31 Aralık’a Kadar
Kamuoyunda “İmar Barışı” olarak adlandırılan Yapı Kayıt Belgesi başvuru süresinin 2 ay uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı kararı Resmi Gazete’de yer aldı. Karar, Hatay gibi başvuruların sürdüğü illerde memnuniyet yaratırken, ‘sorunlu yapı stokları bu yolla korunuyor’ diyenler ise eleştirilerini sürdürüyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca uygulamaya konulan “İmar Barışı” düzenlemesinde başvuru süresinin 31 Aralık’a kadar uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Süreyi uzatan karar, Resmi Gazete’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayınlandı. Süre uzatımı, hükümetin, 60 milyar lira gelir hedefiyle yola çıktığı düzenlemede başvuruların 15 milyar lirada kalmasının ardından geldi.
İmar Barışı; ‘vatandaşların, devletle ihtilaflı durumunun ortadan kaldırılması, imara aykırı, ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması yoluyla bu yapılara yasallık kazandırılması’ hedefiyle hayata geçirilmişti. Bu kapsamda vatandaşlar, 31 Aralık 2017 tarihinden önce yapılmış kaçak binalarını belli bir bedel karşılığında kayıt altına aldırıyor.
-YIL SONU-
Hatay’da bugüne kadar ciddi bir başvuru sayısına ulaşan İmar Barışı’nda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan son karar ile beraber, 31 Aralık 2017 tarihinden önce yapılmış ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılar için Yapı Kayıt Belgesi başvuru süresi 31 Aralık 2018’e kadar uzatıldı. Söz konusu karar, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun geçici 16’ncı Maddesi gereğince verildi. Bilindiği gibi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca hayata geçirilen İmar Barışı’nda 8 Haziran’da başlayan başvurular dün itibariyle sona erecekti.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 27 Ekim tarihi itibariyle yaklaşık 8 milyon 150 bin kişinin “İmar Barışı” için başvuruda bulunduğunu söyledi.
-BAŞVURU-
PTT şubelerinden alınan e-devlet şifresi ile ‘www.turkiye.gov.tr’adresine veya ‘e-devlet’ mobil uygulamasına giren vatandaşlar, burada yer alan kurumlar bölümünden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ait sayfaya erişebiliyor. Sayfaya giriş yapan yapı sahipleri, ‘imar barışı başvuruları’ bölümüne girdikten sonra istenilen bilgileri doldurarak başvurularını tamamlıyor.
E-Devlet kapısı üzerinden yapılacak müracaatta gereken bilgiler şöyle sıralanıyor:
Geçerli bir cep telefonu numarası… Geçerli bir e-posta adresi… Beyan edilecek yapının adresi… Tapusu varsa ada ve parsel bilgileri… Toplam inşaat alanı; konutların ve işyerlerinin ayrı ayrı toplam alanları (m2)…
Yapıdaki konut ve işyeri sayısı… Arsa/Arazinin emlak vergi birim değeri (TL/m2) (İlgili belediyesinden alınabilecektir.)… Yapının bulunduğu arsanın alanı; varsa tapudaki alan yoksa beyan edilecek alan (m2)…
Yapı sınıfı (sistemin sunacağı seçeneklerden seçilecek)… İmar mevzuatına aykırılığın tarif edilmesi… Yapıyı gösteren ve ayrılık kısmını gösteren birer adet fotoğraf. (Fotoğrafların dosya formatı .jpg, .jpeg veya .png olmalıdır.)…
-ELEŞTİRİ-
Başvuru sayısı ciddi bir rakama ulaşan Hatay noktasında en sert eleştiri, Mimarlar Odası Hatay Şubesi’nden gelmiş, İmar Barışı’nın ‘barış’ değil ‘af’ olduğu ifade edilmişti. Bu konudaki sıkıntıları ve olası sonuçları kamuoyuyla paylaşan Mimarların eleştirisi de, “İmar afları kaçak yapılaşmayı, arazi gaspını ve bu yolla yerleşmeyi gelenek haline getirmiştir. Aflar; toplumsal adalet ve barışın zedelenmesine, planlama ve imar ile ilgili kurumlara yönelik güvenin azalmasına, zengin doğal kaynakların amaç dışı kullanımına ve çevre sorunlarına yol açmıştır” yönünde olmuştu.
Benzer bir eleştiri, Doğal ve Tarihî Değerleri Koruma Derneği Başkanı-Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Öğretim Üyesi Dr. Coşkun Erüz’den gelmiş, kamuoyuna yansıyan açıklamada, “İş çığırından çıktı. Burada kamu yararı kesinlikle söz konusu değil. Kıyıları, yaylaları bu şekilde bozan, tahrip eden insanlara bu hakkı veriyor olmak, hukuki adıyla İmar Barışı, fakat toplumsal barış değil” denmişti.
-PEKİ DİĞERLERİ!-
Antakya özelinde konuşanlar ve tarihi-kültürel alanların giderek betonlaştığı uyarısında bulunanlar ise, “Mevcut sağlıksız yapılar ne yazık ki kanun eliyle yasal hale getirilip kurtarılırken, kurtarılmayı bekleyen tescilli binalar ise sahipsizlik, yoksulluk, imkansızlık ve bürokrasi elinde tek tek kayboluyor. Asıl kurtarmamız gereken yapılar onlarken, bizler, bu kenti bir beton mezarlığına çevirenleri hayata döndürmeye çalışıyoruz” demeyi ihmal etmiyorlar. -Tamer Yazar-