Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Antakya’da Kültür-Sanat

Hazırlayan: Mehmet Karasu Haftanın Kitabı Diriliş – Çanakkale 1915 “

Hazırlayan: Mehmet Karasu

Haftanın Kitabı

Diriliş – Çanakkale 1915
“ Diriliş – Çanakkale 1915, Turgut Özakman’ın Çanakkale Savaşı’nı anlattığı romandır.
Cumhuriyet Dönemi serisinin 1. kitabı olan Diriliş – Çanakkale 1915 kitabı, Çanakkale Savaşı’nı konu edinir. Uzun bir önsöz ile başlayan bu kitapta sayıları 10’u geçmeyen hayali karakter vardır. Önsözde bu belirtilmiştir. Kitaptaki geri kalan kişiler ve olaylar gerçek belgelerden alınmıştır. Kaynakçada da bu belirtilmiştir. Ayrıca birçok dipnot da bulunmaktadır.
Turgut Özakman, kitabı 2012 çıkışlı Çanakkale 1915 filmi için uyarlayarak senaryosunu yazmıştır.” (Vikipedi)

Haftanın Yazısı
Armağan kitaplar/Öner YAĞCI
Değerlerimizi sahiplenmenin, yarına taşımanın örneği birkaç “armağan kitap”tan söz edeceğim.
Cumhuriyet öğretmeni
Çifteler Köy Enstitüsü’nün ve Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nün ilk öğrencilerinden, 1945’te İvriz Köy Enstitüsü’nde yapıcılık öğretmeni. 1946’dan sonra gezici başöğretmen, köy ilkokullarında öğretmen, ortaokullarda, Antakya Kız Öğretmen Okulu’nda, Antakya Lisesi’nde, Gemerek Lisesi’nde resim öğretmeni. Ali Yüce’nin Kapatılmamış Köy Enstitüsü dediği, Köy Enstitülerinin ruhunu ve sistemini genç yaşında kavrayan, ömrü boyunca kavratmaya çalışan; Öğretmen Olacağım, Köy Enstitüleri Destanı, Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü kitaplarında sevdalısı olduğu, ülkemizdeki insan bilinçlendirilmesinin en anlamlı atılımı Köy Enstitüleri gerçekliğini aktaran Cumhuriyet öğretmeni Abdullah Özkucur 100 yaşında.
Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı’nca yayımlanan, Zeliha Kanalıcı’nın hazırladığı Abdullah Özkucur’a Armağan’da, Erdal Atıcı’nın “elinde bir meşale” hep yol gösterici dediği Özkucur için yazılan 100’e yakın yazı yer alıyor.
‘İnsan’ın sanatçısı İsa Çelik
Uluslararası Çukurova Sanat Günleri’nce sunulan Çukurova Ödülü 2018 İsa Çelik adlı armağan kitapta fotoğrafçı, heykeltıraş, öykücü, ressam, grafik sanatçısı, seramikçi, koleksiyoner sıfatlarıyla Çetin Yiğenoğlu’nun Dünyayı güzelleştirmeye adanmış bir ömür olarak tanımladığı İsa Çelik’e saygı sunuluyor. 100’ün üzerinde kişisel sergi açan, sanat disiplinlerinin iç içe olduğu özgünlüğüyle örnek alınası olan İsa Çelik’i, onlarca dost, sanatçı, aydının kaleminden tanımak kıvancımızı ve aydınlığımıza güvenimizi artırıyor.
Felsefeden eğitime
Estetik Kategoriler/ Bilimsel Maddeci Diyalektik Estetiğe Giriş ve Kapital’in Mantığı-Maddeci Diyalektik Mantığa Giriş adlı yeni kitapları yayımlanan Cengiz Gündoğdu için hazırlanan ve felsefe,
bilim, estetik, yazınsal kişilikler, şiir, deneme, inceleme, öykü başlıklarında yazıları içeren 75 Yaşına Armağan
(Kaç İnsanı Yaşadım- Ed. Berrin Taş, İnsancıl Yay.) ile Ali Uysal ve Mehmet Babacan’a Armağan/ Değişen İnsan Değişen Öğretmenlik Mesleği (Haz. Dr. Orhan Özdemir-Ahmet Eroğlu), Mersinli iki Köy Enstitülü öğretmen yazara kutlanası değerbilirlik örneği.
Hüseyin Ferhad Kitabı
1954 doğumlu, 2018 Altın Defne Edebiyat Ödülü sahibi, Deniz Çobanları, Ve Yürüdük Gecenin Ateşleri İçinden, Söyle Gölgen de Gitsin, Hayal Ülkesinin Keşfi, Kılıç İpekte Sınanır (toplu şiirler) adlı şiir kitapları ile özgünlüğü tartışılmaz bir şiirin yaratıcısıdır Hüseyin Ferhad. Cennet Diye Bir Yer, Aşka ve Barbarlara Dair, Şark Belleği adlı denemeleri ile keşfe zorlayan Ferhad, 2001 Altın Portakal Şiir Ödülü kazandığında “Hazer İçin Birkaç Sarı Gül” Odağında Hüseyin Ferhad Şiiri adlı bir kitap yayımlanmıştı.
Aralarında şair dostları Ahmet Telli, Haydar Ergülen, Salih Bolat’ın da olduğu 26 sanatçının yazısının yer aldığı Hüseyin Ferhad Kitabı adlı yapıt şiir sevenlere yeni ufuklar açıyor. Yayına hazırlayan şair Faris Kuseyri, “Şiir coğrafyası yeterince keşfedilmemiş bir hayal ülkesi” olan Hüseyin Ferhad’a “anayurdundan bir saygı duruşu niteliğindeki” Hüseyin Ferhad Kitabı’nın (Güney Rüzgârı Yay.) “şairi kadim şehriyle buluşturduğunu” söylüyor.
Bahrem Yıldız
68 Kuşağının yiğit delikanlısı, Kastamonu Dadaylı Bahrem Yıldız’ı 12 Mart’ta kaybettik. Sevdalanmak, Namlular Çiçek Açmaz Zulmün Elinde, Kadının Adı Anadolu, İstiklal Yolu, Üveyik Kanadı, Canım Acıyor, Güneş Yapışmış Gözlerime adlı kitapları, anısı, Ahmet Nergiz ve Hasan Hüseyin Yalvaç’la ortak dostluğumuz Sonsuza Rüzgârdı ‘68 örnek olsun. (Cumhuriyet)

