Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın başkanlığında 28’incisi düzenlenen Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde ‘En İyi Film Ödülü’nü Ahmet Necdet Çupur’un yönettiği ‘Yaramaz Çocuklar’ filmi alırken, Hataylı Yönetmenlerin bu alandaki başarılarına da bir yenisini ekledi. Son dönemde Fikret Reyhan’ın da benzer başarılarla adından sıkça söz ettirdiği sektörde, bir diğer marka isimse, Antakya üzerine yapımları ile bilinen Semir Aslanyürek olmuştu.
-YARAMAZ ÇOCUKLAR-
Altın Koza’da ‘En İyi Film Ödülü’nü alan Yaramaz Çocuklar, Ahmet Necdet Çupur’un ilk uzun metrajlı belgesel filmi. Yaramaz Çocuklar, 27. Saraybosna Film Festivali’nde de yarışmış, İnsan Hakları Ödülü’ne layık görülmüştü. Çupur, festivalde duygu ve düşüncelerini paylaşırken, duygularını, “Bu filmle beraber, geçmişim ve ailemle bağ kurabileceğime inandım. Ailem ve geleneklerle aramdaki bağları koparmadan bir çözüm üretebileceğimize, eskileri yıkmadan yeni değerler
Yaramaz Çocuklar, dünya prömiyerini yaptığı 52. Visions du Réel – Uluslararası Nyon Belgesel Film Festivali’nden ise Jüri Özel Ödülü’yle dönmüş ve sonrasında DocsBarcelona’da gösterilmişti. Filmde; Zor şartlarda yaşam süren Ahmet Necdet Çupur, eğitim hayatına devam edebilmek için Antakya’daki Keskincik Köyü’nden ayrılır. Aradan geçen 20 yılın ardından Ahmet, kardeşlerine destek olabilmek için Fransa’dan köyüne geri döner ve buradaki yaşadıklarını kayıt altına alır.
-DÜNÜN HİKAYESİ-
‘Yaramaz Çocuklar’ ile ‘En İyi Film Ödülü’nü alırken, Adana’nın kendisi için, en çok da çocukluğu için ne anlam ifade ettiğine dair konuşan Hataylı Yönetmen Ahmet Necdet Çupur’un dikkat çeken kelimeleri ise şöyle:
“Küçük yaşlardayken, ailem, Adana’ya sürekli pamuk toplamaya gelirdi. Ancak babam şoför olduktan sonra, Adana’ya pamuk toplamak için gelişlerimiz sona erdi. Yine de herhangi bir yaramazlık yaptığımız zamanlarda, bizi Adana’ya, pamuk toplamaya götüreceklerini söyler, bu şekilde de korkuturdu. Bu korkuyla büyüdük. Hatta ovada birkaç yıl pamuk topladığım da olmuştur. Açıkçası, bir pamuk kozası (Elindeki Altın Koza Ödülü’nü göstererek…) gözüme hiç bu kadar güzel gözükmemişti. İşte bunun güzelliğiyle, gelecekte Adana ile ilgili daha umut dolu hikâyeler anlatmayı umuyorum. Teşekkürler.”
-KORİDOR-
Altın Koza’dan 3 ödülle dönen bir diğer Hataylı Yönetmen Erkan Tahhuşoğlu da sinema sektörünün son yıllardaki dikkati çeken isimlerinden biri. Koridor’daki performanslarıyla ‘En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü alan Emel Göksu ve Ayşe Demirel’in de oyunculuklarıyla öne çıktığı filmin konusuna gelince…
Koridor filminin dikkat çeken bir ayrıntısı da, film çekimlerinin, Antakya Gazetesi’nin yönetim evinin alt katındaki dairede tamamlanmış olması.
-SANATIN GÜCÜ-
Semir Aslanyürek, Fikret Reyhan, Erkan Tahhuşoğlu ve Ahmet Necdet Çupur gibi isimlerin sinema sektörüne kazandırdıkları ve elde ettikleri ödüllerle de bu kimliği güçlendirmelerine tepkiler ise vatandaş nezdinde ciddi bir memnuniyete işaret ediyor.
Konuya ilişkin mesajlarını Antakya Gazetesi ile paylaşan okurlarımızın bu konudaki paylaşımlarında ortaklaşan değer ise oldukça net:
“Bir ülke de, bir kent de ancak sanatla dünyaya kendini anlatabilir. Dünyada, sanatın gücü ve etkisi ortadadır. Bizler de bu gerçeğin başarısında duran insanlarla daha iç içe olmalı ve onların da başarılarını bu kentin kimliğine katmasını sağlamalıyız. Aksi halde, onlara ‘Hataylı Yönetmen’ deyip uzaktan izlemeye devam ederiz. Bence Hatay da, Hataylı kimlikler de bir araya gelmeli, getirilmeli. Bunu yapacaklar da, bu kentin yöneticileri…”
Çekimleri Antakya’da yapılan Koridor filminin ödüllü oyuncularından Emel Göksu, Adana Altın Koza’da aldığı ödüle dair yaptığı konuşmasında, ödüle ve anlamına dair şunları söyledi:
“Buraya gelirken, umudumuz yoktu ama… Aramızda konuşuyorduk, ‘ya hep ya hiç’ diye! İkimiz (Ayşe Demirel…) birden Altın Koza’yı çok istedik. Gerçekten de birimiz alsaydı sadece, çok üzülürdük. Bu yüzden de Jüri’ye çok teşekkür ediyoruz. Dileğimizi duydular.”
-İKİ HUYSUZ İHTİYAR-
Göksu, filmin Yönetmeni, Senaristi ve Yapımcısı olan Erhan Tahhuşoğlu’na teşekkür ederken kullandığı kelimelerle hem gülümsetti, hem de deneyimli isimlerin elde ettiği başarıya eklenen genç bir ismi onurlandırdı.
“Bu arada, iki huysuz ihtiyar ile uğraşan, sabırla ve saygıyla, ayrıca sevgiyle uğraşan Erhan Tahhuşoğlu’na da teşekkür ediyorum. Tabi ekimize de teşekkür ediyoruz. Onlar bu kadar başarılı olmasalardı, bizler bu ödülü alamazdık. Tekrar teşekkür ediyoruz. Sağ olun, var olun.”
‘En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü alan Emel Göksu’nun ardından aynı ödülü alan bir diğer isim, Ayşe Demirel ise şöyle konuştu:
“Jüriye ve Festival’e çok teşekkür ediyoruz. O kadar heyecanlıyım ki, konuşamıyorum. Ama şunu ifade etmem gerekiyor ki, biz, çok eski iki arkadaşız. 17 yaşımızdan beri aynı iki kardeşi oynadık. Sevgili Yönetmenimiz Erhan Tahhuşoğlu’na da bu anlamda çok teşekkür ediyorum. Bütün set işçilerine çok teşekkür ediyorum.”
Tamer Yazar