Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Abdullah Cömert Meclis Gündeminde …

Milletvekili Güzelmansur, meclis kürsüsündeki

Milletvekili Güzelmansur, meclis kürsüsündeki konuşmasında, Gezi eylemlerinin demokratik ve barışçıl olduğunu bir kez daha vurguladı

CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada, Gezi eylemlerinin demokratik ve barışçıl olduğunu bir kez daha söyledi, ölümünün 7. yılında Abdullah Cömert’e konuşmasında geniş yer ayırdı.
Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan başta olmak üzere Gezi’de hayatını kaybedenleri minnetle, rahmetle andığını söyleyen Milletvekili Güzelmansur, toplumsal yaşamın hak, hukuk, adalet, eşitlik, özgürlük ve demokrasiyle şekillendirilmesi ve güzelleştirilmesi uğrunda mücadele veren tüm yurttaşlara selamlarını iletti.
Yedi yıl önce bugün anayasal bir hakkı kullanarak demokratik ve barışçıl bir eylemde yer alan, elinde Türk bayrağından başka bir şey bulunmayan Abdullah Cömert’in hedef gözetilerek, kanunlar hiçe sayılarak, nişan almak ve vurulmak suretiyle bu yaşamdan kopartıldığını hatırlatan Milletvekili Güzelmansur, konuşmasında şunlara yer verdi: “Abdocan 22 yaşındaydı, gencecik bir fidandı, Gezi direnişinin omurgasını oluşturan tüm gençler gibi haklı talepleri, hayalleri, umutları vardı. Belirsiz bir geleceğe uyanmaya, genç işsizliğin artmasına, istihdamda liyakatsizliğe, yaşam tarzına müdahale edilmesine davranışları, konuşacakları, inançları, sosyal yaşamı konusunda buyruklar verilmesine itirazı vardı. Abdocan bir narenciye paketleme tesisinde işçiydi. Gezi’ye katılan tüm emekçiler gibi emeğin sömürülmesinin, esnek ve güvencesiz çalışmanın, taşeronun yaygınlaşmasının, kötü çalışma koşullarının, iş kazalarının son bulmasını istiyordu. Abdocan çevreciydi, doğaya saygılı, çevreye duyarlı diğer Geziciler gibi ağaçların betona kurban edilmesini; parklar, meydanlar, ormanlar gibi kamu alanlarının bir avuç azınlığa peşkeş çekilmesini, yeşili sökerek, tarihi silerek yaratılan rant düzenini durdurmak istiyordu. Abdocan vurulduğunda cebinden bir tek Atatürk posteri çıktı. Diğer Gezi eylemcileri gibi bu ülkenin kurtarıcısına, kurucusuna, ölümsüz liderine, ebedi Başkomutanına saygılıydı, minnettardı. O yüzden Atatürk’e her bulduğu fırsatta hakaret edenlere, Cumhuriyetin kuruluş felsefesini yozlaştıranlara yeter artık demek için Gezideydi. Abdocan vurulduğunda elinde taş yoktu, silah yoktu, sopa yoktu. Elinde sadece Türk bayrağı vardı. Tıpkı diğer vatansever Gezi eylemcileri gibi terör örgütleriyle pazarlık masasına oturanlara, bunlara ne isterlerse verenlere; Cumhuriyet birikimlerini yabancılara peşkeş çekenlere, ülkenin ekonomik bağımsızlığından ödün verenlere muhalifti. Bu nedenlerle meydanlardaydı. Gezide milyonlar meydanlardaydı. Çünkü, Ak Parti döneminde özgürlüklerin kısıtlanması, rant iştahıyla insanların yaşam alanlarının talan edilmesi, bir avuç aşırı doyguna karşı milyonlarca yoksul yaratan bir paylaşımcı düzenin kurulması; demokrasi, eşitlik, adalet, şeffaflık gibi değerlerin altının oyulması; ortak aklın bir kenara itilmesi, sürekli ben yaptım oldu bitti mantığının güdülmesi, milyonları bezdirmişti. Tüm bu nedenlerle tamamen kendiliğinden gelişen bir hareketti Gezi. Eylemleri demokratik ve barışçıldır. Gezi hareketine katılanların talepleri haklı ve meşrudur. Bu yüzden Gezi güce tapanların, ikbalcilerin, yandaş kalemlerin, çıkar odaklarının, maaşlı trol ordularının, ihalecilerin, torpilli bürokratların iftiralarıyla, saldırılarıyla karalanamaz.
demokrasiyi benimsemiş bir iktidarın Gezi hareketinin nedenlerini anlamaya çalışması, eylemcilerin taleplerine kulak vermesi ve Gezi’de öldürülen çocuklarına sahip çıkması, huzurla uyuyabilmeleri için, adaleti sağlaması için gerekirdi ama ne yazık ki iktidar bunu yapmadı. Özde değil sözde demokrat bir iktidar olduğunuz için Amerika’da aşırı polis gücü ve şiddeti nedeniyle öldürülen George Floyd için taziye ve üzüntü mesajı yayınlarken Abdullah Cömert, Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş ve Ahmet Atakan’ın adını bile anmadığınız.
Samimiyetsizlik, riyakârlık üzerine kurulu bir sistem hiçbir zaman köklü, kalıcı başarılar kazanmadı, bundan sonrada kazanmayacak. Dolayısıyla, iktidara tavsiyem Gezi hareketini karalamak yerine hareketin benimsediği dayanışma, eşitlik, çoğulculuk ve özgürlük gibi değerleri benimseyin, sahiplenin. Gezi’de hayatını kaybeden çocuklarımızı, bir kez daha saygı ve rahmetle anıyorum, rahat uyuyun, mücadeleniz mücadelemiz olacak diyorum. Sözlerime son verirken, mücadeleyi vatan sevdasını, Kuvayi Milliye destanını en güzel ve anlamlı dizelerle anlatan ölümsüz şairimiz Nazım Hikmet Ran’a saygı ve rahmet duygularımı sunuyorum.”  -Mehmet ÖZGÜN-