Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Antakya’da kültür-sanat

Hazırlayan: (Mehmet KARASU) Haftanın Kitabı Hadimi – Melahat Ürkmez Bir

Hazırlayan: (Mehmet KARASU)

Haftanın Kitabı
Hadimi – Melahat Ürkmez
Bir berat bestesiydi. Titreten, terleten, bürdesini çıkartıp attıran sual… Yılların ilmi birikim ve tecrübesine yaslanarak icazetname vermiş olduğu talebelerini, anlık bir hafıza taramasından geçirdi. Zihnindeki ilk isim belliydi aslında… Hıristiyan bir müsteşrikin karşısına çıkacak olan İslam âlimi aynı zamanda Hıristiyanlığı da çok iyi bilen; kıvrak, kuşatıcı bir zekâya sahip olmalıydı… Sultan III. Ahmet’in gözlerinin ta derinlerine baktı…
“Evet sultanım!” dedi. “Üç buçuk talebem vardı ki gözbebeğim oldular. ‘Buçuk’ dediğim talebem ilmine ilim ekleyerek büyük bir âlim olma yolundadır.”
III. Ahmet’in gözleri bir berika gibi parıldadı.
“Kimdir bu âlim Kazabadi?” dedi.
“Ebu Said El Hadimi… ‘Hadimli Mehmet Efendi’ diye anılır. Konya’nın Hadim kazasındandır.”
“Kazabadi! Kazabadi! Konya’nın küçük bir kazasından gelecek olan bir müderris, Ayasofya’da Avrupalı müsteşriklerin karşısına çıkacak ve bütün İslam âlemini temsil edecek öyle mi?” (Arka Kapak Yazısı)

