ve bunlarla beraber vadi içerisindeki tüm değerler düşünüldüğü zaman, UNESCO için çok geç kalınmış. Yetkililer ve kamudaki herkesle el birliğiyle belli bir noktaya taşıyacağız” ifadesini de hatırlatıp, Antakya ve diğer tarihi noktalarda bizler ne kadar geç kaldık, bunu için de yetkililerden ‘doyurucu’ bir cevap bekleyelim mi?
-1 SENE SONRA!-
“Hatay’ın UNESCO nezdinde başvuruda bulunabileceği tarihi ve kültürel emanetlerinin liste kalabalığında durmak yerine, eldekileri konuşmak ve ne durumdayız, ona bakmak gerek” diyen bir turizmcinin son örneği Batman’ın Hasankeyf ilçesinde yaşanan bir ‘tarih transferi’ oldu. Baraj yapımı nedeniyle gerçekleşen zorunlu transfere işaret eden ve geçen yıl da Zeynel Bey Türbesi’nin benzer bir şekilde yerinden alınıp korunaklı bir alana götürüldüğü bilgisini veren turizmcinin söyledikleri mi?
“2017 senesinin başından bu yana siz yazdınız, bizler konuştuk, yetkililer izledi, gelen misafirler ise ‘acaba mı’ dedikleri o eski Roma’ya baktı. Açıkçası, utandıran ve düşündüren bu görüntü için yetkililere şunu sormak gerek! ‘Madem çıkartacaktınız, niye bu kadar beklediniz?’… Aradan geçen süre içinde, nehrin o pis suları içinde kalan bu kalıntıların görmüş olabileceği yıpranma payına ‘göz yummak’ da bir hata değil miydi peki? Garip ama, ‘göz önündeki’ böylesi bir emanete sahip çıkma şeklimize ve hızımıza bakınca, akla son örnek geliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Batman’ın Hasankeyf ilçesinde, 1500 ton ağırlığındaki Artuklu Hamamı’nı Hasankeyf yeni Kültürel Park Alanı’ndaki yerine taşıma şeklinden bahsediyorum. O kadar özenli bir çalışma ortaya kondu ki orada, baraj suları altında kalmaktan kurtarılan bu taş yapı, 256 tekerlekli ‘SPMT’ denen devasa bir araç yardımıyla götürüldü.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin orada söylediği çok güzel bir söz var… “Proje kapsamında tarihi güzelliklerimizi, miraslarımızı taşıyoruz. Tarihini bilmeyen, geleceğini tayin edemez.” İşte buradaki sorun bu! Ben şuna çok inanıyorum ki, eğer bu kadar üstünde durulmasaydı, o taşlar unutulup gidilecekti. Açıkçası sizlerin sabrına teşekkür etmek gerek. Hiçbir yetkilinin aylarca tek bir cevap bile vermemesine rağmen vazgeçmediniz. Sanırım, Kültür ve Turizm’in başına geçen son Bakan da buna kayıtsız kalmadı. Ama bahse konu o kültür ve turizm başlığında işiniz ne yazık ki çok! Zira listede sorun da çok unutulmuşluk da! Belki de bu kente de Ankara’daki değişim gerek! Kültür ve Turizm’e bakacak yeni bir ‘algı’ gerek!”
-DÜNYA’DA İLK-
Batman’ın Hasankeyf ilçesinde yaşanan ve Antakya özelinde, kadim toprakların fazlasıyla özlemini duyduğu ‘özeni’ ve ‘ilgiyi’ herkes adına bir kez daha netleştiren ‘tarihi taşıma’ projesine dair konuşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin sözleri, yapılan işlemin ‘dünyada bir ilk’ haline dair…
“Önce Zeynel Bey Türbesi’ni taşıdık, bugün de Artuklu Hamamı’nı taşıyoruz. Bu taşımalar ile dünyaya örnek bir koruma yapıyoruz. Maliyeti 12 milyar lira olan bu projenin önceliği, bölge insanına hizmettir. Yıllık 2 milyar lira elektrik katkısı olacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla temmuz ayında barajın bir kapağını kapattık, su tutmaya başladık. İkinci kapağı da taşıma ve yerleşme çalışmaları tamamlandıktan sonra kapatıp, su tutmaya başlayacağız.”
-KULAĞA KÜPE!-
Projede birinci önceliğin “tarihin korunması” olduğuna işaret eden Bakan’ın, Antakya’dan Samandağ ve Defne’ye uzanan hatta tarihe ve kültüre ekli resmi ilgisizliğin faturasında duran bizlere ‘küpe’ olmasını istediğimiz sözlerine gelsin sıra!
“İnanılmaz bir tarihi zenginliğe sahibiz. Bu tarihi korumak hem devletimizin hem de milletimizin görevidir. Bu şiarla hareket edip, buradaki korumayı maksimum seviyede sağlamalıyız.”
Bugünün haber sayfasına eklediğimiz ve farklı adreslerden derlediğimiz birkaç fotoğraf, bu sözlerin işaret ettiği ‘koruma’ hikâyesinin dışında kalanlar! Asi Nehri yatağından çıkarılanlardan sonra sıra onlara da gelir mi dersiniz? -Tamer Yazar-