Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ambulans Skandalı!

“Aradık, ama gelmediler!” Türkiye’nin bir çok noktasında, ‘geç geldi’ ya

“Aradık, ama gelmediler!”

Türkiye’nin bir çok noktasında, ‘geç geldi’ ya da ‘hiç gelmedi’ noktasında şikayetlerin hedefine oturtulan ‘AMBULANS’ örneklerinin son adresi Antakya oldu. 31 Mayıs’ta yaşandığı ifade edilen ‘hasta’ şikayetine ekli ‘acil ambulans’ taleplerinin reddedildiğini söyleyen Anne Makbule Aktepe (58), o gece yaşadıkları sıkıntıyı ve çaresizliği hayatının hiçbir anında unutmayacağını söyledi.

Sağlık Bakanlığı’nın “Ambulanslar ve Acil Sağlık Araçları ile Ambulans Hizmetleri Yönetmeliği” oldukça net ifadelere sahip! İlgili Yönetmeliğin 5.Bölümü’nde yer alan “çağrının değerlendirilmesi ve kabulü” kısmındaki Madde 18 şöyle… “Ambulans servisinde acil yardım ambulansı var ise acil yardım talebi hekim tarafından değerlendirilir. Çağrı, ambulans servisinin kapasitesi, çalışan personelin niteliği ile ekipman durumuna göre kabul veya reddedilir. Talebin kabul edilmediği durumlarda, çağrıyı yapana talebinin nasıl karşılanması gerektiği ambulans servisince bildirilmek zorundadır.”
Peki, Antakya kent merkezinde yaşanan son örnekte bu süreç nasıl ilerledi? Sabaha karşı oğlu Seyfi Aktepe’nin (26) yaşadığı ‘ani rahatsızlığın’ verdiği korku, endişe ve şaşkınlıkla aradığı 112 üzerinden “ambulans” talebi kabul görmeyen Anne Makbule Aktepe’ye, talebinin nasıl karşılanması gerektiği neden bildirilmedi? Komşularının yardımıyla oğlunun o gece Acil’e kaldırıldığını söyleyen Anne Aktepe’nın dile getirdiği “çaresizliğin” faturasında durması gereken ilgili kurumların ‘insan hayatının’ söz konusu olduğu bu son örneğe eklemek istedikleri bir “cevap” var mı?
-NE YAŞANDI?-
Burası, Antakya! Kurtuluş Caddesi’ne bakan dar bir sokak… Zenginler Mahallesi… 31 Mayıs günü yaşadıklarını anlatan Anne Makbule Aktepe (58), o gece yaşadıkları sıkıntıyı ve çaresizliği hayatının hiçbir anında unutmayacağını söylerken, şunları söyledi:
“Gecenin bir vakti oldu her şey. Zaten ne olup bittiğini de anlamadık. Hiçbir şeyi yoktu. Vücudu kasıldı. Kendinden geçti. Acısı o kadar çoktu ki, bağırması yetiyordu zaten! 112’yi aradığımda konuştuğum kişilere oğlumun çığlıklarını da dinlettim. Hatta ‘acıdan duramıyor, ambulans gönderin’ dedim. Bana dedikleri şey mi? ‘Bunun için ambulans gönderemeyiz’ oldu. Ben buradan herkese sormak istiyorum… Eğer böyle bir şey için gelmeyeceklerse, ne için gelecekler? Buradan cenazemizi alıp da götürmek için mi gelecekler? Benden sonra bu kez oğlumun bir arkadaşı aradı. Ona da yaşını sormuşlar, ardından da yaşanan sağlık sorununu… Hepsini dinledikten sonra da, ‘yaşı genç, olur böyle şeyler’ demişler!
Allah razı olsun komşularımızdan. Onlara rica ettik ‘acile gitmemiz gerek’ diye… Sağ olsunlar, kucaklarında taşıdılar oğlumu ve arabalarıyla götürdüler bizi. Ama bu ilk de değil! İki seferdir bize böyle yapıyorlar. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı!”
-SERUM TAKILDI-
Geçirdiği rahatsızlığın ötesinde, ‘ambulans’ konusunda yaşadıkları sıkıntının kendilerini çok daha fazla rahatsız ettiğini söyleyen 26 yaşındaki Seyfi Aktepe ise, annesinin yaşadığı sıkıntılı anlara işaret ederken, üzgün olduklarını dile getirdi ve bu konuda yetkilileri ‘olması gerekenler’ başlığında kontrole ve denetime davet etti. Ederken de, Sağlık Bakanlığı’na BİMER üzerinden şikayette bulunacaklarının da altını çizdi.
-MİSYON VE KALİTE-
Hatay İl Sağlık Müdürlüğü, Aktepe Ailesi’nin başından geçenlere ‘ne’ ekler bilinmez ama, bu kentin idarecilerine bizler 2 şey hatırlatalım! İlki, Hatay 112 İl Ambulans Servisi Başhekimliği web sitesinin ‘misyon’ kısmına etiketlediği şu ifade… “Hatay il genelinde tüm ambulans hizmetlerini güvenilir ve etkili bir biçimde organize etmek ve sunulmasını sağlamaktır.” İkincisi ise, Başhekimliğin ‘kalite politikası’ başlığına eklediği başka… “Hatay 112 yöneticileri ve çalışanları olarak; İnsan sağlığını odak noktası sayıp, sağlıkta hizmet kalite standartlarını yükseltmek için acil sağlık hizmetlerinde yeniliklere öncelik ederek hizmet sunduğumuz topluma karşı sorumluluğumuzun farkındayız.”
Şimdi bu ‘iki ifade’ ışığında İl Sağlık Müdürü’ne soralım mı? Antakya’nın orta yerinde vuku bulan bu ‘istenmeyen’ örneğin faturasını ‘yaşadıkları endişe ve korku’ nedeniyle fazlasıyla ödeyen Aktepe Ailesi’nden özür dilenir mi? Peki, bu örnek bir daha yaşanır mı? -Tamer Yazar-