Anayasa mahkemesine hak ihlali nedeniyle yapılan başvuru üzerine, anayasa mahkemesinin verdiği karar ortalığı karıştırdı.
Hatay’dan milletvekili seçilen ve bu nedenle de dokunulmazlık kazanan Barış Atay, mahkemece tahliye edilmemeleri nedeniyle anayasa mahkemesine başvurmak zorunda kalmıştı.
Anayasa mahkemesi de yaptığı inceleme sonunda, hak ihlalinin var olduğunu görerek bir karar vermişti.
Bilindiği gibi, yürürlükteki anayasamıza göre, verilen karar kesindir ve herkesi bağlar.
Bunun böyle olduğu bilindiğine, daha önceleri de emsal teşkil edecek uygulamalar olduğuna göre, aynı doğrultuda bir karar verilmesi gerekir iken; ortalığın karışmasına neden olan bir durum ortaya çıktı.
Böylece de anayasanın değiştirilmesi konusu yeniden gündemin ilk sıralarında yerini aldı.
Şimdi, anayasa değişikliğine gidilmek suretiyle yargıdaki karmaşa giderilmeye çalışılıyor.
Bu doğrultuda çalışma yapılırken de iktidar kanadının hayal ettiği değişikliklerin de yaşama geçirilmesi yoluna gidiliyor.
Bilindiği gibi anayasa değişikliği için mecliste yeter sayıya ulaşmak gerek. İster 360 ister 400.
Referandumlu veya referandumsuz bir değişiklik yapılabilmesi için yeter çoğunluk zorunlu.
Böyle bir çoğunluk elde edebilmek için de iktidar kanadının bazı çalışmalar yaptığı gelişmelerden anlaşılıyor.
Anayasa değişikliği yapabilmek için iki türlü çoğunluk gerek.
İster referandumlu ister referandumsuz olsun iktidar kanadı gerekli çoğunluğa sahip değil.
Böyle olunca da zorlama yoluna gidiliyor.
Görünen o ki, gereken çoğunluğun sağlanamayacağı gelişmelerden anlaşılıyor.
O halde bu telaş, bu karmaşa yaratmak niye?
Acaba gündem değiştirmek mi amaç?
Acaba akıllarda başka şeyler var da, sırası geldiğinde onları ortaya koymak mı amaç?
Bekleyeceğiz ve göreceğiz.
Ama şimdilik anayasa değişikliği ortada dolaşıyor.
Çoğunluğun sağlanamayacağı gün gibi aşikar iken, yine de ısrar etmenin ne anlamı var?
Zaman, herşeyi gösterecek, akla kara belli olacak…