Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Akademisyen Balkız’dan Öntürk’e anlamlı soru

Akademisyen ve hukukçu Neval

Akademisyen ve hukukçu Neval Oğan Balkız, Hatay Büyükşehir Belediyesinde son dönemde Başkan Mehmet Öntürk’ün yaptığı hatay dışı kadrolaşmaya anlamlı bir eleştiri geldi. Hukukçu Neval Oğan Balkız, Hatay’ı tanımayan idarecilerin başka şehir ve kurumlardan HBB’de kritik görevler üstlenmesi üzerine Öntürk’e “Deprem yaşamış, yıkım içindeki Hatay’da, bu özgünlüğün içerisinde yetişmiş, bunun bilincinde olan ve deprem sonrası kentin tüm sorunlarını, bu sorunların çözüm olanaklarını iyi bilen, alana hakim o kent insanlarının kadrolara alınması belediyeciliğin gerçek anlamıyla icrası için, çok daha verimli olmayacak mıdır?” sorusunu yöneltti.

Neval Oğan Balkız’ın kamuoyunda da ciddi eleştirilere neden olan Hatay dışı atamalara yönelik değerlendirmesi şöyle: “ Belediyecilik mi ? Partizancılık mı? AKP’ye geçen Hatay Büyükşehir Belediyesi’nde karar verici kadrolar neden Hatay dışından ve özellikle AKP kadrolarından oluşturuluyor? -Deprem yıkımı yaşayan HATAY’da, örgütlenmesi ve işleyişiyle, demokrasiye, liyakat ve uzmanlık esasına dayalı şeffaf, katılımcı, her kesime eşit hizmet anlayışı taşıyan kamucu bir belediyecilik yapısı oluşturmak, çok farklı teknik konular için sürdürülebilir çözümler üretecek ve uygulayacak yetişmiş yöneticiler, yeterli uzman ve teknik kadrolar yok mu?

-HBB ‘ye kamuoyunda tarışmalı AKP’li isimlerin doldurulması, “mağdur ve mazlum bırakılmış” olan Hatay’ın mazlumiyet/mağduriyetinin sür(dürül)mesi demek değil midir?
Çünkü sosyolojisi, ekonomisi, kültürü, tarihi ve insanıyla , çok boyutlu sosyal ilşkileri ile her kent, özneldir! Kentler (her bir kent), insanların kültürel birikimlerinin dışavurumları ile özgün uygarlıklar geliştirdikleri özel alanlardır. Bu alanlarda oluşan sosyal ağların, etkileşimlerin içerdikleri derinliğin, çeşitliliğin, karmaşıklığın ve çelişkilerin, özgünlüğü söz konusudur. Her kentli bu özgünlüğün bir ürünü olarak, varlıksal oluşunu sürdürür! Deprem yaşamış, yıkım içindeki Hatay’da, bu özgünlüğün içerisinde yetişmiş, bunun bilincinde olan ve deprem sonrası kentin tüm sorunlarını, bu sorunların çözüm olanaklarını iyi bilen, alana hakim o kent insanlarının kadrolara alınması belediyeciliğin gerçek anlamıyla icrası için, çok daha verimli olmayacak mıdır?

-Bunu yapmak yerine; ; önceki dönem Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye başkanı olan Hayrettin Güngör, “Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleriyle” Hatay Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği görevini üstlenmiş bulunuyor! Üstelik, deprem öncesinde de yurttaşların yetersiz bulduğu için eleştirdiği Güngör, deprem sonrasında organizasyon konusunda eleştirilmiş ve 31 Mart yerel seçimlerinde de yeniden aday gösterilmemişti. Neden HBB Genel Sekreterliğine atanıyor,hangi kamu yararı liyakat ve başarıyla?

– Ardından, Hatay Büyükşehir Belediyesi’nde genel sekreter yardımcılığı görevine Gökhan Yıldırım atanmıştı. Yıldırım’ın personelleri toplayarak onları tehdit ettiği videoları ortada!
-Genel sekreter yardımcısı Uğur Kandemir, insan kaynakları ve eğitim dairesi başkanı Bahattin Toptaş ve yazı işleri ve kararlar dairesi başkanı Abdülbasit Körük ise, İstanbul Büyükşehir Belediyesi AK Parti’deyken çalışan ve sonrasında Boğaziçi Üniversitesi’nde görevlendirilen üç isim! AK Partili Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne atanmış durumdalar. Bu kadrolar, coğrafyası, sosyal, kültürel, ekonomik, doğal kaynakları, demografisi, tarihi, insan etkileşim biçimleri vb. ile Hatay’ı ne ölçüde tanıyor, sorunları ne kadar tanıyor?
Bu atamalar, umut kırıcı , belediyecilik için sorunlu gelişmelerdir!

Biz Hatay halkı, tüm ilçeleri ve yaşam birimleriyle İlimiz Hatay’ın; insan merkezli bir temelde, ekonomik, ticari, sanayi, teknoloji, mali- finans, sağlık, ulaşım, tarım, çevre, mimari, eğitim, hukuksal yapı ve gerekleriyle; tarihsel, sosyal, kültürel, demografik boyut ve bağlamlarıyla, çok katmanlı, çok kültürlü eşsiz dokusu, bilge ve barışçıl ruhu korunarak, sağlıklı kentleşme temelinde yeniden oluşturulmasını ve her kesimin kent olanaklarından eşit şekilde yararlanmasını sağlayacak; demokratik, şeffaf, katılımcı, her kesimin eşit hizmet almasını sağlayacak, kamucu yaklaşıma dayalı adil çalışacak, kadroları liyakat ve uzmanlık temelinde oluşturulmuş bir belediye ve belediyecilik istiyoruz!
Belediyeler, siyasi partilarin kadrolaştıkları, olanak paylaştıkları arka bahçeleri değil, “halkının mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere”, halkın oyu ile seçilmiş, oluşum, örgütlenme ve işleyişi Anayasa’da ve ilgili kanunlarda düzenlenmiş kamu hizmeti gören, kamu tüzel kişileridir!” – Sinan Seyfittinoğlu-