Konuk Yazar
Masallar bize ne anlatır?
Yücel Feyzioğlu/ Eğitimci Yazar
Yüzlerce masalımızı ve masal kahramanımızı dışarıda bırakarak sadece yabancı masallarla çocuğumuzu büyütmek onu kendi kültürel kimliğine yabancılaştırmak anlamına geliyor.
1974-75 ders yılında – programı bilmediğim için Frankfurt okullarında- yeni yürüyen bir çocuk ürkekliği ile masalla ders anlatmaya başladım.
“Masalcı” diye şikâyet edilmem gecikmedi. Frankfurt (Milli) Eğitim Müdürü teftişe geldi ve çocukların gösterdiği ilgiden çok etkilendi:
“Siz bu metodu Prof. BrunoBettelheim’dan mı öğrendiniz?” “Hayır! Adını ilk kez duyuyorum” dedim. “Pekikimdem öğrendiniz” diye yeniden sordu.
“Ninemden!” dedim. Adam gitti, 6 ayda bir yenilenen iş sözleşmemi süresiz yaptı ve diğer okullarda da bu metodu göstermemi istedi.
1980’li yılların başında rahmetli Prof. Pertev Naili Boratav ile eşi Hayrünisa ablayı Paris’ten davet ettik, eşimle dizlerinin dibinde günlerce oturarak masal ve Nasrettin Hoca dinledik. Çeşitli Alman kentlerinde etkinlik yaparak masalın işlevlerini anlattık. Gelecek için bütün bunların derin anlam kazanacağı aklımın ucuna bile gelmiyordu.
Yasaklanan ‘yılın kitabı’
Boratav Hoca’dan nasıl daha çok öğrenebilir, onun yaptığını bir adım daha ileri nasıl götürebilirdik? Mesele buydu.
Masalla ders anlatmam Bochum Üniversitesinden Prof. GerhardRupp’un dikkatini çekmişti. O da anlattığım masalları derslerde işlettirip sonuçları 1992 yılında Lübeck Eğitim Kurultayı’nda sundu. O tarihten sonra “Kültürlerarası Ders”te masallar daha çok yer almaya başladı. Ben ise 1975’ten itibaren Anadolu ve 1982 yılından başlayarak 24 Türk halkından binlerce masal derleme ve yeniden yazma heyecanına kapılmıştım. 2014 yılına kadar bu çalışma 32 kitapta yayımlanmış oldu.
Avrupa Birliği ve MEB projesi olan masallarla ilkokul 4. sınıf “İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi” ders kitabı bana yazdırıldı. Kitap 2015 ve 2016’da basıldı ve yılın ders kitabı seçildi, ama iki ay sonra basımdan kaldırıldı.
Şimdi ise ülkemizde birçok insan masalın bir ucundan tutuyor. Kimi kendi yeteneği ve kendi birikimi ile yola koyulmuş, kimi de bizim çalışmalardan etkilenmiş. Kimi masal anlatıyor, kimi tiyatral olarak sunuyor, kimi radyoda masal seslendiriyor, kimi masallarla terapi uyguluyor. Binlerce insanımız bu masalları dinliyor, okuyor, kulaktan kulağa aktarıyor.
MEB’i etkileyen ilgi
MEB de bu gelişmeden etkilendi, 20 bin masal anlatıcısı öğretmen yetiştirme kararı aldı. Eğer başarılı olursa Köy Enstitülerinin bıraktığı etkiyi yapacak. Fakat istenen başarının elde edilebilmesi için masallarımızın bilinmesi ve hangi masalın hangi alanda işlevsel olduğunun öğretilmesi gerekiyor. Yüzlerce masal kahramanımız varken ne yazık ki Keloğlan ve birkaçının dışında gerisi bilinmiyor. Hele eğitsel alanda tespit ettiğimiz masalın 38 işlevinden sadece bir tanesini on maddede özetlersek kimse “bana masal anlatma!” deme cesaretini kendinde bulamayacaktır.
Sistemli düşüncede masalın önemi
1. Çocukta “gelecek düşüncesi”nin sistemleşmesini en etkili biçimde (…) Anadolu masalı: Tavşan ile Aloş- Keloğlan ile Oh’un masalı, Sihirli Limon yerine getiriyor. (Keşke yazı kurulu “melek olsa” da bunları tek tek analiz edip anlatabilsek.)
2. Çocukta “Nedenseldüşünce”nin gelişmesi: “En Güçlü Kim?” Dağıstan masalı, her şeyin nedenini araştırmaya ön ayak oluyor.
3. “Esnek düşünce”nin gelişmesi: Bu konuda “Sebep Kılsan Sepette Su Durur” adlı bir Uygur masalı ve daha birçok masal işlev görüyor.
4. “Soyut düşünce”nin gelişmesi: Bu kavramı bir Tatar masalı “Han ile Yılan” nefis bir biçimde somutlaştırıyor.
5. “Mantıklı düşünce”nin gelişmesi: “Çatal Boynuz” adlı Altay masalımız var.
6. “Planlı düşünce”nin gelişmesi: Türkmen masalı “Tuzaktan Kurtulmak”.
7. “Eleştirel düşünce”nin gelişmesi: Hakas masalı, “Bilge kurt, Şaman Kurt”u devamlı uyararak bu ihtiyacı yerine getiriyor.
8. “Yaratıcı düşünce”nin gelişmesi: “Her Şey Oyunla Başladı” adlı Anadolu masalı, çocuğu buluşlara götüren yolu gösteriyor.
9. “Karmaşık düşünce”nin gelişmesi: Çuvaş masalı “TuytuyTupalak” ve daha başka masallar bu işlevi yerine getiriyor.
10. “Sistemli düşünce”nin tam yerleşmesine ise Özbekistan masalı: “Papağanın Öyküsü” ve “Başay’ın Öğrenme Tutkusu” gibi masallar muazzam katkı sunuyorlar.
Yüzlerce masalımızı ve masal kahramanımızı dışarıda bırakarak sadece yabancı masallarla çocuğumuzu büyütmek onu kendi kültürel kimliğine yabancılaştırmak anlamına geliyor. MEB bu işi bilenlerle çalışmak isterse ülkemizin yararına olacak, yoksa bu “masalcı yetiştirme” kararı da yıllardır yapılan yazboz tahtasından biri ve Sayın Bakan Ziya Selçuk Hoca’nın hevesi olarak kalacaktır. (Cumhuriyet)