Haftanın Şiiri
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE/Mehmet Akif ERSOY
Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dünya’da eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi
– Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya –
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayasızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde – gösterdiği vahşetle “bu: bir Avrupalı”
Dedirir- yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahpesi, yahud kafesi!
Eski Dünya, yeni Dünya, bütün akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer!
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Ostralya’yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk;
Sade bir hadise var ortada: vahşetler denk.
Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela..
Hani tauna da züldür bu rezil istila.
Ah, o yirminci asır yok mu, o mahluk-u asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkıyle sefil.
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına,
Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına.
Maske yırtılmasa hala bize afetti o yüz..
Medeniyet denilen kahpe, hakikat, yüzsüz!
Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbab,
Öyle müthiş ki: eder her biri bir mülkü harab.
…………………………
Yaralanmış temiz alnından uzanmış yatıyor;
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i..
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi..
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe!” desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab..
Seni ancak ebediyyetler eder istiab.
“Bu taşındır” diyerek Kabe’ yi diksem başına,
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına.
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namiyle,
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan
Yedi kandilli Süreyya’yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana..
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili Sultanı Salahaddin’i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran..
Sen ki, İslamı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki asara gömülsen, taşacaksın.. Heyhat!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat..
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber
Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber…

HAFTANIN SANAT GÜNDEMİ
Bakanlıktan açıklama! Sanatsal etkinlikler ertelendi
Kültür ve Turizm Bakanlığı, bakanlığa bağlı gerçekleştirilecek tüm sanatsal etkinliklerin, 14 Mart’tan itibaren nisan ayı sonuna kadar ertelendiğini duyurdu.
Açıklamada, “Tüm dünyada görülen koronavirüs nedeniyle 14 Mart Cumartesi gününden nisan ayı sonuna kadar Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü ve Delet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak gerçekleştirilecek tüm sanatsal etkinliklerimizin ertelenmesine karar verilmiştir.
Sağlıklı ve sanat dolu günlerde milletimizin hizmetinde olma dileğiyle” ifadeleri kullanıldı. (DHA)

