Hazırlayan: Mehmet Karasu
Haftanın Kitabı
Onu da Haziran ayı bizden ayırmıştı.
Anıları ve gezileri hafızalardan kolay kolay silinmeyecek
“Mina Urgan ‘Bir Dinozorun Anıları”nda açık yürekli, yalın ve naif bir dille anlatıyor; kendini, çevresindekileri ve bir coğrafyada olan biteni… Halide Edip, Necip Fazıl, Abidin Dino, Neyzen Tevfik, Sait Faik, Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Atatürk ve başka pek çok isimle zenginleşmiş bir ömrü…”
Oğuz Atay’ı ayaküstü ve o kadar az gördüm ki, onunla ilgili ancak bir tek izlenim edindim: Koskocaman bir kediye benziyordu tıpkı. Çok kocaman ve çok güzel bir kediye, öyle benziyordu ki, ona elimi uzatınca ‘miyaaav’ diyeceğini sandım. Miyavlayacağı yerde ‘tanıştığımıza memnunum’ deyince şaşırıp kaldım.”
Mina Urgan’ın anılarını bazen coşkuyla bazen buruklukla ama hep gülümseyerek okuyacaksınız. Arka kapak yazısı)
Konuk Yazar
Aydınlanmanın ışıklı ‘Pencere’si/hikmet Altınkaynak
Yunus Nadi ve Nadir Nadi’den sonra gazetemiz Cumhuriyet’in başyazarı, demokrasinin ve Cumhuriyetin unutulmaz savunucusu İlhan Selçuk’un aramızdan ayrıldığı, ölümsüzleştiği gün de doğanın bu unutulmaz, en uzun gününe rastlıyor; 21 Haziran’a…
İlhan Selçuk her gün “Pencere”sinde yayımlanan yazılarıyla okurlarını aydınlattı. Onlara yaşam enerjisi, direnç, umut verdi. Olaylara ve gerçeklere ışık tuttu. Ne var ki geceden, karanlıktan yana olan aydınlanma karşıtlarının suçlamalarıyla, tuzaklarıyla, baskılarıyla, sorgulandı, çakma yargılamalarla yıpratıldı, işkence gördü; tüm suçlamalardan aklansa da sağlıklı yaşam hakkı elinden alındı ve 21 Haziran’da gözlerini dünyaya kapadı. Ama “Pencere”si, gazetesi, hiç kapanmadı, yazdığı binlerce sayfa tutan köşe yazıları, pek çok baskı yapan kitapları, aynı görevi sürdürdü, şimdi de sürdürüyor. Anısı önünde saygıyla eğiliyor, aramızdan ayrılışının 11. yıldönümünde içten sevgiyle, özlemle anıyorum.
Babıâli’nin yazı rekortmeni
İlhan Selçuk, 1995’te 14. İstanbul Kitap Fuarı’nın Onur Yazarı seçildi. TÜYAP için Alpay Kabacalı, Aydınlanmanın Işıklı ‘Pencere’si İlhan Selçuk adlı armağan kitap yaptı. Kitapta, Kabacalı’nın sıraladığı eser listesinin sonunda köşe yazılarının oylumuyla ilgili bir not var. Buna göre İlhan Selçuk’un yalnızca Cumhuriyet’te 1962 – 1995 arası 33 yılda “Pencere” ve “Olayların Ardındaki Gerçek” köşelerinde yayımlanan yazılarının toplamı olan 20 bin yazısı, 50 bin sayfa tutmaktadır. Alpay Kabacalı’nın belirlediği bu yöntem ve ölçütle 1995 sonrasından yaşamını yitirdiği 2010’a kadar olan süreyi 14 yıl kabul edip bu süredeki yazılarını sayfaya çevirsek, bu da 21 bin sayfayı bulur. Böylece yalnızca Cumhuriyet’te yazdıkları toplam 71 bin sayfa eder ki bunun da karşılığı her biri 200 sayfalık 355 kitap demektir.
