Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Geldiğimiz nokta acı ve üzücü!

“Bir garip ülkeyiz vesselam”

“Bir garip ülkeyiz vesselam”

“Gündem o kadar hızlı değişiyor ki, takip edebilmek mümkün değil” diyen Necmettin Çalışkan, özellikle adalet, ekonomi ve eğitim gibi konularda tartışmaların hiç bitmediğine işaret etti ve tam da bu noktada kendi tespitini paylaştı…

Ülke gündeminin yoğun trafiği içinde öne çıkan ‘değişmez’ başlıkların adalet, ekonomi ve eğitim olduğuna işaret eden, Saadet Partisi’nin Hatay’daki en önemli ismi, Dr. Necmettin Çalışkan, “Gündem o kadar hızlı değişiyor ki, takip edebilmek mümkün değil. Nerede hareket orada bereket derler ama, ülkemizde bereketin hayırdan yana olduğunu görmek zor” dedi, ama ekledi de… “Bugün sorulması gereken asıl soru şu; ülke bu kadar yılda, nasıl da bu hale geldi?”
Çalışkan, konuya ilişkin değerlendirmesinde şu tespitleri paylaştı:
“12 Eylül İhtilali günlerinde hatırladığımız ve her fırsatta kınadığımız uygulamalar bugün sıradanlaştı. Nasıl da enflasyonda olduğu gibi güvenlikte de bu kadar geriye gittik?
Son yıllarda, Avrupa Birliği süreciyle birlikte; gülümseyen, toplumla hemhal olan, normalleşen, halka sevimli hale gelen emniyet güçleri, şimdi birden bire katılaştı, despot yönetimin temsilcisi gibi oldu. Şehirlerin girişinde abluka, ekip otoları, girişlerden-çıkışlara kadar defalarca tekrar eden ‘araç dur, kimlik sorgula, arama yap, hepiniz aşağı inin, kemer çıkar, ellerini kaldır, tekrar geç’ hitapları… Neredeyse, şehrin girişine bir X-Ray cihazı yerleştirip tek tek herkesi arayacaklar.”
-KORKU PSİKOLOJİSİ-
Ülke insanının içinde olduğu ruh halinin ‘korku psikolojisi’ noktasında ilerlediğine işaret eden Çalışkan, şöyle devam etti:
“İnsan düşünmeden edemiyor! Acaba biz sınırı geçtik de farkına mı varmadık? Arabada küçük çocukların bitmek bilmeyen sorularıyla ve ardı arkası kesilmeyen bu uygulamalarla korku psikolojisi ile yolunuza devam ediyorsunuz.
Şehrin girişlerinde kurulan bu kontrol noktaları, iş çıkışlarında özellikle otoban ve E-5 karayolu gibi yollarda süratle şehre girmekte olan araçların kaza yapmalarına da neden oluyor ve trafik bir anda içinden çıkılmaz hale geliyor.
15 Temmuz Hain Darbe Girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal Uygulaması resmen sona erdi. Ancak hala tüm şehirler güvenlik kuşatmasında. İllerin, ilçelerin giriş-çıkışları güvenlik güçlerine ait araçlarla ve elleri ağır silahlı güvenlik güçleriyle dolu. Zaten şehrin tüm giriş-çıkışlarına, meydanlarına ve her yere yerleştirilen MOBESE kamera sistemiyle kontrol –fazlasıyla- yapılıyor.
Pek çok ülkede, bir ülkeden başkasına geçişte olmayan kontroller, ne yazık ki ülkemizde herhangi bir ilçeden başka bir ilçeye geçişte yaşanıyor. Hiç abartısız, bazı illerimizde 15 kilometre mesafe yol giderken üç ayrı çevirmeden geçiyorsunuz.”
-BİTMEDİ!-
Güvenlik uygulamalarının ‘abartılı’ pratiğinde her şeyin bunlarla da sınırlı olmadığını dile getiren Çalışkan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Güvenlik uygulamaları sadece bunlarla sınırla değil. Herhangi bir kurumda işiniz varsa; ‘Bir terör örgütüne üye misin? Git temiz belgesi al gel.’ Başvuru bitiyor, tekrar aynı şekilde başka bir kurumda işiniz var. Acaba o arada üye oldun mu? Tekrar aynı süreci takip et. Derken işler hep böyle vatandaşı canından bezdiriyor. Bir de beraat kararı aldığı halde birçok kurumda hala fişlemesi devam eden işine dönemeyen niceleri. Demek ki ülkenin genel asayişinde bir problem var.
Peki, bu güvensizlik paranoyasının müsebbipleri kimler? Yoksa bu uygulamalar bir korkutma aracı olarak mı kullanılıyor? Geldiğimiz nokta acı ve üzücü. Bir garip ülkeyiz vesselam.” -Tamer Yazar-