1983 yılında Harbiye Lisesi’nde görev yapmakta iken, Giresun ili Espiye ilçesi İmam Hatip Lisesi’ne atandım.
Ülkemizin çok ilini gezmiş, her yörenin farklı bir güzelliğini yaşamıştım. Ama Karadeniz bölgesini, ilk kez görecektim. Bahar mevsimiydi ve Karadeniz’in baharı bir başka güzel diye duyardım.
Espiye’de üç yıl kaldım, Karadeniz’in yaylalarına, Giresun’un, Rize’nin tepelerine çıkınca, gerçekten, doğanın bir başka güzel olduğunu fark ediyorsunuz.
Rize’de, Giresun’da.. dağ taş çay bahçeleriyle dolu. Keçilerin bile zor yürüyeceği alanda tarım yapılıyor. Düz bir alan görmek neredeyse olanaksız.
Ayder Yaylası, Uzun Göl, Fırtına Vadisi ve her biri ardına sıralanan köyler. Hepsi de o kadar görülmeye değer ki! Karadeniz’i gezmeden Türkiye’yi gezdim demek yalan olur, bence.
Üç yıl içinde gerek öğrencilerimle, gerek yöre halkıyla sıcak ilişkiler kurdum. Öğrencilerimi de yöre halkını da çok sevdim. O günden bu yana öğrencilerimle hala görüşürüm.
33 yıl sonra, geçtiğimiz hafta sonu Samsun’a düştü yolum. Samsun Büyükşehir Belediyesi, Bafra Belediyesi, Bafra Kaymakamlığı, Edebiyat Nöbeti Dergisi, Bafra Musiki Cemiyeti ve Bafra Şiir Kulübü’nün ortaklaşa düzenlediği Uluslararası Neyzen Tevfik Kolaylı Bafra Şiir ve Sanat Festivali’ne katıldım. Yalova’da tanıştığımız iki dost, iki sanat insanı, Fatma Hatun Esen ile Celal Karaca’nın davetlisi olarak.
5 Ekim Cuma sabahı Bafra’ya vardık, Yalova Şair ve Yazarlar Derneği Başkanı Nuri Taner’le birlikte. Kalabalık bir ekip, altı yabancı ülke ve sekiz il, onlarca sanat insanı bir araya getirilmiş.
Bafra kaymakamı, Bafra Belediyesi ziyaretinin ardından, Neyzen’in köyü Kolaylı’ya gidiyoruz. Genciyle, yaşlısıyla tüm Kolaylı oradaydı. Küçük bir beldenin bir değerine sahip çıkması ne güzel!
Etkinliğin ikinci günü Samsun’daydı. O güzel salonları görünce kıskandım doğrusu. Antakya gibi antik bir kentte ne yazık ki bir salonumuz yok, galerimiz yok…
Samsun’da, “Neyzen Tevfik’in Yaşamından Kesitler” adını taşıyan bildirimi sundum. Asıl beni duygulandıran şey, 30 yıl önce Harbiye Lisesi’nde birlikte görev yaptığımız Ali Naci Saydam’ın beni görmeye gelmesi oldu.
Neyzen Tevfik, “Aklıyla gerçeği, kalbiyle aşkı arayan, mutlak özgürlüğün peşinden ruhunu dolduran isyankârlık ve insan sevgisiyle koşan, gündelik hayatın bozukluklarına, bayağılığına küfreden, adaletsizliğe öfke yağdıran, ruhunun göçmüş uçlarını, aklından tahtalar sökerek gideren, hayat dolu nefesiyle ney’de can bulmuş, mey’de can vermiş sergüzeşt, berduş, sanatkâr bir şahsiyettir”
Dr. Rahmi Duman’ın deyişiyle, devrin en büyük şairi, heccavı, sanatkârı ve bu sahada tek kelime ile dehasıdır.
Ve Bafralılar kendi bağırlarından çıkan bu dehaya yedi yıldır hiçbir özveriden kaçınmadan anıyor, değerlerine sahip çıkıyor.
Neyzen’in, Bodrum’da adı bir caddede yaşıyor, Kolaylı’da özgün bir heykeli var.
Ve bu değerler kolay yetişmiyor.
Pazar günü sevgili Ali Naci, eşleri ve güzel çocukları Osman Nuri ve Nilüfer’le gün boyu Samsun’un güzelliklerini doya doya yaşadık.
Yerel yönetimlerin kültür ve sanat alanında yapması gereken çok şey var, ama ne yazık ki çok azı bu işlevi yerine getirebiliyor.
Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Doç. Dr. Lütfü Savaş, Defne Belediye Başkanımız Dr. İbrahim Yaman bu alanda başarılı işler yapıyor. Dilerim tüm başkanlarımız bu işe eğilim gösterir.
YORUMLAR