1991’de, Körfez Savaşı’ndan sonra, Kuzey Irak’taki Kürtleri o zamanki Irak lideri Saddam Hüseyin’e karşı korumak için ABD liderliğinde İngiliz, Fransız uçak ve helikopterlerinden oluşan kuvvet, Türkiye (İncirlik, Pirinçlik) üzerinden “Çekiç Güç” harekâtını gerçekleştirdi. Türkiye’ye “Çekiç Güç” gönderilmesini, dönemin Cumhurbaşkanı Özal istedi. Özal, “Çekiç Güç” talebini Genelkurmay Başkanlığı’na danışmadan yapmıştı.(1) 1991 yılında, Irak Hava Sahası’nda 36’ncı paralelin kuzeyi ile 32’nci paralelin güneyi “Uçuşa Yasak Bölge” ilan edildi ve bu bölge Irak Hava Kuvvetleri’ne yasaklandı. Bu uygulama, ABD işgalinin başladığı 2003 yılına kadar 12 yıl sürdü. Çekiç Güç, 12 yıl boyunca Kuzey Irak’ta Kürt Devleti’nin kurulmasına şemsiye oldu ve PKK’nın canlanmasına uygun ortam sağladı.
O zaman, Özal’ın “Bir Koyup Üç Alma” politikası hüküm sürüyordu. Dönemin Cumhurbaşkanı, Saddam’dan kaçan Kürtlerin Türkiye’ye girmesine izin verdi. Oysa Genelkurmay Başkanlığı, Kürt sığınmacıların Türkiye sınırlarına alınmadan, Irak topraklarında belirlenecek bir bölgeye yerleştirilmesi ve insani yardımların yapılması önerisinde bulunmuştu. Özal’ın bu kararı sonucunda, Saddam’dan kaçan sığınmacıların yanında, çok sayıda PKK terör örgütü elemanı silahlarıyla Türkiye’ye geçmiş oldu.(2) PKK bu yolla daha fazla güçlendi.
1991’de Çekiç Güç’ten 2015’te İncirlik Mutabakatı’na
1990’larda Kuzey Irak için “Bir Koyup Üç Alma“ hayaliyle “Çekiç Güç” oluşturularak Kuzey Irak Kürt devletçiğinin kurulması sağlanmıştı. 22 Temmuz 2015’te, İncirlik Mutabakatı imzaya açıldı. İncirlik anlaşmasıyla, 24 yıl önce oluşturulan “Çekiç Güç” misyonu tekrar yürürlüğe koyulmuş oldu. Özetle, İncirlik Mutabakatı, Kuzey Irak’ta uygulanan “Çekiç Güç” harekâtının Suriye’nin kuzeyinde bir tekrarıydı.
Suriye’nin kuzeydoğusundaki Cezire Bölgesi ile kuzeybatısında yer alan Afrin 2012’de, ABD’nin desteği ile Esad rejiminden koparılarak PYD/PKK’nın eline geçmişti. PYD/PKK, Ocak 2015’te Kobani’yi (Ayn El Arap), ABD’nin desteğiyle IŞİD/DAEŞ’ten aldı. Haziran 2015’te yine ABD’nin sayesinde PYD/PKK, Tel Abyad’ı IŞİD/DAEŞ’ten alarak Cezire ve Kobani bölgelerini birleştirmiş ve Fırat’ın doğusunu kontrol altına almıştı.
Fırat Kalkanı ve Menbiç
Fırat Kalkanı Harekatı’nın hedefleri içinde yer alan Menbiç, 2012’de Esad muhaliflerinin; Ocak 2014’te IŞİD/DAEŞ’in kontrolündeydi. Ağustos 2016’da, ABD’nin desteğiyle PYD/PKK’nın eline geçti. ABD Menbiç’e yerleşti, PKK elemanlarıyla gövde gösterisi yaptı. Suriye kuzeybatısında Hatay-Kilis sınırındaki Afrin’de de Rus askerleri PYD/PKK ile birlikte işbirliği halinde.
Kuzey Irak’ta ikinci Kandil olarak adlandırılan Sincar’a PKK yerleşti. Yani hem topraklarını genişletti hem de Türkiye’ye daha çok yaklaştı.
Özetle, 5000-6000 teröriste sahip olan PKK’nın mevcudu, PYD ile birlikte yaklaşık 50 bin teröriste ulaştı. ABD’nin hedefi, oluşturduğu Peşmerge ordusu gibi PKK’yı 100 bin kişilik düzenli bir ordu gücüne getirmektir. Bu nedenle, modern silah sistemlerini ve zırhlı araçları vermektedir. Aslında, ABD sürekli dillendirdiği stratejik hedefine, Türkiye’nin de bir bölümünü içine alan Bağımsız ve Birleşik bir Kürdistan Devleti’ne istikrarlı bir şekilde hızla ilerlemektedir.
İsmet İnönü: ¨Savaşın başında yaptığınız bir hata, savaşın sonuna kadar peşinizi bırakmaz¨ demişti. Yani, stratejide yaptığınız bir hatayı taktik önlemlerle düzeltemezsiniz.
PYD/PKK, 20012’de Afrin ve Cezire’yi ele geçirdiğinde; Fırat’ın doğusunda koridoru birleştirdiğinde; Menbiç’i kontrol ettiğinde sonraki hamleleri görüp adım atılmalıydı. Türk toprağı Süleyman Şah Türbesi tahliye edilmemeliydi. Rus uçağı düşürülmemeliydi. En önemlisi, Suriye’nin toprak bütünlüğünün, Türkiye’nin BEKA’sı için yaşamsal önemde olduğu gerçeği dikkate alınmalıydı. Kerkük’e Irak bayrağı yerine Kürt bayrağı asılmamalıydı.
ABD’nin, İsrail’in, Rusya’nın, Suudi Arabistan’ın Türkiye’nin de bir bölümünü içine alan bir Kürt Devleti kurulması yönünde anlaştıkları bilinmeliydi.
(1) (2) Mehmet Ali Güller, Suriye’nin Sevr’i Amerikan Koridoru, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2015
naimbaburoglu@gmail.com