Yaklaşan yerel seçimler öncesi Defne Belediye başkanlığı için gündeme yeni ve sürpriz isimler geliyor. İşte onlardan biri olan Şehir plancısı, İstanbul’da yaşayan Defneli Cihan Şehla sosyal medya hesabında paylaştığı ayrıntılı bir yazı ile kendisini layık görenlere teşekkür edip Defne ilçesine dair düşüncelerini paylaştı.
Genç siyasetçinin kaleme aldığı düşünceler şöyle: “Son zamanlarda Hatay Defne’ye ilişkin benim ismimin de geçirildiği bir Defne Belediye Başkan adayları konusunun sıklıkla sosyal medya mecralarında gündem olduğunu görüyorum. İsmimin doğup büyüdüğüm kente dair böyle bir konuda geçirilmesi son derece gurur verici.Bugüne kadar böylesi bir konuda herhangi bir ifadem olmasa da ismimin sıklıkla geçirilmesine istinaden Defne’de belediyecilik ihtiyacına yönelik bir iki şey söyleme haddim olacaktır sanırım.
Her yerel seçim öncesinde Defne’de ve Hatay’da mutlak bir değişim beklentisi ve ihtiyacı da ortaya çıkıyor ve bu duyguyu her birlikte paylaşıyoruz. Bu sene de durum çok daha hassas ve de çok daha büyük. Bu nedenle de genel seçimlerden önce bile Hatay’da Defne’de yereli konuşur olduk.Bir şehir plancısı, çok eski bir belediyeci ve İstanbul’da ikamet etsem de bir Defneli olarak özellikle Defne, Samandağ ve Arsuz’da maalesef ki belediyecilik hizmetlerine dair, -şuan aynı partiden bir belediyede görev yapıyor olmama karşın-, uzun bir eleştiri listesi elbette yazabilirim.
Hatay’ı Hatay yapan bu üç güzel ilçede hizmet, değer ve vizyon açısından yüzümüz hiç gülmedi. Maksadım eksikleri, yanlışları tekrar etmek veya bir şekilde emek vermiş, görev yapmış kimseleri de kötülemek de değil.Depremden önce önümüzdeki yerel seçimler ve yeni hizmet dönemi için bambaşka şeyleri konuşuyorduk, Defnemize dair hayallerimiz başkaydı, dışarda yaşayan Defneli ve Hataylılar olarak önümüzdeki süreç için birleşmiş, projelerimizi şekillendirmiştik. Geç mi kalmıştık bilmiyorum, hepimizin bir olgunlaşma, deneyimleme, siyasi şekillenme ve güçlenme süreci farklı işliyor. 2019 seçimleri ülke için de, yaşı daha genç olan siyasiler için de bir yerlerde bir şeyleri değiştirmek için emsal olmuştu. Belki o emsale ihtiyacımız vardı, para yolu dışında birşeyleri bilgiyle ve tecrübeyle değiştirme olgunluğunu bekledik belki.
Defnemizde her kim başkan adayı olacaksa ilçemizin kaybettiği yılları için, değerine ulaşması için gerekli desteği verecek, baskıyı kuracak bir örgütlenme modeli üzerinde çalışmıştık.Ancak 06 Şubat 2023 tarihi tüm hayatları, şehirleri, şehirlerin geleceğini değiştirdi. 2024’te başkanlığa adaylığı düşünen her bir kimseyi bambaşka ve de zorlu bir süreç bekliyor. Büyük bir bölümü yok olmuş, yıkılmış bir yapı stoğu, kayıp ve yokluk travması yaşayan bir toplum, yıkım yaşamasa da hizmet bekleyen bir kırsal ve endişeli bir gelecek bekliyor olacak her bir başkan adayını. Rastgele konumlanmış barınmalar ve konteyner işyerleri ile işgaller ve mülkiyet sorunsalı bekliyor.
En önemlisi de ustaca ilmek ilmek şekillenidirilmesi gerekecek bomboş bir kentsel alan var önümüzde. Defne’nin geleceği için bir potansiyel ama bir yandan rantsal bir tehlike. Dolayısıyla bir disiplin ve bir vicdan da bekliyor olacak her bir adayı.Bunların ne kadar gerçekten farkındayız? Romantik heyecansal söylemler en basiti. İdrak etmek ise başka bir tecrübe gerektirir. Konu basit bir barınma ihtiyacını çözmek değil, konu bu çözümü EV olarak yeniden hissettirebilmek aslında.
