14 Mayıs’a günler kala, AKP’YE OY VERMEYECEĞİM ÇÜNKÜ diye başlayan cümlelerle ilerliyoruz, muhalif olanlar noktasında ! Peki, bile isteye OY verenler ! Yoksulluğuna rağmen değişmeyenler ! Muhafazakar duruşundan ödün vermeyenler ! Onları motive eden şey NEDİR, bunu hiç düşündük mü ? OY VERMEYECEĞİM ÇÜNKÜ diye başlayan cümlelerimin kalabalığında bana yazan ve OY VERECEĞİM ÇÜNKÜ diyen de çok insan var aslında, ki bugün yapmak istediğim şey tam olarak bu ! Biraz onlar konuşsun, biz de onları anlayalım istiyorum ! Bize bu kadar UZAK kalanların onlara bu kadar YAKIN olmasını anlamlandırmaya çalışalım istiyorum ! Ay sonu hesabının en dip noktasında duranların, oy verdiklerinin şaşalı hayat tarzlarını kendileri için bir gurur / onur vesilesi olarak görmesinin mantığında duralım istiyorum ! PEYGAMBER GİBİ ADAM dedikleri Erdoğan’a bakarken ki hayranlıklarını 20 sene ayakta tutan psikolojiyi kavrayalım istiyorum ! ÖNCE ALLAH SONRA ERDOĞAN diyecek kadar sert bir inanç (!) iskeleti yaratanların, bu yolun yorgunluğunu daha ne kadar taşıyabileceklerini hesaplayalım istiyorum ! Tüm bunlar için ilk söz alandayız şimdi… Verdikleri oyun çizdiği Türkiye’deyiz en çok da… “Bu ülkenin dini olduğu kadar devletin de dini İslam ve sizin POLİTİZE İSLAM diyerek aşağıladığınız durumu, bizimkiler, gururla her aşamada hayata geçiriyor… Bugün türban takabilen bacımı devletin her kademesinde görmek güzel, ama yetmemeli! Bence, çarşaflı bir kadın da aldığı eğitimin karşılığı olan her mesleği devletin her kademesinde yapabilmeli. Kadına özgürlük verirken, erkekler neden ayrı kalsın ki ? Sakal bırakabilsinler mesela... Kravat takmayabilirler hatta ! Bize dayatılan kılık kıyafet kanununun ilkelliği ortada… Dinini yaşamak isteyenlere devlette tam özgürlük verilmeli… Bizler Müslümanız, devletimiz de ! Anlayacağınız, daha yeni başladık, bu daha ne ki !!!” Haklı… Bizler, bu durumu, POLİTİZE edilmiş İSLAM olarak adlandırıyoruz, vatandaşına eşit yaklaşması gereken devletinse bu elbiseyi asla giymemesi gerektiğini söylüyoruz… Çünkü temeli LAİKLİK ilkesiyle atılmış bir Cumhuriyet bizimkisi… Dindarın da dinsizin de aynı özgürlük içinde kendini güvende hissetmesi gereken bir Cumhuriyet… Hangi dinden olursa olsun, devletinin bu anlamda taraf tutmadığı bir Cumhuriyet… Bir mesaj daha gelsin mi o ÇÜNKÜ listesine ? Verilen OY’un hesabındaki BENİM GERÇEĞİM fotoğrafına en çok da ! “Müslüman bir ülkeyiz ve ona göre de yaşamak zorundayız… Bizi yönetenlerin de bizim gibi olması şart ! Türbanıma özgürlük verenin eşi de türbanlı, çocukları ve gelinleri de ! Sizler, cemaatleri sistem düşmanı gibi gösterseniz de onlar bu toplumu besleyen ana damarlar, Allah’ına rehberlik arayanların kurtarıcıları ! Cemaatlerin gücünü zaten çok iyi bilen Erdoğan ve Ak Parti de bunu görüyor, bu rehberlikten nasibini de fazlasıyla alıyor ! Zaten onları bu kadar desteklememin sebebi, bana ve inancıma bu denli açık açık destek vermesi, bizi baskı altına alan tüm unsurları devre dışı bırakması ! 14 Mayıs, bu özgürlüğün devamı ve fazlası, bizler için…” Önce bir düzeltelim… SİSTEM DÜŞMANI demiyoruz biz ! Ama iktidar ve güce olan açlıkları, korkutucu ! 15 Temmuz, bu ülkede, cemaatlerin ve tarikatların verebilecekleri zararın boyutuna dair bizlere hala bir şeyler anlatamadıysa eğer, ne kadar yazsak da çizsek de boş ! Siyasetin, daha düne kadar önünde ceket iliklediği bu tür yapılara olan teslimiyetini, ONLARA NE İSTEDİLERSE VEREN eliyle dinlemedik mi yıllarca ? Bence, onlar kendi işlerine baksınlar ! En iyi yaptıkları işi, mekanında yapmaya devam etsinler ! Allah yoluna çıkmışlar için o yolun taşını toprağını temizlesinler ! Ve günün son paylaşımı… OY VERİYORUM ÇÜNKÜ finali ! “İstanbul Sözleşmesi nasıl gündemden düştüyse, 6284 de düşecek ! Bugün, muhalefet edenler var, ama diğerinde olduğu gibi bunda da ne istiyorsak o olacak ! Kadını, aile kurumu dışına, ‘özgürlük’ gibi içi boş kelimelerle alıp, başlı başına bir kavram yaratmak isteyenlere geçit verilmeyecek ! Dua etsinler, seçim zamanı ! 14 Mayıs sonrası, bu Cumhuriyet’in dinimizle olan savaşında ‘kazanım’ diyerek hanesine yazdırdığı her şeyi tek tek geri alacağız…” Evet… Bu ve bunun gibi onlarcası, hatta yüzlercesi… Anlaşılan o ki, Erdoğan da Bahçeli de tartışmasız iki kavramı İKNA ve SKOR için kullanıyor ! DİN ve MİLLİYETÇİLİK ! İkisi de itirazı kaldırmıyor ! İtiraz edene yaşam hakkı tanımıyor ! Yoksulluk ve çaresizliğin arttığı toplumu ayakta (!) ve diri (!) tutmak için de bu iki hayati element, oksijen çadırında ölüm / kalım savaşı veren kalabalığa dozunda (!) veriliyor ! Her ne olursa olsun BUNA DA ŞÜKÜR diyen hallerimizi ve düştüğümüz her zorluğu KADER PLANININ BİR PARÇASI olarak sunanların AKLANMA rahatlığını anlamak o yüzden de zor olmamalı ! Düşünün… Bir tek OY’unuz var, çok iyi düşünün…