31 Mart Afişleri
Yaklaşan yerel seçimler öncesinde Antakya üzerine projelerini paylaşan, Antakya başlığında ‘yeni kent’ hikâyeleri yazan, eldeki kent kimliğine sahip çıkılacağını söyleyen ve ‘ben yaparım’ diyenlerin kalabalığına inat, gerçeğimiz çok farklı!
Bir tarafta, ‘duvara vurulan çekiç darbeleri’ eşliğinde poz veren yerel idareciler ve Antakya’nın tarihi kimliğine ve o tarihin tescilli evlerine sahip çıkılacağını söyleyen yerel idareciler, diğer tarafta ise aynı tarihin ve tescilin orta yerine asfalt yollar yapan, yapmaya devam eden yerel idareciler! Bir tarafta ‘yapanlar’, diğer tarafta ‘bozanlar’! En çok da, eldekinin karmaşasında, dar sokaklara seçim afişlerini asanlar, umut dağıtanlar!
İsmini vermek istemeyen bir vatandaş anlatsın eldekini, o umudu…
“Bu mahalle çok vaat gördü, çok sözler dinledi, ‘yapılacak’ denenlerin ne de çabuk unutulduğunu ise çok yaşadı. O yüzden, sorduğunuz şeyin bir karşılığı yok bende! İnşallah yaparlar! Başka ne diyeyim? ‘Yapmazlar’ mı diyeyim? İnsanoğlu, umutsuzluğunu yenmek için önce kendini kandırırmış, sonra da kendi yalanında diğerlerini! Bizimki de bu hesap! ‘Olur İnşallah’ deyip, kendimizi kandırıyoruz belki de… Ama artık gerçekten de olsun. Çünkü yazık oluyor bu evlere, bu sokaklara, bu mahalleye… Torunlarıma anlatıyorum bazen, eskileri! Böyle değildi, diyorum. Keşke eskiden olan bugün de olsaydı, o zaman görürdünüz siz eski Antakya’yı! Şimdi kalan o eski Antakya değil, ama yıkık Antakya!” -Tamer Yazar-