Haftanın Şiiri
Anneler ve Kudüs/ Nuri Pakdil
Güz suları bizim şehrin önünden akar
Kış savunması
Bizim şehir üs öbür şehirlere
Dakka şimdi bir doğu kamerası
Ölümü çeken
*
Geleceği parmakların bir bir gösterdi
Yeşil bir harmani dizlerinde
Çek denizi aradan
And anıtları koy
Eski çağ taşlarının üstüne
Yeni çağ silahları üstüne
*
Eylem öğlesi
Gül kurularını birbirine bağladık
Ekmeğimize bulaşan çağın hakkını
Kitabı açarak
Yonttuk
*
Soluğunda gül kokusu
Okunan ve bitmeyen bir sayfa
Gibi
Beni çeker bir girişime
*
Daha dinç ötede
Gerçekte olduğundan daha parlak
Yeresel
Otuzüç katlı bir yapı gibi
Damarlarımızda dolaşan kan gibi
Hamid çizgisi

Haftanın Sanat Gündemi
Kitaplı günlere geri sayım
TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım AŞ tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliğinde hazırlanan 38. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, 2-10 Kasım tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi-Büyükçekmece’de düzenlenecek.
Yurt içi ve yurt dışından 800’ün üzerinde yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımı beklenen fuarda, dokuz gün boyunca panel, söyleşi, şiir dinletisi ve çocuk atölyelerinden oluşan kültür etkinliklerinde ve imza günlerinde yüzlerce yazar okurlarıyla buluşacak.
Onur yazarı Özyalçıner
38. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı onur yazarı Adnan Özyalçıner, fuar süresince yaşamı, eserleri ve kendisinin de yazarı olduğu 1950 Kuşağı hakkında düzenlenecek söyleşilerde yer alacak. Bu etkinlikler kapsamında 2 Kasım’da “50 Kuşağı ve 50 Yıllık Dostluğun Mektupları: Adnan Özyalçıner, Erdal Öz, Kemal Özer” paneli, “50 Kuşağı’nın Doğuşu” söyleşisi, “50 Kuşağı Öykücülüğü ve Şiiri” paneli; 3 Kasım’da ise “Adnan Özyalçıner ile Fotoğraf Eşliğinde Sohbet” söyleşisi Adnan Özyalçıner’in de katılımıyla yapılacak.
Özyalçıner için TÜYAP tarafından hazırlanan “Mahallem İstanbul” kitabından metinler ve albümünden seçili fotoğraflar kitapla aynı adla düzenlenecek sergide okurlarla buluşacak.
Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, bu yıl “Edebiyatımızda 50 Kuşağı” ana teması kapsamında özel etkinliklere ev sahipliği yapacaktır. Zeynep Oral yönetiminde “50’li Yıllar ve Tiyatro”, Metin Celâl yönetiminde “Dergicilikte 50 Kuşağı”, Fahri Aral yönetiminde “Yayıncılıkta 50 Kuşağı” ve Doğan Hızlan yönetiminde “50 Kuşağı Öykücülüğü ve Şiiri” ele alınacak.
İlk Kitabım TÜYAP’ta
İstanbul Kitap Fuarı bu yıl bir ilke imza atarak “İlk Kitabım TÜYAP’ta” söyleşi başlıklarını hayata geçiriyor. Yazarlar, İlk Kitabım TÜYAP’ta başlığı altında ilk kitaplarını yine ilk kez kitap fuarında okurların karşısına çıkarmaya hazırlanıyor. Bu başlıkta düzenlenecek kısa söyleşilerde otuz bir ilk kitap sunumu gerçekleştirilecek. (Cumhuriyet)

Sanatçı vicdanın haysiyetin ve onurun tarafındadır
Yeni kitabı ‘Velhasıl’ ile okurlarıyla yeniden buluşan Ercan Kesal, “Sanatçı her insanın olması gerektiği gibi kendisine saygısı olan adamdır. Ama yeteneği imtiyazı değildir. Üstelik daha fazla sorumluluk yükler sahibine. Ve taraftır. Vicdanın, onurun, haysiyetin ve mazlumun tarafındadır” diyor.

