Hazırlayan: Mehmet Karasu
Haftanın Kitabı
Selvi Boylum Al Yazmalım/Cengiz Aytmatov NORA KİTAP
Selvi Boylum, Al Yazzmalım Kırgız asıllı yazar Cengiz Aytmatov’un önemli bir yapıtı.
Geçtiğimiz hafta (12 Aralık) Aytmatov’un doğum günü kutlandı
‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ adlı romanı aynı isimle beyaz perdeye uyarlanmıştır. Filmin yönetmenliğini Atıf Yılmaz yapmıştır. Başrollerinde ise Kadir İnanır ve Türkan Şoray yer almıştır.
Toplumsal ve siyasi geçiş süreçlerinde Kırgız halkının yaşadığı sancıları çeşitli hayat hikâyeleri üzerinden yansıtan Aytmatov, elinizdeki romanda, hızla gelişen teknolojinin bu halkın yaşayışı üzerindeki olumsuz etkilerine odaklanıyor. Okur, birbirini seven, talihsiz bir olay sonucu yolları ayrılan ve en sonunda garip bir tesadüfle tekrar karşılaşan iki insanın parçalanmış hayatlarına tanık olurken dönemin geniş toplumsal manzarasına da çok çeşitli açılardan bakma imkânı yakalıyor.
“Ya insanın yaratılışından bu, ya da ben böyleyim; hep bir şeylerin eksikliğini duyuyordum. […] Anarhay’da geçirdiğim son bir buçuk yılda oğlumun ve karımın özlemine dayanamaz olmuştum. Geceleri gözüme uyku girmiyordu. Samet’in gülümseyişi, tombul bacakları üstünde düşecekmiş gibi duruşu gitmiyordu gözlerimin önünden. Hele o körpe bebek kokusu sanki içime sinmişti.”
(Arka kapak yazısı)
‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ adlı romanı aynı isimle beyaz perdeye uyarlanmıştır. Filmin yönetmenliğini Atıf Yılmaz yapmıştır. Başrollerinde ise Kadir İnanır ve Türkan Şoray yer almıştır.
Konuk Yazar
Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı Prof. Dr. İoanna Kuçuradi’nin 10 Aralık İnsan Hakları Günü Mesajı
Ne var ki, Birleşmiş Milletler, insan haklarını önplâna getirmekle, o günden bu yana birçok insanlıkdışı, vahşi eylemlerin yapılmasını önleyemediği gibi, insan haklarının getiriliş amaçlarına aykırı kullanılmasını da engelleyemedi.
Bunun başlıca nedenlerinden biri, insan haklarına ilişkin bilgisizliktir –bu hakların aslında neyi talep ettiklerine ilişkin bilgisizlik.
Bu bilgisizliğin çarpıcı bir göstergesi, bazı devletlerin korona virüsle savaşma yolu olarak kullandıkları “sürü bağışıklığı”dır. “Doğal seleksiyon”u andıran bu “sürü bağışıklığı”nı Covit-19’la savaşmanın yolu olarak kullananlar, bunun sağlık hakkının ihlali olduğunun, birçok durumda da yaşama hakkının ihlali olduğunun, herhalde farkında değildir.
Bu bilgisizliğin başka bir göstergesi de, birçok ülkede getirilen sokağa çıkma yasakları ve bu tür kısıtlamalar karşısında “Bu beden benimdir!” yazan pankartlar taşıyan insanların dünyanın dört bucağında gördüğümüz protestolarıdır.
Bu ve bu gibi olaylar, bugüne kadar yapılan teorik araştırmaların insan haklarına ve sorunlarına yeterince ışık tutamadığını, dolayısıyla bu araştırmaların farklı bir hareket noktasıyla yapılması çoğu yerde yapılan insan hakları eğitiminin de farklı bir anlayışla –amacına götürebilecek bir anlayışla– yapılması gerektiğini düşündürüyor, öyle ki kişiler o durumun insan haklarıyla ilgisini görebilecek bir göz kazanabilsinler ve bu hakların o durumda gerektirdiklerini –yapacak durumda iseler– yapsınlar.
Korona virüs musibetinin, insan haklarının insanlardan ve insanlara nasıl bir muamele talep ettiğine daha güçlü bir ışık tutan araştırmaların yapılmasına ve kişilerin karşılaştıkları durumlar ile insan hakları arasındaki bağlantıyı görmelerini sağlayabilecek olan insan haklarının felsefî eğitiminin yaygınlaştırılmasına bir vesile olmasını umuduyla, dünyamıza korona virüssüz günlerin bir an önce gelmesini dilerim.
Haftanın Şiiri
HAYEK/ Âba Müslüm Çelik
Tozlu yollardan geçerek
düğünçiçeklerini okşaya öpe
iz bırakırdı ardında.
