Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sinan Seyfittinoğlu

Emekçi olmayan kadın yok

İyi çalışmalar sevgili okuyucu.

Ne hoş, yılda bir defa da olsa Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyoruz. Şişko dünyamız, ataerkil bir yapıda baskın erkek egemenliği ile varlığını devam ettirirken, iş hayatında ve sosyal yaşamda tam bir eşitlik isteyen kadınların meşalesini yaktığı mücadele, bugün bir hayli evrilerek dünyada Kadın Günü olarak kutlanmaya başlandı.

Düşünüyorum da, emekçi olmayan kadın var mıdır? Hayır yok. Emek, sadece iş dünyası ve çalışma hayatı ile tanımlanabilecek bir kavram değil. Uç bir noktadan baktığımızda, kadının üretken rolü ve misyonu onu başlı başına emekçi bir canlı haline getirmektedir.

Üretkenlik ve doğurganlık, beraberinde yetiştirme, eğitme ve büyütmeyi getirir. İşte bu alanda kadının emeğine hangi erkek su dökebilir?

İki tür ile ağırlıklı olarak karşı karşıya duruyoruz. Bir yanda erkek diğer yanda kadın. Bu türler birbiri ile ne kadar empati yapabiliyor? Yani bir kadın bir erkeğin baktığı gözlerle aynı çerçeveden bakabiliyor mu? Ya da tersini düşünelim. Bir erkek, kadın gözüyle süzebiliyor mu yaşamı? Bu iki tür; ayrışma yaşamadan, ötekileşmeden bir bütün halinde olmalı ve hayatın anlamını tam da buradan yakalamalıdır.

Görüyoruz ki, artık kadınlar iş ve çalışma dünyasında erkeklerin egemen olduğu her alanda boy gösterebiliyor. Üstelik, çoklukla erkeklerden daha da başarılı oluyor. Beden ve kas gücü dışında, us dünyasında ve zeka seviyesinde artık kadın ve erkeğin bir farkı gözlenmiyor. Kadına yetki ve sorumluluk verildiğinde alınan sonuçlar son derece olumlu.

Hal böyle iken, geri kalmış birçok ülkede kadınlar hala görmezden geliniyor. Eve kapatılan, dört duvar içinde çocuk bakımı ve ev ihtiyaçları, yemek, temizlik gibi sorumluluklarla sınırlandırılan bu büyük potansiyel serbest bırakılsa, yeryüzünde öyle bir enerji patlaması yaşanır ki şaşar kalırsınız.

Antakya, bu alanda özel bir kent… Bu kentte kadın hep baş tacı edilmiştir. İster eğitimli ister eğitimsiz olsun, toplumumuz bu şehirde kadına büyük bir değer vermektedir. Hiç unutmuyorum; henüz daha üniversite öğrencisiydim. Şehir dışından bir heyeti Antakya’da ağırlıyorduk. Aralarında birçok tanınmış gazeteci de vardı. Tanınmış bir restorana girdik ve masamıza yerleştik. Bir süre sonra gazeteci bir ablamız yanıma geldi ve “dikkat ettim, restoranda bulunan kadınlar masalarda hep mekana en hakim noktada oturuyor. Hepsinin yüzü bize dönük. Erkeklerin ise sırtı dönük. Bu ne güzel bir medeniyet” dedi.

Gel zaman git zaman, iş dünyasındaki kadın çalışan sayısı da giderek arttı. Her meslek gurubunda cesur girişimci kadınlarımız yurt içinde ve yurt dışında ilimizi harika temsil etti. Ne hoş ki, Antakya Belediye Başkanı olarak da bir kadın temsilciyi makama taşıdı. Sevgili dostumuz Gazeteci İris Şentürk, Antakya Belediye Başkanı olarak kadınlarımızın haklı gururu oldu. Antakya’da kadın olmak her zaman güzel bir şey oldu. Umuyor ve diliyorum ki, bu anlamlı duruş değişmez.

Evet, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun.

Emekçi olmayan kadın yoktur. Emeği çalınan kadın vardır.

İyi çalışmalar.
[email protected]

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER