Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Antakya’da kültür-sanat

Hazırlayan: Mehmet Karasu Antakya

Hazırlayan: Mehmet Karasu

Antakya kitaplığı: Anılarım/Mahmut Saral/ Karahan Kitabevi
Eğitimci Mahmut Saral yaşamını Erzin ilçemizde sürdürüyor.
Uzun yıllar Hatay Kız Öğretmen Okulu’nda öğretmenlik yaptı.
Anılarım adlı son yapıtında; okul öğrenci öğretmen anılarını biz okuyuculara aktarmaya çalışmış. Oldukça ilginç anılar.
“Bu ilginç anılarda yanlış olan anı yaşantılarımı belirtmeye çalıştım. Eğitim sistemimizin çağdaş, bilimsel bir düzeye ulaşması için birlikte çaba gösterelim.Tüm çabalarımız gençliğimiz için olsun.” diyor büyüğümüz.
Her eğitimcinin başvuru kitabı olmalı bence.

Konuk yazar: Edebiyat, aşk ve yeni yıl/ Öner YAĞCI
Edebiyatın var oluş nedenidir aşk. Aşksız bir yaşam düşünemeyen insanlık, geleceğe kalmanın, insan olmanın farklılığını kanıtlamanın bir aracı olarak sanatla özgürleşirken, yarattığı bu gerçekliğin temeline aşkı koymuştur hep.
Diyebiliriz ki aşk, destanlardan günümüze kadarki edebiyat ürünlerinde var olan gerçekliklerin en önemlilerinden biridir.
Savaşların anlatıldığı tüm edebiyat ürünlerinde de arka planda aşk yer alır. Homeros’un destanlarındaki onca savaş görünümlerine yerleşen “Güzel Helen” olayının başka bir açıklaması yoktur. En ünlü savaş romanlarından Savaş ve Barış, Durgun Don, Fırtına, Çanlar Kimin İçin Çalıyor, Aytmatov’un Cemile’si, aynı zamanda en anlamlı aşkları anlatır.
Edebiyat ve aşk derken savaş da nereden çıktı diye sorulursa, aşkın ve savaşın insanlığı geleceğe aktaran iki gerçeklik olduğunu; bunların yaşamın vazgeçilmeyen parçaları olduğunu düşünmemiz yeterlidir.
Elbette aşkı da, savaşı da yalnızca kavramların özgün karşılığı olarak almamak gerekiyor. Aşkı, cinsel aşktan yaşam, yurt, doğa sevgisine; savaşı yaşamın güzelleştirilmesi kavgasına, aydınlıkla karanlığın savaşımına doğru genişleterek algılamalıyız.
İnsanın aydınlık ve özgürlük arayışının savaşımı, bu iki sevdada bütünleşir. Tek tek insanlarla ya da toplumla ilgili aşklar ve savaşlar insanlığın yaşantısı, düşü, umudu ve geleceğidir. Toplumların yaşama koşullarına göre kimi zaman en öne çıkan, kimi zaman geri plana itilen ama mutlaka var olan aşk gerçeği edebiyatın vazgeçilmez öğesidir.
Aşkın düşünceyle ve inançla bütünleştirilmesi de edebiyat tarihinin önemli gerçeğidir. En diri kavga şiirlerinden başlayarak tüm edebiyat ürünlerindeki altyapıyı oluşturan bir öğe olarak görülmeli aşk. Aşkın edebiyattaki yeri zamanla, yaşla, doğayla, yaşama biçimiyle ilgili olarak değişik boyutlarda olmakla birlikte mutlaka vardır.
Edebiyatımızda ilk sözlü ürünlerden başlayarak örneğin, “Aşk imiş her ne var âlemde” dizesiyle de ortaya çıktığı gibi, aşk, divan şiirinin en temel izleklerinden biridir. Halk şiirimiz hepten aşk doludur. Tekke şiirinde aşk, sevgiliye ya da inanca yöneliktir. Tanzimat’tan sonraki şiirimizde de aynı gerçeklik var ve günümüzde de böyle devam etmekte… Nâzım Hikmet noktayı koymuştu zaten: “Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da,/ hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil…”
Aşk-ı Memnu, Huzur, Çalıkuşu, Kürk Mantolu Madonna, Cemile, Zeliş, Bir Gün Tek Başına’dan başlayarak romanlarımız, öykülerimiz için de aynı şeyleri söyleyebiliriz.
Yaşamın sanatlaştırılması, anlamlandırılması, insanın ölümsüzleşmesi demek olan özgürlüğün gerçekleştirilmesinde aşkın ve aşk edebiyatının katkısı yadsınamaz. Yaratıcı insanın sanat aracılığıyla aktardığı her üründe aşkın izini, çırpıntısını, hiç değilse gölgesini görmek sanatın doğası ve yazgısıdır. Yüzlerce yıllık insanlık tarihinin aynasında gördüğümüz, aşkla edebiyatın birbirini ve insanı tamamlayan bir vazgeçilmezlik olduğudur.
Aşk, edebiyatı yüzlerce yıldır derinden etkilenmiştir. Aşkla tanışanlar aşk edebiyatıyla aşklarını büyütürler. İnsan aşkla güzelleştirir dünyayı diyerek en bilinen aşk romanlarını anımsayalım, okumadıklarımızı okuyalım: Anna Karenina, Madam Bovary, Kırmızı ve Siyah, Vadideki Zambak, Muhteşem Gatsby, Jane Eyre, Aşk ve Gurur, Genç Werter’in Acıları, Uğultulu Tepeler, Beyaz Geceler, İlk Aşk, Doktor Jivago, Kolera Günlerinde Aşk…
2019, insanlığa, Cumhuriyet yurttaşlarına, Cumhuriyet ailesine edebiyatla ve aşkla dolu gelsin.
(Kay. Cumhuriyet Gazetesi)