Ürpertili sessizlik
Güneş pencereyi ışıltıyor
Fransızlar kapıda iyicil değil
İşte kan! Oysa ben
Elveda kızkardeşim
Gittiii abim! Uuu
Son kez açılan
kapanan gözleri
Bana bakıp…
Haftanın Sanat Gündemi
TYS Tacize Karşı Basın Bülteni
TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI
Cide Belediyesi, Rıfat Ilgaz Roman Ödülü Yarışması düzenliyor
K
Kastamonu Cide Belediyesi tarafından, toplumcu gerçekçi edebiyatı yaşatmak ve yazınımıza yeni yazarlar/yapıtlar kazandırmak amacıyla, Rıfat Ilgaz Roman Ödülü Yarışması düzenleniyor.
Yarışmanın seçici kurulunda; Feyza Hepçilingirler, Hidayet Karakuş, Öner Yağcı, Mehmet Saydur ve Eren Aysan yer alıyor.
Son başvuru tarihi 20 Nisan olarak belirlenen yarışmada başvurular “Cide Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Rıfat Ilgaz Ödülü, Cide/Kastamonu” adresine yapılacak. Kazanan yapıt 25 Haziran’da açıklanacak. (Evrensel)
Tarık Akan, doğum gününde anıldı
Türk sinemasının bol ödüllü oyuncusu Tarık Akan, 13 Aralık 1949’da doğdu.
Filmleriyle her kuşaktan kişide iz bırakan Tarık Akan, 9 filminde canlandırdığı karakter olan ‘Ferit’ ile özdeşleşti.
45 yıllık kariyerinde sinemanın 4 ana türü olan aksiyon, romantik, komedi ve sosyal – politik olmak üzere toplam 115 filmde rol alan Tarık Akan, 12 Eylül Askeri Darbesi’nde tutuklandı. Tutukluluk günlerini ‘Anne Kafamda Bit Var: 12 Eylül Anıları’ adlı kitapta kaleme alan Akan, 16 Eylül 2016’da akciğer kanseri nedeniyle hayata veda etti. (Gerçek Gündem)
2020 Necip Fazıl Ödülleri’nin sahipleri belli oldu
Star Gazetesi tarafından düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri’nin 2020 yılı kazananları açıklandı.
Cumhuriyet tarihinin en önemli edebiyatçı ve fikir adamlarından Üstad Necip Fazıl’ın manevi ve kültürel mirasını yaşatmak amacıyla Star Gazetesi tarafından düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri’nin 2020 yılı kazananları açıklandı.
Kültür sanat dünyasında büyük yankı uyandıran ve bu sene 7’ncisi gerçekleşecek Necip Fazıl Ödülleri’nde 6 ayrı dalda 7 ödül belirlendi.
Türkiye’nin edebiyat ve düşünce dünyasında önemli yeri olan adayları belirlemek üzere bir araya gelen Necip Fazıl Ödülleri Jüri Heyeti, yapılan toplantıların ardından ödüle layık görülen isimleri açıkladı. Ödüller, daha sonra ilan edilecek bir tarihte düzenlenecek törenle sahiplerine takdim edilecek.
Prof. Dr. M. Fatih Andı, Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç, Prof. Dr. Turan Karataş, Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Murat Özel ve Necip Tosun’dan oluşan jüri heyetinin pandemi nedeniyle çevrim içi toplantılar yaparak aldığı kararlar neticesinde 2020 Necip Fazıl Ödülleri’ne layık görülen isimler şöyle:
Necip Fazıl Şiir Ödülü: İhsan Deniz
Necip Fazıl Hikâye-Roman Ödülü: Sevinç Çokum
Necip Fazıl Fikir-Araştırma Ödülü: Prof. Dr. Ekrem Demirli
Necip Fazıl İlk Eserler Ödülü: Zeynep Arkan
Necip Fazıl İlk Eserler Ödülü: Mahmut Coşkun
Türkan Saylan Hoca’yı anarken…
Türkan Saylan, önce cüzamla savaşan hekim kimliğiyle (Cüzzamla Savaş Derneği) sonra karanlıkla savaşan aydın kimliğiyle (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği), eğitimleri engellenen kız çocuklarını kapatıldıkları çukurdan kurtaran Jeanna d’Arc kimliğiyle (Kardelen projesi) kötülerin, hainlerin, karşıdevrimcilerin, yobazların hedefi oldu. Bir yandan gençlere, çocuklara, kadınlara umut olur, özellikle sağlık ve eğitim alanında efsane yaratan projeleriyle yıldızlaşırken kımıl zararlılarının da korkulu rüyasına dönüşüyordu. Yurtiçinden ve yurtdışından aldığı sayısız ödülün yanı sıra hakkında davalar açılıyor, kumpaslar kuruluyor, kitlelere dokunan projeleri iftiralarla karalanıyordu. Türkan Saylan, bütün bunlarla yılmadan savaşıyordu ama fikren yenemedikleri insanı fiziken yenen bir düşman vardı: Kanser! Bu ülkede hiçbir iyilik karşılıksız kalmaz dedirten bir biçimde Türkan Saylan, tedavi sürecinde kemoterapi alırken kapısına gelen FETÖ’cü polislerle taciz ediliyordu. Omuzlarımızda taşımamız gereken insanı neredeyse hücrelerde süründürecektik. Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi, “Benim fani vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ama…” önemli olan idealleri, fikirleri ve kavgasıydı Türkan Saylan’ın da. Onun izinden yürüyen, karanlıkla savaşan yetiştirdiği binlerce genç, ilmin, demokrasinin aydınlatan meşalesini tutmaya devam ediyor. Türkan Saylan, anılarımızda kalmıyor, saçtığı çağdaş yaşam tohumları yeşeriyor. Bu karanlık günler de geçecek, çünkü sular tersine akmaz, ilerleme geriye döndürülemez, o umudunu hiç kaybetmedi, bize de o umudu gerçekleştirme ödevi kalıyor (Cumhuriyet)
BURSA Nilüfer Kütüphanesi’nde 11–12 Aralık günlerinde, ‘Bozkırın Rengini Değiştiren Yazar’ başlıklı ‘Fakir Baykurt Sempozyumu’ düzenleniyor.
