Hamamönü, bir bütün olarak Osmanlı ve Cumhuriyet’in ilk yıllarının mahalle ve yapılar ölçeğinde şehircilik anlayışını, aynı zamanda mimari özelliklerini yansıtan ve bu özelliği ile eski Ankara’nın bir örneğini ortaya koyarak tarihin yaşanabileceği bir mekân.
Antakya kent kimliği, ‘restorasyon’ başlığındaki en çarpıcı ‘kurumsal’ örneğini, tarihler 2013 senesinin Nisan ayını gösterirken “Kırk Asırlık Türk Yurdu Sokağı Restorasyon Projesi ile yaşadı. ‘Sağlıklaştırma’ adı altında ‘yapılmaması gerekenlerin’ altına imza atılırken, tarihi evlerin taş duvarları MOR’dan AFLATUN’a her renge girdi! Sokağa bakan evler boyanırken, görünmeyen kısımları es geçildi! Restorasyon ve Sağlıklaştırma kelimelerini bir araya getiren bir çalışmada, kent kimliğinin tescilli evleri arasında biriken, sarkan kablo trafiği ise unutuldu! Aradan geçen seneler ise yapılanı kaderine terk etti! Kültür Varlıkları Kurulu ‘onayı’ ile yapılanları konfetiler eşliğinde kamuoyuna sunanlar ve ‘çalışmanın devamı gelecek’ diye ‘umut’ dağıtanlar mı? Bir daha ortalıkta görünmedi!
Şimdi bir başka örneğe geçelim mi? Ankara’dan bir örneğe… Hatta yapılış şekli ile ödül kazanmış bir örneğe… Ankara – Hamamönü evlerinin yüzyıllarca geriden gelen hikayesinin ‘bugün’ haline… Ankara/Hamamönü Kentsel Tasarım ve Sağlıklaştırma Destinasyo-nu’na…
-ÖRNEK OLSUN!-
Burası, Türkiye’nin en büyük ikinci şehri olan Ankara’nın eski kimliğini yaşatan en can alıcı noktası. Aynı zamanda, 2011 yılı Avrupalı Seçkin Destinasyon (EDEN) ödülü de sahibi. Aslında, ‘restorasyon nasıl yapılır’ sorusunun da cevabı! Özelikle de, ‘yapılanı takip etmeyen’ Antakya örneğindeki ‘başarısızlıklar’ için canlı da bir ‘iş planı’…
Bizdeki evlerin kaderine terk edilmişliği ve orijinalinden uzaklaştırılan kullanım şekillerinin ötesinde, Hamamönü, ‘tarihe yolculuk’ kısmını başarı ile detaylandırmış bir proje. Ve bu proje, bugün kent turizmini besleyen güçlü bir destinasyon durumunda. Niye mi?
Osmanlı Dönemi mahalle dokusunu yaşatan Hamamönü’ndeki evler, Osmanlı mimarisinin özelliklerini bugün dahi koruyor ve ziyaretçilerine de eski Ankara’nın küçük bir örneğini sunuyor. Bir Osmanlı yerleşimini ziyaret ettiğiniz hissini uyandıracak kadar başarılı biçimde ‘yenileştirilmiş’ sokak dokusu ve evler haricinde; Karacabey Hamamı, Taceddin Sultan Camisi ve Hacı Musa Camisi Hamamönü’nün Osmanlı Dönemi’ne tarihlendirilen önemli kültürel değerleri.
-250 EV-
19. yüzyılda inşa edilmiş 250 yapıyı barındıran Hamamönü, Altındağ Belediyesi’nin çabaları neticesinde ödüle layık görülmüş restorasyon ve sokak sağlıklaştırma projeleri ile yeni bir çehre kazanarak, hem yerli hem de yabancı turistlerin Ankara’da en çok ziyaret ettikleri yer olmayı başarmış bir yer. Hamamönü’nün tarihi dokusu içerisinde; kahvaltınızı yapabileceğiniz, farklı yörelere ait lezzetleri tadabileceğiniz ve dostlarınızla hoşça vakit geçirebileceğiniz çok sayıda restoran, kafe ve pastane mevcut. Ankara’nın merkezi diyebileceğimiz bir noktada yer almasına rağmen, kentin kalabalığı ve gürültüsünden tamamen uzak olması dolayısıyla, kültürel ve tarihi doku içerisinde yer alan mekânlarıyla, koşuşturmadan kaçarak sakin bir yer arayanların da gözdesi.
