Başarılı Doktor, CHP Belediye Meclis Üyesi ve Siyasetçi Selim Matkap; Adalet Yürüyüşü ve bu yürüyüşün sebep ve sonuçları üzerine bir değerlendirme yazısını, siz değerli okurlarımız için kaleme aldı. İşte Sayın Matkap’ın yorumları:
SARAYIN ADALETİ-HALKIN ADALETİ
Türkiye, tarihinin en büyük ve barışçıl eylemine, adalet yürüyüşüne tanıklık etti. Bu yürüyüşün yapılmasına neden olan koşulları tespit etmeye çalışalım.
İnsanlığın evrensel değerleri, insan hakları, temel özgürlükler, yaşam hakkı gibi konular eskiden beri
Yakın tarih açısından bakıldığında 7 Haziran seçiminden sonra meclis aritmetiğinde çoğunluğunu kaybeden AK Parti, hükümeti kuramayınca, Tayyip Erdoğan tarafından zorlama bir yöntemle hükümet kurma görevi teammüller gereği CHP liderine verilmesi gerekirken bu hak gasp edildi. Ardından 1 Kasım seçimine gidilen süreçte, özellikle Kürt illerinde yoğun bir savaş stratejisi uygulanarak halk sindirildi. Bu zorbalık doğal toplumsal refleksler sonucu yeniden AK Parti iktidarının oluşmasına zemin hazırladı.
Ardından gelen darbe girişimi, darbe girişiminde yaşananlarla ilgili yoğun soru işaretleri, bu darbenin önlenip önlenemeyeceği, sonrasında darbeyi gerçekleştirenlerin siyasi uzantıları, bunların darbecilerden arınma tarihi olarak 17/25 Aralık’ın seçilmiş olması, darbe girişiminin bir fırsata çevrilerek siyasi iktidarın kendisine muhalif tüm kesimleri tasfiye etmeye çalışması ülkenin dengelerini alt üst etti. 17/25 Aralık sürecinde yasal yollarla elde edilmeyen kimi belgeler ortaya saçıldı. Bu belgelerin elde ediliş biçimi bir tartışma konusudur. Ancak bu belgelerin doğruluğu da önemli bir konudur. Bunun da araştırılmamış olması toplumun bir kısmının vicdanını yaralamaktadır.
Buna işinden uzaklaştırılan, tabiri caizse sokağa atılan onca insanın durumu ve nihayetinde işlerine dönmek için bedenlerini açlığa yatıran Nuriye ve Semih’e iktidar sahiplerinin merhametsiz ve vurdumduymaz tavırları eklenmiş oldu.
Tabi ki sürecin bir parçası da referandum. İşgal edilmiş görüntüsü veren yargı kurumunda, kararlar ne yazık ki tarafgirlikle verildi. YSK’nun anayasa ihlali yaparak seçimi geçerli sayması bardağı taşıran önemli damlalardan biri oldu.
Bu kadar olumsuzluğa rağmen TBMM içi ve dışı tüm hak arama yollarının kapanmış olması bu adalet yürüyüşünün gerçekleşmesine neden oldu. Barışçıl, şiddet içermeyen ve tüm toplum kesimlerini içine alan, renkli, mizahi sokak etkinliklerine ihtiyacımız var. Bunun için de gençlerin enerjisine ihtiyacımız var. Düne göre bir adım ilerideyiz ve artık geri dönemeyiz. Yürümek zorundayız.
Sarayın adaletini yıkıp, halkın adaletini sağlayana kadar.