Nuri Pakdil yaşamını yitirdi
Ankara Şehir Hastanesi’nde tedavi gören yazar Nuri Pakdil (85) hayatını kaybetti.
Geçen 7 Haziran’da Kahramanmaraş’ta yürüyüş yaparken düşen ve kalça kemiğinde kırık olduğu tespit edilen yazar Nuri Pakdil, Ankara Şehir Hastanesinde tedavi altına alındı.
Pakdil, burada yaklaşık 2 ay süren tedavisinin ardından taburcu edildi. Fakat önceki gün rahatsızlanan Pakdil, tekrar aynı hastaneye kaldırıldı. Pakdil, bugün doktorların tüm müdahalesine rağmen yaşamını yitirdi.
NURİ PAKDİL KİMDİR?
1934 yılında Kahramanmaraş’ta dünyaya geldi. Lise eğitiminin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. İlk çalışmalarını, şiir ve deneme türlerinde memleketinde ‘Demokrasiye Hizmet’ gazetesinde yayımladı. Lisedeyken ‘Hamle’ adında bir dergi çıkardı. İstanbul’da bir haftalık dergide sanat sayfaları düzenledi. 1969 yılında ‘Edebiyat’ dergisini ve 1972’de Edebiyat Dergisi Yayınları’nı kurdu. Edebiyat Dergisi Yayınları’nın ilk kitabı Batı Notları’dır. Edebiyat dergisi, kimi aralıklarla uzun yıllar sürdürdüğü yayınına, Aralık 1984’te ara verdi. Edebiyat Dergisi Yayınları, 1972-1984 yılları arasında 18’i Nuri Pakdil imzasını taşıyan, 45 kitap yayımladı. 28 Şubat 1997 tarihinde Edebiyat Dergisi Yayınları’ndan yeniden kitap yayımlamaya başladı. Daha önce yayımlanan 5 kitabın yeniden çalışılmış basımı ve 12 yeni kitabın ilk basımları yapıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne layık görüldü. Kasım 2014’te Necip Fazıl Saygı Ödülü’nün ilkini aldı.

Bombalı saldırı sonucu yitirdiğimiz Ahmet Taner Kışlalı anıldı
Şişli Belediyesi ve Sosyal Demokrasi Derneği işbirliğiyle yazar, bilim adamı Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı katledilişinin 20. yılında anıldı.
Şişli’deki Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde yapılan anmanın açılış konuşmasını yapan Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, “1990’lı yıllar Türkiye’nin karanlık yıllarıdır. Son derece değerli ve birikimli, bize ışık tutan ve Türkiye’ye aydınlık bir gelecek vaat eden çok nitelikli yoldaşlarımızı kaybettik. Kışlalı da onlardan biri. Kışlalı’yı yazılarıyla her hafta takip eden biriydim. Türk siyasetinde önemli bir yeri olan ve gençlik yıllarımızın önemli isimlerinden Ahmet Taner Kışlalı’yı rahmetle anıyorum. Kışlalı izinde 1990’lı yıllarda kaybettiğimiz çok değerli Uğur Mumcu’dan tutun düşüncelerini onaylayıp onaylamadığımız tüm devrimcilere sahip çıkabilirsek işte o zaman onların ışıklar içinde yatmalarına imkân veririz” diye konuştu.