Haftanın Şiiri: Mırıldandıklarım/Murathan MUNGAN
Kırdın mı incittin mi birilerini
Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler.
Kendimi yeniledim mi yazdıklarımda?
Yeniden düşünmeliyim
Dostluklarımı, ilişkilerimi
Gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı
Yitirdim mi yoksa masumiyetimi?
Borçlarımı ödedim mi?
Doğru seçtim mi soruların fiillerini?
Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış, saçlarım taranmış,
giysilerim ütülü, odam düzenli mi?
Geri verdim mi aldıklarımı:
Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları,
Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi?
Yokladım mı duygularımı
Hala sevebiliyor muyum insanları?
Ovmalı gümüşleri, bakırlarımı; cila geçmeli ahşaplarıma
ovmalı umutları
Saklı tutmalı gelecek inancını, yarınları eksik etmemeli ağzımızdan
Ey uzak akrabalarım, üvey aşklarım
Mevsim sonu dostlarım, işporta malı ayrılıklar
Arkadaş ölümleri, dost hançerleri, talan ettiğimiz zulalar
Gece telefonları, ıssız konuşmalar
Mağrur incelikler, vurgun yemiş ilişkiler
Uçurum duygusuyla yaşadığımız hayat ey
O kadar çok anlattım ki
Kendime kaldım anlatmaktan…
Bunaldım kendisiyle boğuşmasını
Başkalarında çözmeye çalışan insanlardan
Usandım sözcük oynamalarından, tılsımlı sıfatlardan,
Ofset duyarlılıklardan
Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum
“içtenliğin” ya da “dünya görüşünün” kirletmediği
Kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum
Aranıp duruyorum adresini yitirdiğim insanları
vitrin camlarına yansıyan yüzlerde
Bilmiyorum kalmış mıdır adresini yüzlerinde taşıyan insanlar
Hala bir umut var mıdır
Çıkmaz bir sokağa benzeyen bu avare avunması vitrinlerde
Ne çıkmaz sokaktayım ne de mutsuz
Sadece rüzgarlardan daha güçlü olmak istiyorum o kadar
Açık denizlerde nice yolculuklara yelken açarken
Kış güneşinin mutlu ettiği bir kedi gibi mutlu, emin, tasasız
Sere serpe ve keyifli olmak tek isteğim ve dileğim
senin ve benim, yani bizim için…

Haftanın Sanat Gündemi
Sabahattin Kudret Aksal Yazın Ödülü
Şair, senarist ve yazar Sabahattin Kudret Aksal’ın ailesi, Aksal adına bir ödül töreni düzenleyecek. Katılımcılar, 2019 yılında şiir dalında verilecek ödül için 1 Ocak – 31 Aralık 2018 tarihleri arasında bir yayınevi tarafından yayımlanmış şiir kitaplarıyla başvuruda bulunabilecek.
Ödüle katılabilmek için 18 yaşını bitirmiş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak ve yapıtları ödül sekreterine zamanında teslim etmiş olmak gerekiyor. Ayrıca dosya ya da yazarınca özel olarak bastırılmış kitaplar değerlendirmeye alınmayacak. En çok iki yapıt arasında paylaştırılabilecek 6.000 TL’lik ödüle başvuru için gönderilecek kitaplar, 1-31 Ocak 2019 tarihleri arasında 8 kopya olarak, ödüle katılmak istendiğine dair imzalı belge ve iletişim bilgileri ile birlikte Bağdat Caddesi Ateş Apartmanı No: 102-12 Fenerbahçe 34726 İstanbul adresine gönderilecek. Kitapların gönderim bilgisi [email protected] adresine mail atılarak bildirilecek. Seçici kurulunda Gonca Özmen, Eray Canberk, Egemen Berköz, Abdülkadir Budak, Adil İzci, Turgay Kantürk ve Selçuk Bütün’ün yer aldığı ödüller, Aksal’ın doğum yıldönümü olan 25 Nisan 2019 tarihinde verilecek. (Cumhuriyet)