Gerçekçi edebiyatın ustalarından Fakir Baykurt’un gerek Türkiye’de gerek Almanya’da yaşarken yazdıkları, edebiyatla hayatımızın, eğitimimizin, siyasetimizin kesiştiği noktadaki tanıklık belgeleridir.
Yalnız Türk edebiyatını değil, Türkiye’nin insan haritasını öğrenmek için Fakir Baykurt’u, Köy Enstitülüler kuşağını okumak şarttır.
Nilüfer Belediyesi, müzesiyle, kütüphanesiyle yerel yönetimlerin kültüre katkısının iyi bir örneği. (Doğan Hızlan- Hürriyet)
BİR PORTRE
Cengiz Aytmatov
Türk dünyasının önemli yazarlarından olan Cengiz Aytmatov Kırgız asıllıdır. 1928 yılında Kırgızistan’ın Talas Eyaletine bağlı Şeker Köyünde doğdu. Devlet adamı olan babası Torekul Aytmatov Burjuva Milliyetçisi olma suçuyla 1937’de tutuklandı ve 1938 yılında kurşuna dizilerek idam edildi. Annesi Nahima Aytmatov Tatar asıllıydı ve tiyatro sanatçısıydı.
Edebiyatçı kişiliğinin yanı sıra aynı zamanda siyaset adamı olmuştur. 10 Haziran 2008 tarihinde böbrek yetmezliği sonucu Almanya’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
Cengiz Aytmatov verdiği eserlerle Türk ve dünya edebiyatının önde gelen şahsiyetlerinden biri olmayı başarmıştır. Eserleri Türkçe’nin yanında 150’den fazla dile çevrilerek milyonlarca baskıya ulaşmıştır.
Cengiz Aytmatov başta Kırgız gelenek ve görenekleri dahil olmak üzere Türk kültür ve felsefesine çok bağlıydı. Bu özelliğini sanatına yansıtmayı başarmıştır.
Türk felsefesini kuru bir anlatımla değil sanatın cazibesiyle odak noktasına getirmiştir. Türk tarihini anlatırken geçmişi aydınlatmış ve günümüz Türk insanının geleceğini oluşturma yolunda milli ve evrensel görüntülere ulaşmıştır.
Eserlerini mitoloji ve folklorik unsurlarla zenginleştiren yazarın en çok etkilendiği şey hiç şüphesiz Türk mitolojisi olmuştur. Çünkü yaşadığı toplum efsaneler ve masallar üretmeye oldukça elverişlidir. Destanlar, efsaneler, halk hikayeleri ve masalları eserlerinde ustaca işlemiştir. Bunları doğrudan vermemiş kendine ait üslup tarzı sayesinde kaynaştırarak dolaylı yoldan anlatmıştır.
Eserlerinde işlediği konuları zamanın durumuna ve bakış açısına göre değerlendirip günümüz insanıyla ilişki kurar ve ona göre eserlerini yönlendirir.
Kendisini dünyaya tanıtan en önemli eseri ‘Cemile’ olmuştur. Louis Aragon Cemile’yi ‘dünyanın en güzel aşk hikayesi’ olarak tanımlamıştır.
Romanlarında hayvanlara da yer veren Cengiz Aytmatov hayvanların psikolojilerini de başarılı bir şekilde eserlerine yansıtmıştır. Özellikle Türk kültürüyle özdeşleşen at ve kurt gibi hayvanlara eserlerinde yer vermiştir.
Ne Okusak?
1.Pazarlık Yok/ Uğur Dündar/ Bilgi Yayınevi
2.Bir Uyuyup Uyanalım/ İrfan Değirmenci/ İnkılap
3.Nasıl Bir Türkiye/ İlker Başbuğ/ Kaynak
4.Türkiye Kime kalacak/Asi Kitap
5.Memleketim/ Rahmi Turan/Halk Kitabevi