Hazırlayan: Mehmet Karasu
Haftanın Kitabı
Antakyalı Yazılar/Kamil Akdoğan/Akdoğan Yayınevi
Kamil Akdoğan bu kentin yetiştirdiği büyük bir değer.
Tam anlamıyla bir Antakya sevdalısı. Yaşamını Ankara’da sürdürüyor.
Antakya üzerinde özgün çalışmalar yapıyor. Bazı yazılarını kentimizde yayımlanan Güney Rüzgârı Dergisi’nde yayımlıyor. Kendisi de Ankara’da Çayyolu Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi adıyla bir dergi çıkarıyor. Akdoğan Yayınevi diye bir yayınevi kurmuş, birbirinden değerli kitaplar bastı.
Akdoğan Kitaplığı kuruyor ve Antakyalı tüm yazarların kitaplarını topluyor.
Bence bu kitaplığa hepimizin katkı sunması gerek. Özellikle Antakyalı yazarlar kitaplarını gönderebilirler.
Antakyalı Yazılar, Sayın Akdoğan’ın Antakya ile ilgili yazılarından oluşuyor. Yapıt internet üzerinden temin edilebilir.
“Her yanı tarih kokan topraklarında doğmasam da Antakya tutkusu; baba sevgisi, vatan sevgisi gibi bir şey benim gözümde.
Haritasını; derelerini, tepelerini ezbere çizdiğim; içinde büyümeden, yaşamadan hayranı olduğum memleket Antakya, Hatay.
Tarihi, Asi Nehri, künefesi, Habib Neccar Dağı, surları, harabeleri, tapınakları…Gazeteleri, kitapları, pulları…Daracık sokakları, Uzun Çarşısı, Şelalesi, Mozaik Müzesi…
Bir zamanlar Doğunun Kraliçesi olarak adlandırılan bu kent günümüzde onu herhangi bir kent yapmaya çalışan tüm teşebbüslere rağmen hala o eski ihtişamından izler taşıyor. İşte O izler memleket sevgisi ve yazma tutkumla birleşince Antakya ile ilgili olan her şey menzilime giriyor.
Antakya Yazıları’nda o menzilin İçinde kalan çok az şey var belki ama ömrüm olduğunca kalanları da bulmaya, yazmaya çalışacağım.” (Arka kapak yazısı)
Haftanın Yazısı
Orhan Kemal’in Edebiyatı /Tahir Şilkan
Orhan Kemal’in Çukurovada ırgatları, fabrika işçilerini, emekçileri anlatan en başarılı romanı bence, Bereketli Topraklar Üzerinde’dir Toplumsal gerçekçi edebiyatın en nitelikli eserlerinden olan Bereketli Topraklar Üzerinde romanında olaylar 1940’lı yıllarda geçer.
Orhan Kemal; sulu kozayı, çırçırı, buzhaneyi, işçilerin barındığı ahırdan bozma yerleri, işsizlerin toplandığı meydanları, cehennem sıcağında tarlada sabahtan akşama kadar çalışan ırgatları, 15-16 saat aralıksız çalıştırılan patoz işçilerini, ağaların–patronların Çiftçi Birliği’nde, Ticaret Odası’nda örgütlü olmasına karşın, işçi ve emekçilerin örgütsüzlüğünü belleklerden silinmeyecek güzellikte anlatır.
1940’lı yillarda Çukurovadaki fabrika sahipleri aynı zamanda geniş toprak sahipleridir. Fabrikalar da çoğunlukla tarima dayalı; çırçır, iplik, dokuma gibi alanlarda üretim yapmaktadır.
Orhan Kemal’in ‘Eskici ve Oğulları’ ile ‘Kanlı Topraklar’da gözler önüne serdiği üzere, bu fabrikaların çoğu da ‘Ermeni Tehciri’ sonrasında el değiştirmiştir. İkinci Paylaşım Savaşı yıllarında çıkarılan Varlık Vergisi Çukurovadaki azınlıkların mal varlıklarının el değiştirmesi sürecini nihayete erdirecektir.
