SES Hatay Şubesi, Hatay Tabip Odası ve Hatay Aile Hekimleri Derneği, dün Hatay İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya geldi, Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliğinin iptal edilmesinin gerekliliğine vurgu yaptı.
Etkinlikte ortak basın açıklamasını okuyan SES Hatay Şubesi Eş Başkanı Meryem Avcı, sağlık emek ve meslek örgütlerinin mücadelesiyle uzun süre hayata geçirilemeyen, milyonlarca vatandaşın, binlerce sağlık emekçisinin itirazlarına rağmen uygulamaya konulan “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nın, bir kez daha Aile Hekimliğinde çalışan sağlık emekçilerinin hak kaybı yaşamasına neden olduğunu söyledi.
Aile hekimliği sisteminde bugüne kadar yapılan değişikliklerin hiçbirinin, ne toplum sağlığını öncelediğini nede çalışanların memnuniyeti önemsediğini söyleyen Avcı, sistemde var olan aşılar, mobil sağlık hizmetleri, çocuk, bebek ve gebe izlemleri ve birçok angarya işe ek olarak da COVID- 19 aşı uygulamalarının da eklenmesiyle, hem aile hekimleri hem de aile sağlığı çalışanlarının tükenmişlik ve çaresizlik içerisine girdiğini bildirdi. Buna rağmen, burada bir başarı hikâyesi ve çabası varsa o da kesinlikle sağlık emekçilerinin kendi başarıları ve çabaları olduğuna değinen Avcı, Aile Hekimliği uygulama yönetmeliğinin bugüne kadar her değişiklikte geriye gidildiğini, hak kayıpları, hatta cezalandırmaların oluşturulduğunu ifade etti.
-Sağlık emekçileriyle dalga geçildi-
Uzun zamandır masada olan, her geçen yıl hak kayıplarının görmezden gelindiği gerçeğine rağmen büyük bir beklentiyle, vaatlerle hak kayıplarını gidereceği söylenen aile hekimliği ödeme ve sözleşme yönetmeliğinin, 30.06.2021 tarihinde yeniden yayınlandığını hatırlatan Avcı, açıklamasında şunlara yer verdi:
“Sonuç ise beklenti ve taleplerimizin karşılanması bir yana bir öncekinden daha da kötü bir düzenleme olmuştur. Adeta sağlık emekçileriyle dalga geçilmiştir. Yönetmelik değişikliği ile aile hekimliği çalışanlarının statüsü, il sağlık müdürlüklerine bağlı işçi noktasına getirilmiş, kölelik sistemine taşınmıştır. Aynı zamanda başta pandemi sürecinde olduğu gibi, toplum sağlığını ve sağlık çalışanlarının haklarını savunan, kamuoyunu bilgilendiren, görüş ve önerilerini, taleplerini basın ve sosyal medya aracılığıyla üç kez dile getiren aile sağlığı merkezi (ASM) sağlık çalışanlarının sözleşmeleri feshedileceği yönetmelikte yer almıştır. Böyle bir düzenlemeyi kabul etmemiz mümkün değildir!
-Angarya çalışmaya son verilmeli-
Aile hekimliği uygulamasında iş güvencesi bu yönetmelikle sona ermiştir. Yeni yönetmelik ile sözleşme yenilme ve fesih yetkisi İl Sağlık Müdürlüklerine verilmiş olup zaten iller arasında var olan uygulama farklılıkları kişilerin insafına bırakılmıştır. Açığa alma, sözleşme yenilememe gibi olağanüstü yetkiler, tüm hukuk kuralları çiğnenerek verilmiştir. İş barışını bozan fiillerden, yapboz tahtası gibi sürekli değişikliklerden vazgeçilmelidir. Hukuk çerçevesinde bir yasa çıkarılmadan sistemin yürütülebilir olması imkânsızdır. Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Çalışanlarının iş yükünü azaltarak, angarya çalışmaya son verilmelidir. Yeni yönetmeliğin neresinden tutarsak kopuyor. Örneğin; entegre aile hekimliği çalışanlarının en temel insani hakkı olan sağlık iznine göz dikmişlerdir. Yani ‘çalışan hasta da olsa kanser de olsa, kaza da geçirse, raporlu da olsa 5 nöbet tutamazsa sözleşmesi fesih edilir’ denilmektedir.
-Aile hekimliği çalışanları gelir erimesi yaşadı-
Oysa Aile hekimliği çalışanları yaptıkları özverili çalışmaya salgında da devam ederek, COVID-19 aşılamasının büyük bir çoğunluğu ASM’lerde uygulanmıştır. Ayrıca Phizer/Biontec aşıları da aile sağlığı merkezlerinde yapılmaya başlanmış birçok uygulama zorluğuna rağmen günde 600 bin kişinin üzerinde aşılama yapılmıştır. Ancak aile hekimliği çalışanları 10 yıldır %60 gelir erimesi yaşarken, özlük haklarını kaybederken bütün itirazlara, başvurulara rağmen düzenleme yapılmadığında aylık 1000-1500 TL arası gelir kaybı olacağı ortaya çıkmıştır.
Aile sağlığı çalışanı açığı tüm ülkede %15 oranında devam ederken, hasta sorumluluğu yokken, teknik ve eğitim alt yapısı olmadan bu kadar büyük bir iş yükünün pandemi döneminde pozitif performans adı altında negatif olarak verilmesini kabul etmiyoruz.”
-Kadrolu istihdam yaratılmalı-
Avcı, kez daha yetkililere seslenerek, taleplerini şöyle sıraladı:
“ASM sözleşmelerinin genel işlem koşullarına sahip olması ve hekimlerin ödevler gücü karşısında zayıf durumda olmasından kaynaklanan sözleşme koşullarındaki dengesizliği ortadan kaldırmak İçin sözleşmeleri de toplu sözleşmeye dahil olmalıdır. Nüfusa ve performansa dayalı sağlık hizmeti yerine bölge tabanlı hizmet sunumu yapılmalıdır. ASM ve TSM’lerdeki görev tanımı belirsizliği, iş yükü ve çalışan sayısının artırılması ve kadrolu istihdamı yaratılmalıdır. ASM cari giderleri Sağlık Bakanlığı tarafından karşılanmalıdır. Kamu dışı ve taşeron çalışanlar kadroya alınmalıdır. ASM de çalışan emekçilerin senelik, hastalık ve Sendika izinlerinin kullanımında izni kullanan kişinin kendi yerine birini bulma şartı kaldırılmalı ve hiçbir ücret kesintisi yapılmamalıdır. Mobil hizmetlerin nitelikli sunulması için araç, gereç ve uygun mekân tahsis edilmeli, binaların fiziki yetersizlikleri Bakanlık tarafından giderilmeli, çalışanlar İçin dinlenme alanları sağlanmalıdır. Aile hekimliğinde çalışan sağlık emekçilerinin eş ve çocuk yardımı yapılmalıdır. Aile hekimi ve aile sağlığı çalışan emekçilerinin (kadın) gebelik ve emzirme izinleri 4/B ve diğer kadrolarda yer alanlar için 4/A’ya tabi sağlık emekçileri için yapılan düzenlemeye eşitlenmelidir.”
-Mehmet ÖZGÜN-