Önceki kuşağın yazı rekortmeni gazeteci, yazar Ahmet Mithat Efendi’nin birçok gazete ve dergi çıkarması yanında öyküden romana, geziden anıya, piyese, çeviriye varıncaya kadar 250’yi bulan kitabı olduğu biliniyor. İlhan Selçuk’un yazılarının kitaplaşması durumunda ise bu sayıyı geçeceği ve Babıâli’nin yeni yazı rekortmeni olacağı görülüyor.
Mezarı Nevşehir Hacbektaş’ta
İlhan Selçuk bağımsız, dürüst gazeteciliğin simgesiydi. Yazdıklarına yorumlarına güvenilen, saygı duyulan, her gün ne yazdı diye merak edilen, basının Kutupyıldızı bir yazardı. Yaşama erken vedası Türk basını için, demokrasi için büyük bir kayıp. Onu yitirmek tüm sevenlerini çok üzdü. Onun yaşamöyküsünü en ayrıntılı, en doğru biçimde tanıklara, belgelere dayalı olarak anlatan gazeteci-yazar arkadaşımız Miyase İlknur’un İlhan Abi (Cumhuriyet Kitapları) adlı kitabını gazetecilerin olduğu kadar, gazeteciliğin ne olup ne olmadığını, Türk basını ve Cumhuriyet gazetesi tarihini öğrenmek isteyenlerin de okumasını dilerim.
Evet, Babıâli’den bir büyük gazeteci İlhan Selçuk geçti. O da ağabeyi karikatürist Turhan Selçuk gibi, sonsuz uykusu için Nevşehir, Hacıbektaş’ı seçti.
İlhan Selçuk, devrimcilik heyecanını yarım yüzyılı aşkın bir süre hiç yitirmeden yaşadı, yazdı; çağdaş, laik, özgür, bağımsız bir Türkiye için ışıklı “Pencere”sinden dünyamızı aydınlattı. O aramızdan ayrılsa da gazetecilikte bir okul olan Cumhuriyet’e ve gazeteciliğe damgasını vurdu. Miyase İlknur’un kitabında belirttiği gibi Türk basını İlhan Selçuk’tan önce ve İlhan Selçuk’tan sonra diye tarihteki yerini alacak, onun yıldızlaştırdığı Cumhuriyet gazetesi de Türkiye Cumhuriyeti gibi, sonsuza değin yaşayacaktır. (Cumhuriyet)
HAFTANIN ŞİİRİ
Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim/Can YÜCEL
Ben hayatta en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yerden bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü ha düşecek
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bilmezdi ki oturduğumuz semti
Geldi mi de gidici – hep, hep acele işi
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi
Atlastan bakardım nereye gitti
Öyle öyle ezber ettim gurbeti
Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
Kırkı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul\’a
Bi helallaşmak ister elbet , diğ\’mi oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oy\’nunu,
Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu,
En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin,
Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fikrim, canevim
Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Haftanın Kültür Sanat Gündemi
Yazar Lütfi Özaydın vefat etti
“Söyleyen Bilmez Bilenler Söylemez”, “İltifat Ağyaredir Dost Acı Söyler” ve “İstiklal Takvimi 1435” kitaplarının yazarı Özaydın, Tokat’ta dünyaya geldi.
İstiklal Marşı Derneği Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi de olan yazar, çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı.