Orhan Kemal, ‘Bereketli Topraklar Üzerinde’ romanında; tarımda yaşanan makinalaşma sonrasında iş bulmak umuduyla Çukurovaya gelen ve yüzlerce yıldır ırgat pazarı olan Kalekapısı’nda iş bekleyen emekçilerin bu bekleyişini hikaye eder.
Taşköprü’nün Seyhan ilçesi tarafında, yüzyıllar görmüş ırgat pazarı kaynaşma içindedir. Irgat kalabalığına bakarak cigaralarının neşeli dumanlarını salıp; kahve, çay, nar, koruk şurubu, limonata, buzlu ayran içen “Ağa”lar memnundurlar. Irgat boldur, Çukurova tarlalarındaki işe yetecek insan gücünün çok üstündedir. Haftalıklar düşecek, pamuk ucuza elde edilecektir.
Romanda, bundan sonrası şöyle anlatılır:
“– Irgata hele ırgata!
— Heye kardaş…
–İtoğlu itleri şımartmıyak giden yıllar gibi ha!
–Töbe demen mi?
–İt kapıda zebun gerek hemşerim…
Değdiği yeri köz gibi yakan güneş tam tepededir. Irgat adı altındaki birtakım insanlar değil, paçavra yığınları beklemekten usanmıştır. Birden deli gibi bir sağanak bastırır…Ortalık sel sele gider. Ardından güneş. Tırnağına kadar sırılsıklam paçavra yığınlarından dumanlar tütmeye başlar.
Peygamberler kitaplar dolusu sabır getirmiştir Allah adına!
Yağmurda ıslana, güneşte tüte kuruturlar. Torbalardaki tandır, yufka dürümleri tükenip çarşı ekmeğine verilecek son kuruşlar da suyunu çektikten sonra, aç çocukların feryadı göğe yükselir.
Analar, erkek yüzlü analar, avuçları nasırlı analar, gözlerinde dökecek gözyaşı kalmamış analar, iş ve ekmek haberiyle dönecek erkeklerinden yana dikmişlerdir gözlerini. O yana, kocalarının her sabah, daha şafak sökmeden gidip omuz omuza doldurduğu “Irgat Pazarı” na!
Erkekler de kadınları gibi bir deri bir kemiktirler. Değdiği yeri köz gibi yakan güneşin altında, aç terli ama sabırla bekleşirler. Irgatbaşılar ırgat pazarının mutlak hakimidirler.
İnsanlar aç ama umutsuz değillerdir!
Günler geçer, sonra haftalar. Yaşlılarla aç çocuklar ölür. Çukurlarına gömülü gözleriyle kadınlar, çocuklarının feryadı ve ölüm acısını kanıksamış kadınlar çok az konuşarak beklerler.
Erkekleri gelecektir, er geç gelecektir erkekleri!
Çukurova’da bahar harikadır!
Gök masmavi, kırmızı topraklar yemyeşildir!
Çukurova’nın bereketli toprağına dört kilo çiğit at, seksen kilo kütlü, yani tohumlu pamuk versin!
Orhan Kemal Bereketli Topraklar Üzerinde romanında, bulundukları yerlerde iş bulma umudu olmayan çaresiz emekçilerin iş bulmak umuduyla Çukurovaya gitmelerini ve işsizliklerini anlatır. İşsiz ırgatların iş beklediği Kalekapısı’nı omuz omuza dolduran binlerce insan…
Güneydoğudan, Orta Anadoludan Doğudan Çukurovaya dimdik gelmiş, şimdi aç, bir içimlik suya muhtaç, hasta, sıtmalı binlerce insan, onlardan ekmek bekleyen çoluk, çocuk… Yayan yapıldak kuru bir ekmek karşılığı, tarlada, patozda, kırk kırkbeş derece sıcak altında sabah ezanından akşam ezanına kadar çalıştırılan insanların hikayesidir, Bereketli Topraklar Üzerinde’de anlatılanlar.
Orhan Kemal, Bereketli Topraklar Üzerinde’de, karakterleri idealize etmez..Bütün halleriyle gözler önüne serer. Arkadaşlarını han odasında ölüme terk edip giden arkadaşları hiç şüphesiz üzülürler ama hayat kavgası sürmektedir, bırakılıp gidilecektir.
