Ankara’da, 17 Nisan 2024’te Antakya Etkinliği yapıldı. Çayyolu Kültür Sanat Edebiyat Derneğinin aydın üyelerinin yaptığı etkinlik çok başarılıydı. Çok duygulu anlar yaşadık. Acılar yinelendi. Buna zorunluyuz. İnsan kötü anıları unutmaya eğilimliymiş. Hayır, böyle olmaz. Kuşkusuz sürekli o anlarda da yaşanmaz ama unutulmaz. Yersarsıntısı da bir bakıma, başta bölge halkına saldırıydı. Doğru algı bize bunu söylüyor. Sizin devlet erki olarak işiniz oy rüşveti, imar barışı, imar affı, tapu tahsis belgesi icat etmek değildir. Bunlara ilgi gösteren halktan önce toplum duyarlığının suyunu çıkaranlar suçlanmalıdır.
Etkinlikte, Mehmet Karasu Öğretmenim kısa ama öz, güzel konuştu. Etkilendiğini her davranışında görebiliyordunuz.
Antakya’ya kendini adamış Dernek Başkanı Kâmil Akdoğan bilimsel nitelikte bildiri sundu. Konusu Antakyalı ozanlar, yazarlar, düşünürlerdi. Kâmil Akdoğan bir kazıbilimci sabrıyla, ta Roma dönemini araştırmış. Günümüzden de pek bilinmeyen adları tanıttı. Çok yararlandık.
Bu satırların yazarı olarak köy enstitülerini anlattım. Antakyalı Usta Ozan Ali Yüce’den şiirler okudum. Yüce’nin kardeşi sayılabilecek köy enstitülü Yazar Abdullah Özkucur’u andık. Andık diyorum; çünkü yine Antakyalı Usta Yazar Ali Günay da Antakya’yı, Ali Yüce’yi, Abdullah Özkucur’u anlattı.
Hiç ayrılmadan, sonuna kadar izleyenlerin duygu yoğunluğunda gösterilen, bir senfonik müzik orkestrası üyelerinin yersarsıntısı yıkımı sonrası yaşadıklarını, tutunma çabalarını konu eden bir belgesel film bizi yeniden gözyaşımıza götürdü.
Semiha Baysal Öğretmenim yetkin öykücü. Bugünlerde Saçlarımı Okşayan Esinti adlı öykü yapıtı duyarlı imgeler taşıyor.
Öğretmenlerimiz şiirler okudular. Birhan Akarsu’nun Edip Cansever’in Mendilimde Kan Sesleri şiirini belleğinden, teatral özenle okuması, şiirdeki Ahmet Abinin Kayserili çilekeş aydın Ahmet Gayretli olduğunu anlatması görkemliydi.
Bayram Atakul’un şiiri de güzeldi.
Tuğçe Teçe Öğretmen oyun eğitimi aldığı belli yeteneğiyle harika masal anlattı.
Genç sunucumuz Kübra Elçin Karakuş etkinliğe güzel heyecanını da kattı.
On yıllar önce Antakya’yı gördüğümde en etkilendiğim yanlarından biri her adım başında kitapçı ve gazete noktasının bulunmasıydı. Bu birikim yine oradadır. Buharlaşmaz. Bize düşense bu akışı sürdürmek. Yitimlerimize de sorumluluğumuzdur.