Günlerdir yazılıp çizilenleri okuyorum. Şu parti olursa asla vermem, isim önemli, xxx olursa desteğim tam, komünist bir başkan lazım, bağımsız olsun, bize likayetli biri lazım, artık bıktık. vb.Her şehrin, her coğrafyanın, her toplumun, her kültürün ve her inancın yapısı da olaylara tepkisi de farklıdır. Dolayısıyla ihtiyacı da farklıdır. Defne’de Belediye modeline salt popüler modelleri hayal etmek de hata, hiç örnek almamak da hata. Konuya sadece bu başlıklarla bakmak deprem öncesindeki Defneyi konuşmak oluyor. Bir kentte başarılı olan bir model başka bir şehirde işlemeyebilir.
Kentler canlı organizmalardır, bu organizmayı ancak ve ancak kendi anatomisine uygun bir modelle yönetebilirsiniz. Devşirme modellerle değil.Hele ki büyük bir afetle yıkılmış bir kentin ihtiyacı bambaşkadır. Ülkemizde yakın bir geçmişte henüz bu ölçekte bir yıkımdan sonraki sürecin yönetimine dair bir tecrübe yok. Dolayısıyla Hatay ve Defne’miz kendi tecrübesini yaşayacak.
Deprem yaşanmasaydı kente değer katacak projeleri ve hizmetleri konuşmak manen de madden de çok daha rahat olacaktı.Hatay ölçeğini es geçerek, Defne özelinde konuşmak gerekirse; Defne’de her zamankinden farklı şekilde, çok daha sert bir gerçeklik içinde, deprem öncesindeki masum beklenti ve eleştirilerin ötesinde, Belediyeye, kente ve Defnelilere “liderlik” edecek, “birlikte varız” diyecek bir anlayış ihtiyacı var. Defneyi şuanki haliyle yönetmeye talip olan kimse; toplumsal travmayı da bilecek, afet yönetimini de önemseyecek, kentsel dayanıklılığın ne olduğunu anlayacak, mülkiyet, hukuk ve mevzuat saygısı olacak, şehirciliği ve kentsel planlamayı bilecek, dayanışmayı büyütecek biri olmalı. En önemlisi de bunların hepsini tek başına yapamayacağının farkında olmalı, yani kilit şey ekip kurmadır. Defnenin yeni dönemdeki yönetim modelinde örgütlenmenin en önemli araç olacağını düşünüyorum.
Toplumla, halkla dayanışma üzerine kurulu doğru bir örgütlenme biçimi toparlanmayı sağlayacak ve karşılıklı diyalog barışı sağlayacaktır. Ne toplum sırtını belediyeye yaslayacak ne de belediye dilediği gibi at koşturacak.Bu örgütlenme belediyenin kendi örgütlenmesiyle başlamalıdır. Çalışanlardaki aidiyet, maaşa rağmen gönüllülük duygusu, kente olan vefa ve kayıplara karşı olan vicdani borç her zaman ortak duygular olmalı.Burada salt komünist, sosyalist vb tekrar eden kavramlar üzerine kurulu bir örgütlenmeden veyahut siyasi bir parti bayrağı örgütlenmesinden bahsetmiyorum.
Dayanışma üzerine kurulu bir örgütlülüğe ihtiyaç var. Dili değil gönlü Defne’den yana olan bir örgütlülük. Afet sonrasında bir ilçe belediyesi tek başına binlerce insanın barınmasını çözemez, istihdam sağlayamaz, her ihtiyaca yetemez. Ancak toplumla, diğer kurumlarla ve devletle dayanışma kurabilir. Bunu ancak ve ancak siyaset üstü bir yaklaşımla yapabilir. Defne’de bir yandan bugünün sorunlarına çözüm aranmalı, bir yandan da hiç vakit kaybetmeden kentin geleceğini de garantileyecek projeler de hayata geçirilmeli.
Bu iki olgu tam bir denge, bir terazi üzerinde ilerlemeli. Basitçe çöpü tam toplamıyorsan kapalı spor tesisini yapamazsın. Defneyi yeniden canlandıracak olan şey ona biçilecek kimlik olacaktır. Nasıl bir Defne hayal ediyoruz… benim Defnem bir felix, bir anka kuşu uzun yıllardır küllerinden doğmayı bekleyen şehir. Hazırlıklı olun, sağlıkla kalın.”