Bizi aç bıraktılar. Polisten küfür yedik, kötü muameleye maruz kaldık.
Tramvay durağında gözaltılar… Tekmelerle yerlerde sürüklenmeler… Ters kelepçelerle karşı karşıya gelişler…
Bu şekilde kötü muameleye uğrayanların bir kısmı kurtulmayı başardı. Erdoğan ile yemeğe katıldığını söyleyen ya da babasının büyük bir şirkette CEO olduğunu belirten bazıları, bu tür ifadelerle gözaltından sıyrılabildi.
Ama herkes için durum aynı değildi. Bu ayrıcalığı olmayanlar tutuklandı, hâlâ haksız yere içeride olanlar var.
Nezarethanelerin çoğunda ağır bir koku, sağlıksız bir ortam hâkim. Gözaltına alınan ya da tutuklanan vatandaşlar, insan onuruna yakışmayan bu koşullarda kalmaya mecbur bırakılıyor
Protesto gösterilerine katılanların büyük kısmı, gelecekleri konusunda ciddi kaygılar taşıyor.
Bir bölümü ise, gösterilere verilecek toplumsal tepkinin yeni bir ortam yaratabileceğini umut ediyor.
Bu nedenle, ses çıkarmayı bir mecburiyet olarak görüyorlar.
Elbette bu kararı etkileyen başka gerekçeler de var.
Örneğin, bazıları ekonomi, eğitim, milliyetçilik ve sosyalistlik gibi gerekçelerle eylemlere katılmış.
Bu gerekçeler arasında Atatürkçülük başı çekiyor.
Öte yandan, imkân olsa bile yurt dışına gitmeyeceklerini ifade edenlerin sayısı da oldukça fazla.
Bu görüşte olanlar arasında vakıf üniversitelerinden gelenlerin sayısının da bir hayli yüksek olduğu dikkat çekiyor.
Bununla birlikte, umutlarını tamamen yitirmiş ve kurtuluşu yurt dışında görenlerin sayısının da giderek arttığı görülüyor.
İmza atmak isteyenlerin, hatırladığımız kadarıyla, boş kâğıt talep ettikleri söyleniyor. Sebebi ise, bu kâğıtları daha sonra gelecek olanlara da imzalatmak istemeleri.
Bu şekilde, imza kampanyası giderek büyüyor, yayılıyor ve çoğalıyor.
İnsan, heyecanı kadar gençtir.
Bu gidişle, tüm yollar gençlik buluşmasına çıkacak gibi görünüyor.
O hâlde, olup biteni sadece izlemekle kalmamalı; gördüklerimizden yola çıkarak harekete geçmeyi bilmeliyiz.
Bilmeliyiz ki, yarınlarımız elimizde.
Bilmeliyiz ki, önümüzdeki yolu aydınlatacak olan, bugünkü duruşumuz.
Bilmeliyiz ki, atacağımız her adım, bizi karanlıktan güneşe çıkarabilir.
Bunun için emek vermeli, vazgeçmemeli, geleceğimizi bugünden şekillendirmeliyiz.
Şekillendirelim ki, yürüdüğümüz yol çağdaşlığa uzansın; ışıkla, umutla dolsun.
YORUMLAR