Dil Derneği’nden Metastaz’a ödül
Dil Derneği Emin Özdemir Ödülü’nün bu yıl bir gazetecilik kitabına verileceği açıklanmıştı. Ödül, Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nun kaleme aldığı “Metastaz” kitabına verildi.
Ödül, Dil Derneği tarafından yapılan şu açıklamayla duyuruldu:
“Harf Devriminin 91. yıldönümünde dil bilincimizi güçlendiren Mustafa Kemal Atatürk’ü; Atatürk’ün öncülüğünde Harf Devrimini biçimlendiren Emin Erişirgil’i, İhsan Sungu’yu, Fazıl Ahmet Aykaç’ı, Ragıp Hulusi Özden’i, Ahmet Cevat Emre’yi, İbrahim Grandi Grantay’ı, Falih Rıfkı Atay’ı, Ruşen Eşref Ünaydın’ı ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nu saygıyla anıyoruz.
Harf Devriminin 91. yılını kutlarken yaşamı boyunca Dil Devriminin ışığındaki Türkçe için çalışan Dilci-Yazar Emin Özdemir’i özlemle anacağız.

Belleğimizdeki Kadınlar
Melahat Ürkmez
Konya’nın Hadim kazasında 1959 yılında doğdu. Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Türkçe Bölümü’nden ve Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. 1976-79 yıllarında Türkiye Halk Bankası’nda memur olarak görev yaptı. Evlilik nedeniyle memuriyetten ayrıldı. Şu anda bir devlet ortaokulunda Türkçe Öğretmeni olarak görev yapıyor. İlk romanı olan, “Sözcüklerin Nefesinde Ateizmden Allah’a” İstanbul’da Beyan Yayınevi’nin açtığı roman yarışmasında, “Okunabilir En İyi Roman” seçildi.
İkinci romanı olan, “Gönül Bahçesinde Mevlâna”, 2004 yılında T.C. Konya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından basılıp yayımlandı. Takip eden yıllarda beş yıl İl Turizm ve Kültür Müdürlüğü tarafından yeniden basılıp yayımlandı. Aynı romanı, Türkiye Yazarlar Birliği Genel Merkezi’nin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne, bastığı kitaplardan dolayı “Özel Ödül” verdiği altı kitap arasında yer aldı. Aynı romanı 2007 yılında Nesil Yayınevi tarafından da yayımlandı. Yine aynı romanı Japoncaya çevrildi ve Japonca çevirisi Hollanda UETD tarafından 2008 yılında basılıp yayımlandı.
Araştırma-İnceleme dalında, “Mevlâna’da Aşk Sırrı ve Nihai Bütünleşme” adlı kitabı, 2005 yılında NKM tarafından, 2. ve 3. baskısı, Ağustos 2009 ve 2010 yılında Palet Yayınları tarafından yayımlandı.
Kısa zamanda 17. baskıya ulaşan ve alanında bir ilk olarak gösterilen, “Şems-i Tebrizî” isimli araştırma-inceleme kitabı, 2007 yılında T.C. Konya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından, 2. ve 3.baskısı, NKM tarafından, 4. baskısı Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından tekrar yayımlandı. Diğer baskıları Tuna Yayınevi tarafından yayımlanarak 17 baskıya ulaştı.
“Diyâr-ı Aşk / İlâhî Ulak Şems-i Tebrizî” adlı romanı, 2010 yılında okuyucuları ile buluştu.
“Ödlek Musa” adlı hikâye kitabı, 2014 yılında Gençlik Kitabevi tarafından yayımlandı

Ne Okusak?
1.Neydik N’olduk (Gençlik Romanı)/ Neslihan Acu/Günıişığı
2.Sevdalım Hayat/ Zülfü Livaneli/ Remzi Kitabevi
3.Velhasıl/ Ercan Kesal/ İletişim
4.Bir Gölge Gibi Silineceksin/ Selim İleri/ Everest
5.Her Yönü ile Göbeklitepe/ M. Kenan Yelken/ Gece Kitaplığı

.