Solğun, 2019-2020 Eğitim-Öğretim Yılının salgın süreci gölgesinde sona erdiğine vurgu yaptı
Türk Eğitim-Sen Hatay Şube Başkanı Ömer Solğun, 2019-2020 Eğitim-Öğretim Yılı salgın süreci gölgesinde sona erdi. Solğun, Ağustos ayında 40 bin atama daha yapılmasının önemine vurgu yaptı.
Dönemin ikinci yarısında yaşanan salgın vakaları tüm dünyaya olduğu gibi ne yazık ki ülkemize de heyula gibi çöktüğünü, bu süreçte 5 bine yakın vatandaşımızı kaybettiğimizi, hala hastanelerde tedavi süreci devam eden çok sayıda hastamızın yer aldığını belirten Solğun, sağlık çalışanlarının büyük fedakârlıklarda bulunduğunu, öğretmenlerin uzaktan eğitim sürecini ciddi bir özveri ile yürüttüğünü, kendilerinin de bu sürece uyum sağlamaya en yüksek düzeyde gayret gösterdiklerini ifade etti.
31 Ağustos’ta telafi eğitimiyle okullar açılacak
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 31 Ağustos tarihinde telafi eğitimiyle birlikte okulları açacağını, Umuyoruz ki; 2020-2021 Eğitim-Öğretim Yılının sağlıklı ve kesintisiz bir şekilde yürütülmesini umduklarını söyleyen Solğun, açıklamasında şunlara değindi: “Geçtiğimiz eğitim-öğretim yılı başta salgın süreci olmak üzere birçok sorunla tamamlandı. 16 Mart tarihinde doğru bir kararla okullarda eğitime zorunlu olarak ara verildi. 23 Mart tarihinden itibaren EBA üzerinden canlı ders işlenmesi hizmetini hazırlayarak, dileyen öğretmenlerimizin kullanımına açtı. uzaktan eğitimi başarıyla yürüten fedakâr öğretmenlerimize minnetlerimizi sunuyoruz.
Tabi şunu da belirtelim ki; uzaktan eğitim kapsamında öğretmenlerimizin canlı ders anlatımı konusunda bir takım sıkıntılar yaşandı. Ülkemizin sosyo-ekonomik koşulları nedeniyle her öğrencimizde aynı teknik imkânlar mevcut değildir. İnterneti hatta bilgisayarı bulunmayan öğrencilerimiz bulunmaktadır. İnternette sık sık aksamalar yaşanmaktadır. Dolayısıyla öğretmenler bazen ders anlatamadıkları gibi bazen de sınıf mevcudunun yarısı kadar öğrenci ile ders işlemek zorunda kaldı. Bu da her öğrencinin aynı eğitim imkânına ulaşamamasına ve dolayısıyla eğitimde yeni bir fırsat eşitsizliğine neden oldu.
Öğretmenler yan gelip yatmadı …
Salgın sürecinde ne yazık ki öğretmenlerimize yine çeşitli yaftalar yapıştırıldı. Kamuoyunu manipüle etmeye çabalayan bir kısım zihni bulanıklar, öğretmenleri az çalışan çok para kazanan, yan gelip yatan, uzun tatillere sahip bir meslek grubu olarak lanse etmekten geri durmadı. Bu mesnetsiz söylemlerle bir kez daha öğretmenlik mesleğinin itibarı rencide edildi. Oysa okullar, öğretmenler için tatil edilmedi. İdari izinli sayılan süreçte öğretmenler yan gelip yatmadı. Öğretmenler iletişim araçları sayesinde bilgi akışı sağladı, öğrencilerini aradı, canlı ders anlatımı yaptı, öğrencilerin ödevlerini takip etti. Unutulmamalıdır ki, öğrencilerin eğitim düzeyi ile ilgili kaygı düzeyi en yüksek kesim öğretmenlerdir. Öğretmenlerin vicdani sorumluluğu yüksektir. Dolayısıyla bu süreçte öğretmenler gereğini yaptı. Bu noktada öğretmenleri tahkir edenleri şiddetle kınıyoruz.”
Öte yandan; 2017 yılının Temmuz ayında atanan öğretmenlerin büyük kısmı güvenlik soruşturmaları nedeniyle ağustos ayından sonra göreve başladığı için 3 yılını doldurmadı. Dolayısıyla bu öğretmenlerimiz mazeret tayini başvurusunda bulunamayacaklar. Talebimiz; bir düzenleme yapılarak, 2017 yılında atanan sözleşmeli öğretmenlerimizin mazeret tayin talebinde bulunmasının sağlanmasıdır. Aile dramları sona ermeden öğretmenlerden verim ve motivasyon beklememiz doğru olmayacaktır.
Meslek kanunu bir an önce çıkmalı …
Taleplerinden biri olan ve 2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nde de yer alan Zorunlu Hizmet Tazminatı ödemesinin hayata geçirilmesinin önemine değinen Solğun, “Bu şekilde hem öğretmen açığı sorunu çözülecek hem de mahrumiyet bölgelerinde öğretmenlerin gönüllü çalışması sağlanacaktır. Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik kaldırılmalı, tüm öğretmenler kadrolu olarak istihdam edilmelidir.
Öğretmenlik mesleğinin saygınlığını ve itibarını artıran, statüsünü sağlam bir zemine kavuşturan, aynı zamanda 657 sayılı DMK’dan kaynaklanan haklarımızı koruyan bir meslek kanunu bir an önce hayata geçirilmelidir.
27-28 Haziran tarihinde de YKS yapılacaktır. Şu anda salgının yayılımı her ne kadar pandeminin ilk dönemlerine göre nispeten azalmış gibi gözükse de, özellikle son bir haftadır sistematik şekilde günlük vaka sayılarında artış biz eğitimcileri endişeye sevk etmektedir. Gerek Milli Eğitim Bakanlığı’nın gerekse ÖSYM’nin LGS ve YKS’de çocuklarımızın ve eğitim çalışanlarının sağlığını riske etmeyecek bütün tedbirleri en üst düzeyde alması çok önemlidir. Unutulmamalıdır ki; sağlığın dışında her şeyin telafisi vardır.
Eğitim-Öğretime Hazırlık Ödeneği önümüzdeki eğitim-öğretim yılında tüm eğitim çalışanlarına verilmelidir. MEB yaz aylarında bu konuda mutlaka bir düzenleme yapmalıdır” dedi. Mehmet ÖZGÜN