Arkadaşlarının bırakıp gittiği hastaya yardım eden Hidayetin Oğlu insanca bir davranış gösterir ama tutarlı olmadığı, romanda ortaya çıkacaktır. Ağalar, onlar adına iş gören elçiler zalimdir, acımaları yoktur. Irgatlar, emekçiler örgütsüzdür; bireysel çıkarlarını düşünürler, arkadaşlarını satarlar. Direnmezler, karşı koymazlar, boyun eğerler. Boyun eğmeyip karşı çıkan Zeynel gibilerin yanında olmaz, yalnız bırakırlar.
Orhan Kemal Bereketli Topraklar Üzerinde romanında unutulmaz karakterler yaratmıştır. Kürt Zeynel, Köse Hasan, Pehlivan Ali, İflahsızın Yusuf, Laz Kılıç Usta, Hidayetin Oğlu ve Fatma, Elçi, Köse Topal gibi…Orhan Kemal romandaki olayların nedenselliklerini gösterir. İş kazasının nedeni; ağır çalışma koşulları, patozda çalışan işçinin deneyimsiz olarak çalıştırılmasıdır. Ağalar daha fazla kâr peşindedir, Elçi ırgatların sırtından daha fazla kazanmanın…
Bacağını patoza kaptıran işçi hikayesi Çukurova’da yaşanmış bir olaydır. Reşat Enis’in ‘Toprak Kokusu’ romanında anlatılan bir hikaye…’Toprak Kokusu’nda, Reşat Enis’in iki paragrafta anlattığı hikayeyi, Orhan Kemal altı sayfada destanlaştırarak anlatır.
Orhan Kemal, romanı yazıp bitirdikten sonra bir gece, Nadir’in kahvesinde; İsmail Ustayı, Selahattin Ustayı, Ali Şahin’i, Osman Zenginler’i, Yunus Ustayı, Bethoven’i toplayıp, “çaylar, kahveler benden” deyip, sabaha kadar onlara romandan parçalar okur, ustalar dikkatle dinlerler. Sonra şunları söylerler: “…İyi yazmışsın Raşit!..Eline sağlık. Anlattıklarının hepsi doğrudur. Hatta her bir şeyi söylememişsin bile. Çukurovada öyle şeyler olur ki, insanın nefesi kesilir. Oturup sana anlatsak bir değil, beş roman yazarsın…”
Irgatların, emekçi halkın yazarı Orhan Kemal, ustaların sözünü ettiği o beş romandan fazlasını yazacaktır. Okumadıysanız mutlaka, okuduysanız yeniden okuyun, Bereketli Topraklar Üzerinde’yi; belki hüzün duyar, üzülürsünüz ama çok güzel bir roman okumanın mutluluğunu yaşarsınız.(www.tiraj.com.tr)
Haftanın Şiiri
Arkadaş/Oğuz Akdoğan
Yazar dizer sunarım vardır kağıt kalemim
Günlerim değer alsın boş kalmasın bu elim
Her isteğim olmuyor izin vermiyor belim
Henüz çalışır iken yakın dursun emelim
Gel sen arkadaşım ol, gönlüm vereyim sana
İstersen bu gönlümü al da geri ver bana
Bu alışverişte sen rahatsız olmaz isen
Dost kazandım demektir; tuttu şans benden yana
Kazanılan her gönül yakındır arkadaştır
Yaklaşan gönül ise arkadaşla sırdaştır
Ne saklamak istersin sende olan onda var
Varlığıyla yaşatır sana tek o candaştır
Haftanın Sanat Gündemi
2021 Vedat Türkali Edebiyat Ödülleri sahiplerini buldu
2021 Vedat Türkali Edebiyat Ödülleri’ni kazananlar belli oldu. 2021 Vedat Türkali Roman Ödülü ‘Osman’ romanıyla Ayfer Tunç’un oldu.
Atakum Belediyesi tarafından yazar Vedat Türkali adına roman, öykü, şiir ve çeviri kurmaca eser kategorilerinde verilen Vedat Türkali Edebiyat Ödülleri’ni kazanan isimler ve eserler açıklandı. Kazananların ödülleri Mayıs ayının son haftası takdim edilecek.