Uluslararası Çukurova Sanat Günleri (UÇS) koronavirüs nedeniyle iptal edildi
Çukurova Sanat Günleri koronavirüs tedbirleri kapsamında iptal edildi.
Koronavirüs tedbirleri kapsamında, 13 Mart-1 Nisan’da yapılması planlanan 14. Uluslararası Çukurova Sanat Günleri iptal edildi.
Çukurova Sanat Girişimi kurucusu Çetin Yiğenoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, bu yıl etkinlik kapsamında Adana, Mersin, Silifke, Antakya, Bodrum, İzmir, İstanbul’un yanı sıra Sydney, İtalya, İspanya ile Sırbistan’da çeşitli programların planlandığını belirtti.
Yiğenoğlu, yaklaşık 6 aydır yoğun çalışmayla hazırlıklarını sürdürdükleri etkinliğin, koronavirüs tedbirleri kapsamında gerçekleştirilmeyeceğini kaydetti. (HABER MERKEZİ)

25. İzmir Kitap Fuarı Koronavirüs nedeniyle ertelendi
25. İzmir Kitap Fuarı da koranavirüs yüzünden ertelendi. Fuarın haziranda yapılması bekleniyor.
Önümüzdeki ay yapılması planlanan 25. İzmir Kitap Fuarı, Koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle ertelendi.
TÜYAP ve Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği beraberinde hazırlanan 25. İzmir Kitap Fuarı’nın normal şartlarda 11-18 Nisan 2020 tarihleri arasında Kültürpark – Uluslararası İzmir Fuar Alanı’nda yapılması planlanmıştı.
Sözcü’den Sercan Meriç’in haberine göre Koronavirüs nedeniyle fuarın belirlenen tarihte yapılmayacağı öğrenildi. TÜYAP’tan alınan bilgiye göre, fuarın önümüzdeki Haziran ayında yapılması gündemde. Bir önceki yıl gerçekleştirilen 24. İzmir Kitap Fuarı’nı 512 bin 743 okur ziyaret etmişti.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da bakanlığa bağlı genel müdürlüklerle ilgili etkinlik ve organizasyonların Nisan ayının sonrasına ertelenmesinin gündemde olduğunu açıkladı.
21- 29 Mart tarihlerinde yapılacağı açıklanan 4. Hatay Kitap Fuarı da aynı gerekçelerle iptal edildi

Beni şiir kurtardı
Sözcüklerden güç aldığını söyleyen şair Duran Aydın, ‘Sonra Sesin Reyhan’ isimli kitabıyla okur karşısında. Sanatın yoksunluktan kurtardığını belirten Aydın, şiirin toplumsal duyarlılığı bileylediğini, düşünsel zenginliğe kavuşturduğunu belirtiyor
Bir yazısında, “Şiir insanı korur mu?” diye soruyor ve “Korurmuş” dedikten sonra ekliyor şair Duran Aydın: “Yaşayarak gördüm ben bunu. Dünyanın kiri-pası, çamuru-çirkefi bulaşmazmış şiirle yıkadın mı yüreğini… Edebiyatın karasularında beynimi, gözlerimi yumsaydım tayyareden bir hayat nasıl da bilinmez karanlıklarında öğütür yutardı beni; nasıl da…” Şiirleri, ‘kanayan her yaradan armağan’ Duran Aydın ile seçme şiirlerinin yer aldığı Yazılı Kâğıt Yayınları tarafından yayımlanan ‘Sonra Sesin Reyhan’ üzerine konuşulacak bir kitap

Metin Altıok Şiir Ödülü Töreni ertelendi
12. ve 13. Metin Altıok Şiir Ödülleri Töreni, Kadıköy ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı tedbir kapsamında ileri bir tarihe ertelendi.
14 Mart Cumartesi günü gerçekleştirilmesi planlanan 12. ve 13. Metin Altıok Şiir Ödülü Töreni’nin, Kadıköy ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin halk sağlığını koruma yönünde aldığı tedbir kapsamında ileri bir tarihe ertelendiği bildirildi.
‘Sözcüklerden bir yurt kurdum kendime’
Abdülkadir Budak, bir şiirinde “Yazmak tedaviyse eğer bu yolu seçiyorum” diyor. Budak’ın çalışmaları her okur için şiiriyle iyileştirici bir esin kaynağı
‘Sözcüklerden bir yurt kurdum kendime’
Dalgın Rüzgâr (Toplu Şiirler 1 / 1978 – 2004), İştahlı Makas (Toplu Şiirler / 2011 – 2020), Abdülkadir Budak’ın 50 yıllık şiir yaşamı süresince yayımlanan 14 kitabından ve kitaplarına girmemiş şiirlerinden yapılan seçkiden oluşuyor.
Yazılı Kağıt Yayınları tarafından yayımlanan, 50 yıllık bir birikimin yer aldığı şiir kitaplarıyla birlikte, Budak’ın “Poetik yazılar – söyleşiler – Ötekiler” alt başlığıyla yayımlanan “ayna sandım şiiri”, Sincan İstasyonu başyazılarının yer aldığı “Şiirin Rayları,” Ya Şiir Olmasaydı” adlı “Kişisel Şiir Tarihi” ve Emel Güz tarafından hazırlanan Abdülkadir Budak ile yapılan konuşmaların bulunduğu “Aşkla Yazılmıştır Benim Şiirlerim” adlı bir çalışma da okunmalı.

Ne Okusak?
1. Vatanın Kilidi Çanakkale./Sara Gürbüz Özeren/Damla /yayınevi
2. Bir Destandır Çanakkale/Vehbi Vakkasoğlu/Nesil Yayınevi
3. Çanakkale’nin İsimsiz Kahramanları/İsmail Bilgin/ Damla
4. Çanakkale Mahşeri/Mehmet Niyazi/Ötüken
5. 1915 Baharında Çanakkale/Behçet Sabit Erduran/İş Bankası

Bir Portre
Turgut Özakman (d. 1 Eylül 1930, Ankara- ö. 28 Eylül 2013, Ankara)
Bürokrat, Avukat, Oyun ve Senaryo yazarı.
1930 Ankara’da dünyaya geldi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden (1952) mezun oldu. Bir süre avukatlık yaptı. Almanya’da Köln’de bir yıl kadar Tiyatro Bilimi Enstitüsü’nde tiyatro öğrenimi gördü (1955-1956). Devlet Tiyatrosu’nda, Ankara Radyosu’nda çalıştı, TRT Merkez Program Dairesi Başkanı, sonra da genel müdür yardımcısı (1967) oldu, İzmir Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü’nde öğretim görevlisi, Devlet Tiyatroları genel müdürü olarak (1983-1987) çalıştı. DTCF Tiyatro Bölümü’nde tiyatro dersleri verdi.
İlk oyun denemesi Masum Katiller, 1946’da Halkevi’nde oynandı. Hisar dergisinde öykülerinin de çıkmaya başladığı 1951’de Pembe Evin Kaderi kısa zamanda tanınması sağladı. Bu oyunuyla eserini Devlet Tiyatrosu’nda görmek mutluluğuna eren en genç piyes yazarımız oldu.
Şu Çılgın Türkler son çıkan romanı oldu. Kitap bugüne kadar Türk yayıncılık tarihinde en büyük rekoru kırarak birkaç ay (2005) içinde 200’ü aşkın baskı yaptı.
Şu sözlerle değerlendirildi: “80 yıldır beklenen kitap. Dünyadaki en meşru, en ahlaklı, en haklı, en kutsal savaşlardan birinin, emperyalizme karşı verilmiş ve kazanılmış ilk kurtuluş savaşının. bir millileşme ihtilalinin romanı, şaşırtıcı bir yakın zaman destanı…” “Turgut Özakman’ın 50 yılı aşkın çabasının ürünü.”