Akraba evliliği, birbiriyle akraba olan kişilerin evlenmesi ve çocuk yapmasına verilen bir isimdir. Eğer evlenen ve üreyen bireyler kuzenlerse, buna kuzen evliliği, eğer evlenen ve üreyen bireyler ebeveyn-yavru ilişkisine sahipse, yavrunun yaşına bağlı olarak bu pedofili, çocuk istismarı, ensest ve/veya soy içi üreme gibi isimlerle anılır.
Bu terimler arasında belli başlı farklar olsa da, hepsi birbiriyle ilişkilidir: Örneğin pedofilik ilişkilerde belli yaşlar ve taraflar arasında belli bir yaş farkı aranır; ancak kuzen evliliklerinin hepsi pedofilik olmak zorunda değildir. Benzer şekilde, ensest ilişkiler genellikle aynı aileden olan kişilerin üremesi olarak görülse de (ve dolayısıyla bir tür akraba evliliğine işaret etse de), bazen üvey aile, evlat edinilen çocuklar, aynı klandan veya soydan olan daha uzak akraba kişiler arası ilişkiye işaret etmek için de kullanılabilir.
Evrimsel biyolojiden anlayan kişiler, “akraba evliliği” kavramında bir sorun olduğunu görecektir: Dünya’daki bütün insanlar birbiriyle akrabadır; dolayısıyla buradaki akrabalık ilişkisinin sınırı nedir? Örneğin 3. kuzenlerin evlenmesi de “akraba evliliği”ne girer mi?
Akraba evliliği kavramında sözünü ettiğimiz “akrabalık (İng: “consanguine”) sözcüğü, “birlikte” anlamındaki con- ön ekiyle “kan” anlamındaki sanguine sözcüklerinden türetilmiştir. Yani “kan birlikteliği olan, ortak bir atadan gelen bireyler arası genetik akrabalık” olarak tanımlanır
Ancak bu, yeterince net bir sınırlandırma değildir; çünkü yeryüzündeki bütün insanlar ve hatta bütün canlılar ortak bir atadan gelirler. Bundan daha iyisini yapmamız gerekir. Bu nedenle, genetik bilimine yönelebiliriz.
Aile soylarındaki genetik çeşitliliğin ortaya çıkarttığı ortak gen havuzu, aynı aile içinde ne kadar fazla evlilik olursa, o kadar çok küçülür. Bu tür kısıtlı genetik havuzlar sebebiyle otozomal çekinik bozukluklara neden olan çekinik genler baskın hale gelir ve doğacak çocuklarda ifade edilir.
Örneğin 1. derece kuzenler arası evliliklerde her iki kuzen de aynı büyükanne ve büyükbabayı paylaşır. Bir büyükanne ve büyükbaba tehlikeli bir alel taşıyorsa, büyükanne ve büyükbabanın (kuzenin ebeveyni) çocuğunun taşıyıcı olma oranı %50’dir. Bu kuzen evliliklerinin çocuklarının tehlikeli alelin iki kopyasını da alma şansını artırır.
Genetik bir hastalık olasılığı, ebeveynlerin ne kadar yakın akraba olduğuna bağlıdır. İki birey arasındaki ilişki ne kadar uzak olursa, yani FFF değeri ne kadar küçük olursa, zararlı gen mutasyonlarını paylaşma riski o kadar düşük olur. Akrabalık derecesi uzaklaştıkça, ciddi bir hastalığı veya doğum kusuru olan bir çocuğa sahip olma riski, genel popülasyondaki riske yaklaşır.
Dünya çapında 1 milyardan fazla insan, evliliklerin %20-50’sinin akraba olduğu ve kuzen evliliğinin özellikle popüler olduğu bölgelerde yaşamaktadır.
Akraba evliliğinin popülaritesinin arkasındaki ana neden, iki yönlüdür. Birincisi, mülkün veya parasal varlıkların bir aile içinde kalmasını sağlayarak, aile üyelerine finansal güvenlik sağlar. İkincisi, oğullarının veya kızlarının yabancılarla değil, “güvenilir eşlerle” evlendiğini görmek isteyen ebeveynler için “bireysel güvenlik” hissi sağlar. Bu evliliğin kültürel olarak tercih edilmesinin olumlu yanından bakıldığında; sosyolojik araştırmalar, akrabalığın aile ilişkilerini güçlendirdiğini ve evli çiftler ile diğer aile üyeleri arasında daha yüksek bir uyum olduğunu göstermiştir.
Ancak akraba evliliğinin tehlikeleri ve zararları, faydalarını fazlasıyla egale etmektedir: Sosyal ve kültürel açıdan potansiyel birkaç faydasının aksine akraba evliliğinin genetiği, doğacak çocuğa miras kalacak otozomal çekinik (resesif) hastalık ve sendromların oluşması nedeniyle, akraba evliliklerinin çocuklarında doğum kusurları ve genetik bozukluklar için artan risk oluşturmaktadır. Türkiye’de nadir hastalıkların yüksek olma nedenlerinin başında akraba evliliği gelmektedir. Yaklaşık 5 milyon kişi, bu durumdan etkilenmektedir. Akraba evlilikleri ülkemizde %25 dolaylarındadır; yani her 4 kişiden biri akraba evliliği yapmaktadır.(Adil Yeşildağ)