Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Günay Güner

Antakya ve Kimlik Siyaseti

Antakya üstüne ne denli yazsak yetersiz. Bu yazıdaki yaklaşımım kimilerine biraz garip gelebilir.

Antakya insanlığın en tarihsel kentlerinden. Binlerce yıldır uygarlıklara, kültürlere yurt olmuş, tanıklık etmiş. En az bin yıldan buyana İslam da bu varsıllık içindedir. Birlikte yaşama, dayanışma kültürü, geleneği son otuz yıl içinde dayatılan kimlik, öteki, etnisite… siyasetiyle başlamadı, anlaşıldığı gibi. Antakya halkının doğal anlayışı, tavrı, barışçı tutumudur. Burada vurgulanan “doğallık”tır. Bir siyasete uygun davranmak gibi bir anlayış söz konusu değildir, olamaz da.

Buradan nereye varıyoruz? Kentin bu doğal yapısı o denli öne çıkarıldı ve vurgulandı ki birilerinin hedefi durumuna gelmesine neden oldu. Ne yapıp edip bu maya sağlamlığını bozmaya çalışmaktalar. Zaman zaman tehditlere dek varıyor bu durum.

Hele bir de öteki ve kimlik lafları var ki evlere şenlik. Sanki binlerce yıldır kimlik, öteki sözcüklerinin hayrına barış, kardeşlik egemen olmuş! Saçmalık. Mantıksal bir vargıdır: Ne çok “öteki” dersen, o denli “öteki” olunur. Bundan ise halkın yararı değil zararı oluşur. Bugün biraz da olan biten budur.

Antakya’nın birikimini hiçbir yıkım alt edemez. Kitapçısı, gazete noktası, kitaplığı ilgi görmüş kenttir. Eninde sonunda bu saldırıların üstesinden gelecektir. (Bu eylemlerin birer saldırı olduğunu görmek güç değil).

Nüfus yapısının nasıl bozulduğunu ve kötünün kötüsü sonuçlarını son garabet seçimde gördük. Saldırı aynı zamanda tüm Türkiye’yedir. Cumhuriyette, Türk Devriminde, Atatürk’te kusur, hata bulmaya çabalayanlar nedense her yanıyla yıkım dönemindeki ülkemizin getirildiği durumla ilgili tek söz etmemekteler. Nüfus, aynı zamanda tarihsel birikimin getirdiği maya gücüdür. Nüfus yapısı bir biçimde etkileşim, iletişim durumundadır. Yapı, bir yanıyla da kitaplarla, düşünle (felsefeyle), bilimle, sanatla ilgilidir. Bir ülkeyi, daha doğrusu halkı çürütmek isteyenlerin nüfus dokusunu bozmaları yeterlidir. Halka şırınga edilen eğitimsiz, kültürsüz, her tür kötülüğe hazır güruhtur. Ve kısa sürede bu güruh geleceği belirlemeye başlar. Korkunçtur… Daha da korkunç olanı bu güruhun kendi halkındaki yine eğitimsiz kitleyle birleşmesidir. Daha açık yazalım: Kötülük Türkiye üzerinde uygulanıyor ki bu yaşamsal önemdeki ülke kendini bugüne dek ayakta tutmuş güçlü dayanaklarını yitirsin. Giderek o güzel gücü (Atatürkçülük) anımsamaz olsun.

Emperyalizm ve işbirlikçilerinin Türkiye üzerindeki istekleri hiçbir zaman son bulmaz. Dolayısıyla her an buna direnebilecek nitelikte bir halkın varlığı zorunluluktur.

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER