(AA) – Akıllı Çocuk Sofrası (AÇS) danışmanlarından Beslenme Uzmanı, Sürdürülebilir Yaşam Aktivisti Dilara Koçak, çocukların yemek saatlerinin savaşa çevrilmemesi, kazanan veya kaybeden durumunda olunmaması gerektiğini belirterek, bu durumun gıda israfını da önemli ölçüde etkilediğini bildirdi.
Banvit BRF’den yapılan açıklamaya göre, toplumsal yatırımlarında doğru beslenme ve gıda israfının önlenmesi konusuna odaklanan şirket, bu çerçevede Milli Eğitim Bakanlığı iş birliği ile hayata geçirdiği Akıllı Çocuk Sofrası projesi kapsamında farkındalık yaratma ve toplumu bilinçlendirme çalışmalarını sürdürüyor.
AÇS danışmanlarından Beslenme Uzmanı, Sürdürülebilir Yaşam Aktivisti Dilara Koçak gıda israfını azaltmanın ipuçlarını paylaştı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Koçak, “Çocuklar ne zaman doyar?” başlıklı makalesinde çocukların da bir birey olduğunu unutmamak gerektiğini ve sevdikleri veya sevmedikleri alternatifler olabileceğini aktararak, şunları kaydetti:
“Yemek saatlerini savaşa çevirmeyin, kazanan veya kaybeden durumunda olmayın. Bu durumun gıda israfını da önemli ölçüde etkilediğini göz önünde bulundurun. Çocuklarınızı yemek yeme konusunda zorlamayın, çocuğunuza güvenin, ne kadar yemek istediğine o karar verebilir, çocuğun yemek seçimi her gün farklı olabilir, bir gün aşırı iştahlı olup diğer gün hiçbir yemekle ilgilenmeyebilir. Hangi yemeğin ne zaman pişeceği anne-babanın kararı olabilir ama ne kadar yemek istediği çocuğunuzun kararıdır. Çocuklar 1-2 öğün eksik yediğinde açlıktan ölmezler, bu konuda kendinizi suçlu hissetmeyin. Çocuğunuza yalvarmak veya ödüller vermek yerine yeni yiyecekler sunun ve sabırlı olun. Sunduğunuz tercihlerin aynı gruptan olmasına özen gösterin. Bezelye veya ıspanak alternatifini sunabilirsiniz ama bezelye veya puding derseniz kazanan büyük ihtimalle tatlı olacaktır.”
Mutfakta dengeli seçimler ve alternatifler bulundurmanın önemine dikkati çeken Koçak, 5 besin grubunun (Süt/yoğurt, et/balık/tavuk, ekmek/pilav/makarna/çorba -sebze ve meyve) her gün tüketmesine özen gösterilmesi gerektiğini bildirdi.
Koçak, “Beslenme planına 1-2 gün nohut veya barbunya gibi baklagiller ekleyin bunları kıymalı veya tavuklu pişirin, bitkisel ve hayvansal protein dengesini sağlayın. Mümkün olduğunca sütü, yoğurdu, meyveyi ayrı ayrı verin ama çocuğunuz bu besinleri birlikte yemekten hoşlanıyorsa meyveli süt veya meyveli yoğurt karışımı hazırlayabilirsiniz. Sebzeyi de tatları ayırt edebilmesi için tek tek verin ancak yemekte zorlanırsa çorbaların içinde de kullanın. Özellikle tabak süslemelerini renkli sebzelerle yaparsanız tüketimleri daha eğlenceli olacaktır.” ifadelerini kullandı.
– “Gıdalarınızı muhafaza ederek buzdolabını doğru dereceye getirin”
Koçak, “Gıdanı koru sofrana sahip çık” ilkesi çerçevesinde herkese görev düştüğünü vurgulayarak, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun gıda israfını azaltmak için belirlediği şu önerileri paylaştı:
“Daha küçük porsiyonlar isteyin. Yemeğe başlarken tabağınıza tüketebileceğinizden daha fazla porsiyonda besin almadığınızdan emin olun. Arta kalanı değerlendirin. Kalan yemekleri çöpe atmak yerine onları ertesi gün yemek yaparken malzeme olarak kullanın. Akıllı alışveriş edin. Fazla alışverişten kaçınmak için önceden alışveriş listesi yapın ve alışverişe açken gitmemeye özen gösterin. Mükemmel görünmeyen sebze ve meyvelere de şans verin. Sebzeleri, meyveleri güzel veya çirkin diye ayırmayın, gıda israfı yapmamak için tüketilebilir olan sebze ve meyveleri de satın alın. Buzdolabı sıcaklığını kontrol edin. Gıdalarınızın uzun süre taze kalması için, buzdolabında muhafaza ederek buzdolabını doğru dereceye getirin (1 ve 5 derece arası). Buzdolabını çok fazla doldurmayın.
Mutfakta ‘İlk giren ilk çıkar’ kuralını uygulayın. Alışverişten döndüğünüzde buzdolabı ve dolaplardaki besinlerin yerlerini değiştirin. Daha önce aldığınız besinlerin dayanma süresi daha az olduğu için önce onları tüketmeye özen gösterin. Etiket okumayı öğrenin. Besinlerin üzerindeki son tüketim tarihi, tavsiye edilen tüketim tarihi gibi tarihleri inceleyin. Son kullanma tarihi geçen bir besinin tüketilmesi güvenli değilken, tavsiye edilen tüketim tarihi geçen bir besini eğer hala eski özelliklerini taşıyorsa tüketebilirsiniz. Atıkları gübreye dönüştürün. Tüketilmeyecek olan atıkları değerlendirin, kompost yapmayı deneyin. Gıdanızı paylaşın. Paylaşmak önemsemektir, ihtiyacınızdan fazla olanı, ihtiyacı olanlarla paylaşın. Bu konuda gıda bankacılığından faydalanabilirsiniz.”