Siyaset dünyası gündeme gelen anayasa konusu ile ilgili olarak yeni bir hareket kazandı.
Gerçek amacının ne olduğu belli olunmayan bu anayasa gündeminin üzerinde, biraz durmak ve düşünmek gerektiği kanısındayız.
Acaba yanlış görüldü, ülkeye getirdiği bir takım kayıpların oluştuğu anlaşıldığı için mi anayasa değişikliği isteniyor?
Yoksa gündemi değiştirmek amacı ile mi böyle bir istek gündeme getiriliyor?
Zaman içinde meydana gelecek olan gelişmeler bu konuya açıklık getirecektir.
Ama şuanda beliren husus, yeni bir anayasa hazırlığının yapılmasının pekte samimi bir amaca yönelik olmayacağı doğrultusundadır. Öncelikle deniyor ki; yeniden bir anayasa yapalım. Yani eski anayasayı tümden ortadan kaldıralım ve bunun yerine yeni bir anayasa metnini yaşama geçirelim.
Böyle bir sıfırdan anayasa hazırlığına gidilmesi demek, şuanda yürürlükte olan anayasadaki bütün maddelerin tartışma konusu yapılabileceğini ve gerekirse bu maddelerin tümünün değişebileceğini peşinen kabul etmek demektir.
Öncelikle yeni bir anayasa isteminde bulunmanın samimi olup olmadığına bakmak gerekir.
İktidar kanadı başkanlık sisteminin aksayan taraflarını göz önünde tutulması suretiyle yeni bir anayasa yapılmasını istiyor. Yani yeniden Cumhurbaşkanı seçilebilmenin yollarını açacak bir değişiklik amaçlanıyor mu acaba?
Muhalefet kanadı ise yeni bir anayasa yerine güçlendirilmiş parlamenter sistemi yaşama geçirecek olan yeni bir düzenleme yapılmasını istiyor.
Öncelikle bu konuda bir görüş birliğine varılması gerekir.
Bunun içinde anayasaya bağlılık konusunda samimi olmak ve anayasanın var olan hükümlerinin aynen uygulanabilmesi için gereken anlayışı yaşama geçirmek gerekir.
Son günlerde anayasa mahkemesi kararlarının ne şekilde uygulanacağı ve bu mahkemenin kararlarına nasıl uyulacağı yolunda bir tartışmanın olduğu bilinen bir gerçektir.
Bu tartışmanın ne olduğunu anlatmadan önce anayasanın yürürlükte olan bir hükmünü sizlerle paylaşmak istiyorum.
Anayasa madde 153 son fıkra: Anayasa mahkemesi kararları resmi gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organını, idare makamlarını ,gerçek ve tüzel kişileri bağlar.
Şimdi şu soruyu kendimize sormak ve yanıtını almak suretiyle konu hakkında samimi olunup olunmadığına karar vermek gerekir.
Anayasa mahkemesi bir konuda karar veriyor.
Anayasanın 153. maddesinin son fıkrasına göre de, bu kararı yasama, yürütme, yargı organları ve idare makamları ile gerçek ve tüzel kişilerin hiçbir itirazda bulunmaksızın uygulaması gerekir.
Anayasanın emredici hükmüne rağmen bu kurala uyuluyor mu, uyulmuyor mu?
Eğer uyuluyor deniliyorsa, o takdirde yeni bir anlayış içerisinde güçlendirilmiş parlamenter sistemin gereklerini yerine getirecek olan bir anayasa değişikliğine ihtiyaç vardır denilmelidir.
Eğer uyulmuyorsa, bu takdirde yeni bir anayasa hazırlığına girmek gereksizdir. Bu doğrultudaki talep sadece gündem değiştirmek amacına yöneliktir.
Bu nedenle her şey enine boyuna irdelenmeli, bugüne kadar yapılanları göz önünde tutmak suretiyle gereken değerlendirme yapılmalıdır.
Yine hatırlatma yapmak istiyoruz: 82 anayasası tam 19 kez değiştirilmiştir. Bu değişikliklerin büyük çoğunluğa da AKP iktidarı döneminde olmuştur.
Şimdi şu soruyu da sormak gereğini duyuyoruz: Anayasa 19 kez değiştirildiğine göre, bu anayasada uygun görülmeyen hangi maddeler vardı da değiştirilemedi?
Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuz takdirde, yeni bir anayasa hazırlanması yolundaki isteğin hiçte samimi olmadığı sonucu ortaya çıkıyor.
Sanıyorum ki; siyaset dünyasında da bu doğrultuda arayışlar yapılacaktır.
Bekleyeceğiz ve göreceğiz…
YORUMLAR