-2016’DA BAŞLADI-
Altındağ Belediyesi, adını Karacabey Hamamı’ndan alan ve ‘Hamamönü’ diye bilinen bölgede sokak sağlıklaştırma projelerine 2006 yılında başladı. Altındağ Belediyesi, bu bölgedeki çalışmalarını sürdürürken, Ankara Kalesi’nin eteklerinde bulunan sokakların restorasyon çalışmasına da start verdi. Yaklaşık 250 yapının bulunduğu Hamamönü bölgesindeki Dutlu, İnci, Fırın, İnanlı, Mehmet Akif Ersoy, Hamamönü ve Sarıkadın sokaklardaki çalışmalar ile Kale bölgesinde yer alan Atpazarı, Can, Filiz, Kurnaz ve Koyunpazarı sokaklardaki uygulamalar tamamlandı. Altındağ Belediyesi, evlerin dış cephe restorasyonları dışında, bölgenin üst ve altyapısını da yeniledi. Aydınlatma sistemi özel olarak dizayn edilen sokaklar, yine en kaliteli ve güzel taşlarla döşendi. Sokaklara yerleştirilen banklarla gelenlere nefes alabilme imkanı sağlandı.
-BENZER HİKAYE!-
Ankara’nın en eski yerleşim bölgesi olan bu yerler, aslında Ankara’nın ilk yerleşim çekirdeğini oluşturmuş, zaman içinde kentin başka bölgelere doğru gelişim göstermesi ile bu tarihi dokunun asıl kullanıcıları da yer değiştirmiş ve bu alanlar DA yaşanması güç, güvenliksiz ve sağlıksız kent varoşlarına benzemiş. Özellikle geceleri içinden geçmeye korkulan bu alanların başıboş bırakılması ile kullanıcı kimliği tamamen değişmiş. Bir de üstüne ‘tarihi yapıya bakmanın mali külfeti’ eklendiğinde, yapı sahipleri kendi evlerinden tamamen umudu kesmişler ve bu bölgeyi terk etmişler. Evlerini ya çok ucuza kiraya vermişler veya ev sahipsiz kalmasın diye birilerini ücretsiz oturtmuşlar. Zaman geçtikçe de unutmuşlar. İşte bu noktada; yapılan sokak sağlıklaştırma projeleri, bölgenin de burada yaşayanların dakaderini değiştirmiş.
-YAPILANLAR-
Sokak sağlıklaştırma çalışmaları bünyesinde, Altındağ Belediyesi tarafından, statik problemi bulunmayan yapılarda cephenin özgün sıvası korunurken, bozulan bölgeler raspalandı, özgün sıva ila tamamlama yapılmak suretiyle boyandı. Duvarlarda bozulan veya yok olan bölgeler, özgün malzeme ve detayında tamamlandı.
Ahşap mimari elemanlar, korunmak üzere elden geçirildi, temizlenip, ön koruma uygulandıktan sonra boyandı. Deforme olmuş, yok olmuş veya kullanılamaz hale gelmiş olanlar ise özgün malzeme, form ve detaylarına uygun olarak yenilendi.
Sokaklarda yer alan yapıların büyük bölümünde, bugünkü kullanımda pencerelerden ya da duvarlardan dışarı çıkarılmış olan soba boruları mevcuttu. Bu kullanımın çevreye verdiği zararı ortadan kaldırmak için, tüm yapılarda, projesine uygun olarak yeni bacalar yapıldı.
Çatı örtüsünde bozulmuş olan kiremitler değiştirildi, bozulmuş/taşıyıcı niteliğini yitirmiş ahşap kirişler ve kaplama elemanları aynı kesit ve ölçülerde ön koruması yapılmış ahşap elemanlarla değiştirilerek, ahşap kaplamalar elden geçirildi, özgün detaylarına uygun olarak müdahale edildi, yağmur olukları ise farklı malzeme ve detayda yenilendi.
-BUGÜN MÜ?-
Hamamönü’nü, Ankara’da ‘kültürel ve sanatsal faaliyetlerin en yoğun biçimde gerçekleştirildiği’ yerlerden biri olarak tanımlayabiliriz. Özellikle Sanat Sokağı’ndaki tarihi evlerde ‘geleneksel el sanatları’ ile uğraşan sanatçıların, el ürünleri pazarında da yerel halkın el emeği üretimlerini görebilir ve satın alabilirsiniz. Hafta sonlarında ise canlı müzik konserleri ve film gösterimlerine ev sahipliği yapan Hamamönü, yılın her döneminde ziyaret edebileceğiniz bir yer olmakla birlikte, özellikle ziyaret edilmesi tavsiye edilen zamanlar, şenlikler ve çeşitli etkinliklerle daha fazla keyfini çıkarabileceğiniz Ramazan ayları.
-PEKİ BİZ?-
Bu kadar özenli ve bir de ‘ödüllü’ bir projenin finalinde ‘perde’ diyen, demek durumunda kalan bizler neden başaramadık, soralım mı? “İnşallah çalışmalar tamamlandığında, bu sokağı ziyaret eden Antakyalılar; düzenlenmiş, tarih kokan, gönül rahatlığıyla gezilebilen yerlere sahip olacaklar” diye sunulan “Kırk Asırlık Türk Yurdu Sokağı Restorasyon Projesi’nde nasıl oldu da ‘sınıfta kaldık’, sorgulayalım mı? Yoksa, ‘olmadı’ ve unutalım gitsin mi? -Tamer Yazar-