MKÜ’deki konferansta anlatılan bilimsel verilere göre, “Cinsel tacizi yakın çevreden ilk fark edenler, anneler.Ama onlar da bu durumu gizliyor. Uyku-beslenme bozukluğu, okulda başarısızlık, yalnızlık, korku, anneye aşırı düşkünlük cinsel taciz belirtisi olabilir.”
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde (MKÜ) gerçekleşen bir konferansta anlatılanlar, cinsel tacizin çoğu kez yakından geldiğini, ancak gizlendiğini ortaya koydu. Akademisyenler, özellikle 2-6 yaş arası çocuklara korku, anneye düşkünlük, beslenme ve uyku bozukluğu, akademik başarısızlık halleri cinsel taciz belirtisi olması yüksek olasılık.
MKÜ Atatürk Konferans Salonu’nda önceki gün düzenlenen “ Koruyucu Eğitim ve Çocuk İstismarı” konulu konferansta konuşan Çukurova Üniversite Öğretim Görevlisi İsmail Sanberk, oldukça dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
Ülkemizde cinsel istismar ve çocuk istismarı konularının araştırılmasının, hatta konuşulmasının dahi güç olduğunu belirten İsmail Sanberk, Türkiye’de cinsel tacizle ilgili yapılan ilk çalışmanın 2013 yılında yapıldığını, konuyla ilgili verilerin daha çok Almanya ve diğer ülkelerden alındığını söyledi.
Çocuklara uygulanan istismarın genelde yakın çevreden geldiğini belirten İsmail Sanberk’in bu konudaki anlatımları şöyle.
“Türkiye’de çocuğa cinsel istismarla ilgili sağlıklı veri elde etmek mümkün değil. İstismar, aile içinden ve yakınlardan geliyorsa, anne tacizi fark ediyor, ama saklama eğiliminde oluyor. Durum, adli makamlara intikal etmiyor. Ancak bu istismar dışarıdan geliyorsa, hemen adli makamlara yansıyor.
Her meslek grubundan tacizci olabiliyor. Eğer çocukta uyku bozukluğu, beslenme bozukluğu, akademik başarıda düşüklük, yalnızlık, aşırı derecede korku ve kaygı, anneye aşırı düşkünlük varsa, bu taciz belirtisi olabilir.”
2 ile 6 yaş arası dönemin cinsel istismara en açık dönem olduğunu ifade eden Sanberk, çocukla her gün konuşulması gerektiğini belirtti. Dış dünyaya güvensizlik oluşturmadan, çocuğun iyi ve kötü dokunuş, iyi ve kötü sır ayrımını yapması, hayır diyebilmesi ve bedeni konusunda inisiyatifin kendisinde olduğunu bilmesi gerektiğini vurguladı.