Amin Maalouf ve Antakya

Lübnan kökenli Fransız Romancı Amin Maalouf Türkiye’de çok okunan yazarlar arasında. Çekirdek okur kesimi nitelikli yazarı ve kitabı biliyor. Maalouf yalnızca roman yazmıyor; tarih, toplumbilim izlekli kitaplar, deneme kitapları da yazdı. İlk kitabı Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri (1983) Antakya tarihini de kapsar. Haçlılar din kılıflı acımasız yağmacılardı. Asıl amaç sömürgecilikti. Doğuya toplamda dokuz kez saldırdılar; […]

Lübnan kökenli Fransız Romancı Amin Maalouf Türkiye’de çok okunan yazarlar arasında. Çekirdek okur kesimi nitelikli yazarı ve kitabı biliyor. Maalouf yalnızca roman yazmıyor; tarih, toplumbilim izlekli kitaplar, deneme kitapları da yazdı. İlk kitabı Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri (1983) Antakya tarihini de kapsar. Haçlılar din kılıflı acımasız yağmacılardı. Asıl amaç sömürgecilikti. Doğuya toplamda dokuz kez saldırdılar; yaklaşık iki yüzyıl sürdü. İlk Haçlı Seferi 1096 yılında yapıldı ve İznik’i mahvettiler… Sultan Kılıçarslan yenildi. Güneye inildi ve Antakya kuşatıldı. Kuşatma süresince yaşananlar ilginçtir. Anlaşmazlık gerekçeleri yeniden ileri sürülür, dayanışmadan kaçınılır. Antakya halkı gereksinimlerini karşılayabilirken, kuşatan Frenkler öylesine açlık içine düşerler ki insanları yediklerine (yamyamlık) Antakya ordusunun casusları tanıklık ederler. İzleyen seferlerde o döenmdeki adıyla Konstantinopolis yağmalanır, kıyıma uğrar. 1260’ta Moğol Hülagu işgali bölgeyi kasıp kavurur. Sekiz yıl sonra Memluk Sultanı Baybars Antakya’yı işgal eder… Bu yıllar içinde Kudüs defalarca el değiştirir.

Maalouf bu karmaşık dönemi (ki tarihin karmaşık olmayan dönemi yoktur) roman tadında anlatır. Bir solukta kapılıp gidersiniz. Okuru çeken kuşkusuz olaylar değildir. Olaylar yeterince acıdır. Okuru kitabın işçiliği, anlatım gücü çeker. Maalouf kimlikler yaklaşımına eleştirel çözümlemeler getirir.

Bugün İsrail-Hamas çatışması içindeyiz dünyaca. Çocuk, kadın, erkek canlar… yitiriliyor. FKÖ ile Hamas ayrımı da belirgin biçimde yaşıyoruz. Ortadoğu’nun yüzyıllardır kanayan o denli çok yarası var ki. Tümünün temelinde Arap dünyasında demokratik hemen hiçbir deneyimin bulunmayışı yatmaktadır. Laiklik, eğitim, gönenç olmadan demokrasi de uygar bir yaşam da olanaksızdır. Hamas’a gelirsek yaşamsal önemdeki Filistin dramını alabildiğine dine bulamış örgüt. Bu yapıyla Filistin savunulamaz. Filistin Kurtuluş Örgütü FKÖ diplomasiden anlayan, laik yapıda, sorunun tarihini bilen örgüttü.

Maalouf Ölümcül Kimlikler adlı deneme kitabında küreselleşmenin kimlik siyasetini sorgular. Lübnan da on yıllarca çatışmalar yaşandı. Giderek Maalouf ailesinin Fransa’ya göçme nedeni budur. Lübnan parlamentosu seçimden, demokrasiden çok toplumun parçalı yapısının bir fotoğrafıdır.

Antakya mayasını oluşturan uygar, laik, aydınlanmacı, Atatürkçü, düzeyli yapısı üzerinde yükselecektir. Bu kültürle, bilgiyle olacak. Hiç kuşku duyulmasın.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Exit mobile version