Bu yıl toplamda 473 eserin başvuru yaptığı yarışmanın jürisinde Doğan Hızlan, Zülfü Livaneli, Deniz Türkali, Gonca Özmen, Kemal Varol ve Yavuz Ekinci yer alıyor.
2021 Vedat Türkali Roman Ödülü, Can Yayınları tarafından yayımlanan ‘Osman’ romanıyla Ayfer Tunç’un; Öykü Ödülü Sel Yayınları tarafından yayımlanan öyküsü ‘Şehirli Karınca’ ile Mehmet Güreli’nin; Şiir Ödülü Yapı Kredi Yayınları’nın yayımladığı ‘Dil Tutulması’ şiir kitabı ile İlhan Durusel’in; Çeviri Kurmaca Ödülü Harfa Kitap tarafından Deniz Koç çevirisiyle yayımlanan Ocean Vuong’un ‘Yeryüzünde Bir An İçin Muhteşemiz’ oldu.
2021 Vedat Türkali İlk Roman Ödülü ise ‘Ölüler Kıraathanesi’ ile Fatih Gezer’e layık görüldü. (Gazete Duvar)
50. Orhan Kemal Roman Armağanı, ‘Aile Mezarı’ kitabıyla Herkül Millas’ın oldu.
Yazar Orhan Kemal’in ailesi ve Everest Yayınları’nın birlikte düzenlediği Orhan Kemal Roman Armağanı’nın yeni sahibi Herkül Millas oldu. Millas, “Aile Mezarı” adlı romanıyla ödüle değer görüldü.
Nazım K. Öğütçü, M. Nuri Gültekin, Çimen G. Erkol, Adnan Özyalçıner, Tahir Şilkan, Yıldız Ecevit ve Seray Şahiner’den oluşan seçici kurul bu yıl 55 eseri değerlendirdi.
Ödülü Herkül Millas’a değer bulan seçici kurul gerekçesini şöyle açıkladı:
“Uzun yıllardır zorlu politik, ideolojik ve tarihsel koşullarda halklar arasındaki dostluğu öne çıkaran ve yakın tarihte izler bırakmış acılarda insani trajedilerin benzerliklerini ele alan Herkül Millas’ın Türkiye’den ayrılmak zorunda kalan İstanbullu Rumları konu edinen ‘Aile Mezarı’ romanını, bugün hâlâ yakıcı bir sorun olan farklılıklarla bir arada yaşama konusunu canlı gözlemlerle ve etkileyici bir anlatımla birleştirmesi; bu konuyu, ötekileştirme ısrarı, önyargı, çokkültürlülük gibi evrensel meselelerle iç içe geçirerek başarılı bir şekilde işlemesi ve aidiyet tartışmasının nesilden nesile nasıl dönüştüğünü, ailenin farklı görüşler arasındaki gel-gitlerini gösteren bir dramatik kurgu ile anlatması nedeniyle ve yazarın bugüne kadarki yapıtları ve birikimini göz önünde bulundurarak…”
Herkül Millas’a ödülünün ileri bir tarihte takdim edilmesi planlanıyor. (Gerçek Gündem)
11. Türkan Saylan Sanat Ödülü İnci ve Şenyüksel’e verildi
11. Türkan Saylan Sanat Ödülü’nün kazananları açıklandı. Ödül, ‘Suyun Şarkısı’ kitabıyla Esmahan Devran İnci’ye ve ‘Retro Öyküler’ kitabıyla Melike Şenyüksel’e verildi.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin 2010 yılından bu yana düzenlediği Türkan Saylan Sanat ve Bilim Ödülleri’nin sanat alanındaki ödülü NotaBene Yayınları tarafından yayımlanan ‘Suyun Şarkısı’ kitabıyla Esmahan Devran İnci’ye ve Klaros Yayınları tarafından yayımlanan ‘Retro Öyküler’ kitabıyla Melike Şenyüksel’e verildi.