Yeni yılın ilk kitap fuarı Adana’da
Çukurova 12. Kitap Fuarı, 5-13 Ocak tarihleri arasında TÜYAP Adana Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek.
Yeni yılın ilk kitap fuarı kapılarını Adana’da açacak. Çukurova 12. Kitap Fuarı, 5-13 Ocak tarihleri arasında TÜYAP Adana Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Fuar’a, 300 yayınevi ve sivil toplum kuruluşu katılacak.
Fuarın konukları arasında Füruzan, Ercan Kesal, Latife Tekin, Gülten Dayıoğlu, Altan Öymen, Ayşe Kulin, Buket Uzuner, Aret Vartanyan, Canan Tan, Ayşe Hür, Zeynep Altıok Akatlı, Mavisel Yener, Nebil Özgentürk, Hasan Ali Toptaş, Ataol Behramoğlu, İsmail Saymaz, Behiç Ak, Erdoğan Aydın, Selim Temo, Menderes Samancılar, Zafer Algöz, Can Yılmaz ve daha pek çok yazar, şair ve bilim insanı yer alıyor.
Fuarla ilgili etkinlik programı ve imza günleri listesi “www.cukurovakitapfuari.com” dan takip edilebilecek. Girişin ücretsiz olduğu fuar, 10.00-20.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. Son gün ise fuar saat 19.00’da kapanacak. (Evrensel Gazetesi)

Nâzım Hikmet 117 yaşında
Dünyaca ünlü şairimiz Nâzım Hikmet’in 117. yaşı, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı tarafından sergi ve konser ile anılacak…
Dünyaca ünlü şairimiz Nâzım Hikmet’in 117. yaşı, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı tarafından sergi ve konser ile anılacak.
Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde 15 Ocak 2018 tarihinde saat 18.30’da “Çocukların Barışı” adlı sergi açılışı yapılacak. Aynı gün saat 19:30’da ise Barış İçin Müzik Koro ve Orkestrası tarafından konser düzenlenecek.
Nâzım Hikmet’in 117. yaşı etkinliğinde Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı ve Şişli Belediyesi adına konuşmalar yapılacak.

2018’in en çok satan kitapları
Türkiye’de bu yıl en çok okunan kitaplar, en çok ilgi gören yayınevleri ve en çok kitap okuyan bölgeler belli oldu. Hepsiburada’nın hazırladığı listeye göre 2018’in en çok satan klasikleri şunlardır:
1. Beyaz Zambaklar Ülkesinde – Grigory Petrov
2. Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
3. Simyacı – Paulo Coelho
4. Körlük – Jose Saramago
5. Hayvan Çiftliği – George Orwell
6. Şeker Portakalı – Jose Mauro de Vasconcelos
7. Küçük Prens – Antoine de Saint-Exupery
8. Sol Ayağım – Christy Brown
9. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu – Stefan Zweig
10. Fareler Ve İnsanlar – John Steinbeck

Belleğimizdeki Kadınlar
İşte, Latife Tekin’in hayatı ve kaleme aldığı birbirinden harika 8 kitap!

Favorite Okuma listeme ekle
Latife Tekin’in hayatından kesitleri ve kaleme aldığı birbirinden harika kitapları sizin için derledik.

Latife Tekin kimdir?
1957 yılında Kayseri’nin Bünyan kazasına bağlı Karacafenk Köyü’nde doğdu. Dokuz yaşında ailesiyle İstanbul’a geldi. İlk kitabı Sevgili Arsız Ölüm 1983 yılında çıktı. Ardından Berci Kristin Çöp Masalları (1984), Gece Dersleri (1986), Buzdan Kılıçlar (1989), Aşk İşaretleri (1995) ve Ormanda Ölüm Yokmuş (2001) adlı romanları yayımlandı. Dille kurduğu bağın ve yazıyla ilişkisinin özelliğiyle öne çıktı. Latife Tekin’in romanları İngilizce’den Farsça’ya pek çok dile çevrildi.
1- Buzdan Kılıçlar – İletişim Yayınları
2- Ormanda Ölüm Yokmuş – İletişim Yayınları
3- Aşk İşaretleri – İletişim Yayınları
4- Muinar – İletişim Yayınları
5- Unutma Bahçesi – İletişim Yayınları
6- Gece Dersleri – İletişim Yayınları
7- Berci Kristin Çöp Masalları – İletişim Yayınları
8- Sevgili Arasız Ölüm – İletişim Yayınları
(edebiyathaber.net)