Asfuroğlu, kadın cinayetleri, taciz-tecavüzleri ve istismarlarının utanç kaynağı olmaya devam ettiğine vurgu yaptı
Hatay Barosu Kadın Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Meral Asfuroğlu, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” dolayısıyla yaptığı açıklamada, ülkemizde kadın cinayetleri, taciz-tecavüzleri ve istismarlarının utanç kaynağı olmaya devam ettiğine dikkat çekti. Hatay Barosunda, ellerde pankartlarla düzenlenen basın açıklamasında, Asfuroğlu, kadına yönelik şiddetin evrensel bir problem olduğuna vurgu yaptı.
10 yılda 3 bin kadın cinayet kurbanı oldu …
Hatay Baro Başkanı Av. Ekrem Dönmez’in de yer alıp destek verdiği açıklamada Av. Asfuroğlu şunlara değindi:
“25 Kasım; 1960’da Dominik Cumhuriyeti’nde faşist Trijillo Hükümetine karşı mücadelede sembol haline gelen Mirabel kardeşlerin tecavüz edilerek öldürüldüğü gündür. 1981 yılında Kolombiya’nın Bogota şehrinde bir araya gelen Latin Amerikalı ve Karaipli Kadınlar Kongresinde, Mirabel Kardeşlerin anısına 25 Kasım tarihi ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ olarak ilan edildi. 1999’da ise Birleşmiş Milletler bugünü resmi olarak ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ ilan etti. Ancak kadına şiddet bitmedi.
Kadına yönelik şiddetle mücadele devam ederken, kadına şiddet de artan şekilde devam etmekte. Toplumsal cinsiyet ayrımcılığı, erkek egemen bakış ve kadın üzerinde egemenlik ve iktidar talepleri, kadınlara yönelik şiddetin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ülkemizde son 10 yılda 3 bin civarında kadın cinayet kurbanı oldu. Bu sayıdan çok daha fazlası cinsel istismara uğradı, yaralandı, öldürülmeye çalışıldı. İlimizde de kadın cinayetleri, kadına şiddet olayları, çok duyulan vakalar haline geldi. Kadınlar, çocuk gelin adı ile istismara uğramaya devam ediliyor. Kıyafetinden dolayı fiziksel şiddete maruz kalabiliyor. Ülkemizde kadın cinayetleri, tacizleri, tecavüzleri istismarları hepimizi için bir utanç kaynağı olmaya devam ediyor.”
Devlet daha fazla caydırıcı olmanın çarelerini bulmalı …
Kadına yönelik şiddetin; sağlık, hukuk, eğitim, gelişim ve her şeyin üstünde bir insan hakları sorunu olduğunu, kadının insan haklarının ihlali olduğunu söyleyen Av. Asfuroğlu, bunun aynı zamanda, dünyanın en yaygın, ama en az tanımlanan, gizlenen ve gözden uzakta tutulan evrensel problemi olduğunu dile getirdi.
Kadına yönelik şiddet, kadının enerjisini tüketen, fiziksel sağlığını tehlikeye atan ve kendine güvenini yerle bir eden bir sağlık problemi olduğunu belirten Av. Asfuroğlu, açıklamasında şunlara yer verdi: “Kadına yönelik şiddet, sırf cinsiyet nedeniyle kadına uygulanan, kadını inciten ona zarar veren, fiziksel, cinsel, ruhsal hasarla sonuçlanan davranışlardır. Ne yazık ki daha çok tanıdı çevreden veya aile içinden kişilerce uygulanmaktadır.
Günümüz yaşamında kadın erkek eşitliği, önceki yıllara göre daha fazla üzerinde durulan bir konu olsa da, günümüz kadınının sorunlarının başında hala toplumsal cinsiyet rolü, ekonomik bağımsızlığı, dış dünyada ya da evinde, manevi, fiziksel, ekonomik ve cinsel yönden şiddet içeren eylem ve davranışlara karşı kendini korumak gelmektedir.
Devlet sadece yasa çıkarmakla kalmayıp, şiddete karşı, önceden alacağı önlemlerle daha caydırıcı olmanın çarelerini bulmak zorundadır. Şiddet dili kullanılmasını özendirici söylemlerden kaçınılması için çareler üretmek zorundadır. Devlet kadına şiddetin önlenmesi için, başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere, uluslar arası sözleşmelerle belirlenen kuralları bütünüyle uygulamalıdır. Biz Hatay Barosu Kadın Hukuku Komisyonu olarak, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde, bu güne kadar yaptığımız gibi, ülkemizde kadına yönelik şiddet, cinayet, taciz, istismar, tecavüz son buluncaya kadar mücadele etmeye, kadınları şiddet ve şiddetin önlenmesi ile hakları konusunda bilinçlendirmeye ve bilgilendirmeye devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla paylaşıyoruz.” -Mehmet ÖZGÜN-