Sosyal medya hesabından ödüle ilişkin bir açıklama yapan İnci, “Türkan Saylan 11. Sanat Ödülü Suyun Şarkısı’nın olmuş. İzinden gittiğimiz Atatürk kızı Türkan Saylan’la beraber anılmaktan onur duydum. Emeği geçen, okuyan herkese teşekkür ediyorum. Ödülü paylaştığım Retro Öyküler Kitabı yazarı Melike Şenyüksel’i de tebrik ediyorum” dedi (Gazete Duvar)
Halk Ozanı Aşık Mahzuni Şerif, ölümünün 19’uncu yıl dönümünde Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesindeki mezarı başında anıldı.
2002 yılında hayatını kaybeden halk ozanı Aşık Mahzuni Şerif için mezarı başında düzenlenen anma törenine, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, CHP Nevşehir Milletvekili Faruk Sarıaslan, Hacıbektaş Belediye Başkanı Arif Yoldaş Altıok, Aşık Mahsuni Şerif’in oğlu Ali Mahzuni Şerif ve vatandaşlar katıldı.
Törende konuşan Hacıbektaş Belediye Başkanı Arif Yoldaş Altıok, “Mahzuni baba, hak ile hak oldu ve sırlandı. Geride ise paha biçilmez eserleri ve her zaman mazlumdan, ezilenden ve gariplerden yana asil duruşu kaldı. Hacıbektaş olarak Mahzuni Şerif gibi bir değeri topraklarımızda mihman ettiğimiz için ne kadar mutlu olsak ve ne kadar gurur duysak azdır” diye konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç ise, “Mahzuni Şerif’in iki sevdası vardı, biri Hacıbektaş Veli, diğeri ise Mustafa Kemal Atatürk’tü. Her zaman halkın sorunlarını türkülerinde seslendiren Mahzuni’yi pandemi döneminde az sayıdaki bir katılımla anıyoruz. Ancak inanıyorum ki önümüzdeki yıl binlerle anacağız” dedi (Gerçek Gündem)
İzmir Sanal Kitap Günleri pek çok ünlü isimle başlıyor
Jeremy Corbyn, Zizek, Orhan Pamuk, Livaneli gibi pek çok isimle İzmir Sanal Kitap Günleri başlıyor
İzmir Sanal Kitap Günleri, 28-29-30 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilecek.
İzmir Büyükşehir Belediyesi; İZFAŞ ve Kültür ve Sanat Dairesi Başkanlığı Kütüphaneler Şube Müdürlüğü işbirliğiyle, Yayıncılar Kooperatifi (YAYKOOP) ve İstanbul Kitapçısı ile yürütülen işbirliği sonucunda birincisini düzenlenen fuara çok önemli isimler katılıyor.
JEREMY CORBYN İLK KEZ TÜRKİYE’DE
Ziyaretçiler İzmir Sanal Kitap Günleri’nde üç gün boyunca online söyleşilere canlı olarak katılabilecek.
Marksist sosyolog, filozof ve kültür eleştirmeni Sloven Slavoj Žižek, “Dünyayı Felsefeyle Yeniden Anlamak” söyleşisinde Türkiye’den akademisyenler Kurtul Gülenç ve Özgür Emrah Gürel birlikte yer alacak.
Sloven filozof Alenka Zupančič ise “Kadın Sorununa Felsefeyle Bakmak söyleşisine ise Zeynep Talay Turner ve Çiğdem Yazıcı eşlik edecek. İngiliz siyasetçi Jeremy Corbyn ilk kez Türkiye’de düzenlenen bir etkinliğe konuk olacak.
Corbyn, Hayri Kozanoğlu ve Çiğdem Anad’la “Pandemiyle Derinleşen Küresel Adaletsizlik” söyleşisinde dünya siyasetini yorumlayacak.
Ne Okusak?
1. Gecikmeli Teslimiyet/M. Barış Muslu/ Doğan Kitap
2. Yakın Tarihin Gerçekleri/ İlber Ortaylı/ Kronik
3. Şehrin Kitabı/Cahit Koytak/Zeytinburnu Yayın
4. Anadolu’da Yolculuk/ Hikmet Özdemir/Doğan Kitap
5. Pelikülden Dijitale Yolculuğum/ Cihan Baydur/ Remzi Kitabevi