Türkiye basınında olduğu kadar, dünya basınında da geniş yer bulan Antakya’daki ‘İskelet Mozaiği’nin çıktığı alan, ‘teleferik projesi’ kapsamında çelik bir örtü ile kapatıldı ama… Sorular bitmedi!
Antakya’ya tepeden bakan dağın zirvesinden şehre indirilecek bir teleferikle, yerli ve yabancı misafirlere görsel bir sunum yapmak isteyen kent idarecileri eliyle sürdürülen proje, Türkiye basınında olduğu kadar dünya basınında da geniş yer bulan Antakya’daki ‘iskelet mozaiği’nin çıktığı alanı proje için adeta feda etti. Bu konudaki düşüncelerini geçtiğimiz günlerde Antakya Gazetesi ile paylaşan Müzeler eski Genel Müdürü, Antakya Kültürel Mirası Koruma Derneği kurucu Başkanı Kenan Yurttagül, yapılanın yanlışlığına işaret etmiş, “Müze Otel’de olan şey neyse, burada da olan şey odur. Aynı! Değişen bir şey yok! Bir şansımız vardı ve bunu, Müze Otel ile kaçırdık. Ama bir ikinci şansımız vardı, ki onu da Teleferik Projesi ile heba ettik. Peki, kaçırdığımız şey neydi, biliyor musunuz?
Antakya’yı tanımak isteyen ziyaretçiler, şehrin tarihi ile ilgili her hangi bir şeyle karşılaşmak istiyor. Yani görsel olarak görmek istiyorlar. Nedir bu? Biliyoruz ki, eski Antakya’nın altı tamamiyle antik bir şehir. Şöyle söyleyeyim… Müze Otel’de gidip baktığınızda, iki metreden bir mozaiğe rastlayabiliyorsunuz. Yine aynı şekilde, Teleferik Projesi’nin altında, 2 ya da 3 metreden Roma Villası’nı bulabiliyorsunuz. Yani her hangi bir evi kaldırdığınız zaman, aşağıdaki orijinal yapıya ulaşabiliyorsunuz.
O anlamda, teleferik inşaatı yapılmayıp, bu alanın etrafı biraz daha genişletilip, büyük bir açık hava müzesi yaratılabilirdi. İnsanlara da, eski Antakya’nın sokakları içinde gezme imkanı sunulabilirdi” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Eski Roma’ya ait yerleşim alanının (kazı alanının) proje kapsamında çelik bir gövde ile kapatılması işleminin Hatay Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’ndan nasıl onay aldığı ise merak konusu. Tamer Yazar