Özaydın’ın cenazesi, Ümraniye Hekimbaşı Merkez Camisi’nden kaldırılarak, Hekimbaşı Mezarlığı’na defnedildi.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Trabzon Şubesi Çağdaş Kalemler Öykü Ödülü
Ödül Duyurusu:
Kadim şehirlerin tarihsel, kültürel, sanatsal mimari birikimlerinin yanında en önemli olanı da insan birikimidir. Kadim şehirleri anlamlı kılan bu şehir mirasını taşıyan insanlarıdır. Trabzon’un yetiştirdiği İbrahim Genç: 1920 yılında Maçka Ormanüstü köyünde dünyaya geldi. Çocukluğundan beri ticaretle uğraşan İbrahim Genç, aydın ve dürüst kişiliğiyle herkes tarafından sevilen, öğrencilerin daha iyi öğrenim görmesi için katkılarda bulunan değerli bir yardımsever. Üç kız iki erkek evladı olan, yokluktan çağdaş ve sosyal bir yaşam üretmeyi kendisine amaç edinen İbrahim Genç 3 Mayıs 2021’de hayata veda etmiştir. Hatun Genç ise: 1922 yılında Maçka Ormanüstü köyünde dünyaya geldi. Eşi İbrahim Gençle evlendikten sonra hayat arkadaşına her koşulda destek olan Hatun Genç’te çevresinde sevilen, tatlı dili güler yüzüyle herkese gönlünde ve sofrasında yer açan, hayatı boyunca ona uzatılan eli boş çevirmemiş, her anında eşine destek olan yardımsever bir kadın idi. Hatun Genç 1 Mayıs 2007 yılında hayata veda etmiştir. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Trabzon Şubesinin Maçkadaki Çağdaş Etkinlik Merkezine bu iki değerli insanın adı verilerek bugün İbrahim-Hatun Genç Çağdaş Etkinlik Merkezi adı altında hizmet vermektedir. Yapılan bu öykü yarışması, bu yıl bu iki değerli insana özel bir saygı babında düzenlenecektir. Kültür ve sanatın, toplumun aydınlanmasında önemli olduğu bilinci ile hareket etmiş olmaktan ve sanatın, kültür ve edebiyatın birlikteliğini taçlandırmak isteğimizi sizlerle paylaşmaktan mutluyuz.
Seçici Kurul:
– Sunay AKIN (Şair, Yazar, Araştırmacı, Gazeteci ve Tiyatro Oyuncusu)
-Prof. Dr. Sinan KAYALIGİL (ÖDTÜ Endüstri Müh. Bölümü Öğretim Üyesi)
-Esmahan Devran İNCİ (Yazar-Mimar – 2021 Türkan Saylan Sanat Ödülü Sahibi)
-Melike ŞENYÜKSEL (Yazar-Eğitimci – 2021 Türkan Saylan Sanat Ödülü Sahibi)
-Namık SOMEL (Eğitim ve Proje Koordinatörü-Eğitmen)
Öykü Ödülü Koşulları:
-Eserin konusu serbest olmakla birlikte değerlendirmeye “Öykü” metniyle başvurulmalıdır.
-Her katılımcı 1 (Bir) öykü ile yarışmaya katılabilir.
-Katılım ücretsizdir. Öykü Ödülü herkesin katılımına açıktır.
-Öykülerin üzerine yazarın adı yazılmayacak, öykünün giriş/ilk sayfasının sol üst köşesinde rumuz belirtilmelidir.
-Katılımcıların öykü metinlerinin yanında ikinci bir word dosyası olarak kısa öz geçmişlerini de göndermeleri gerekmektedir. Özgeçmiş dosyasında isimlerinin yanı sıra rumuzlarını da belirtmeleri gerekmektedir.
– Her katılımcı, kendisinin yazmış olduğu bir öykü ile değerlendirmeye katılacak olup değerlendirmeye katılan eserin daha önce herhangi bir yerde yayımlanmamış olması gerekmektedir. Alıntı veya kopya olduğu tespit edilen eserler iptal edilecektir.
-Eserlerin basım, yayın ve telif hakları Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Trabzon Şubesine ait olacaktır.
-Öyküler 600 ile 2.000 kelimeyi aralığında olmalıdır.
-Öyküler 12 punto Times New Roman karakterinde, 1.5 satır aralığıyla yazılmalıdır.
-Seçici Kurul’da yer alanlar ve 1.derece akrabaları değerlendirmeye katılamaz.
-Son başvuru tarihinden sonra gönderilen öyküler dikkate alınmayacaktır.
-Belirtilen format dışında yazılarak gönderilen öyküler değerlendirmeye alınmayacaktır.
-Dereceye giren eserler ve ödül töreni ile ilgili daha sonra açıklama yapılacaktır.
-Değerlendirmeye katılan adaylar bu şartları peşinen kabul etmiş sayılır, sonradan bir hak iddia edilemez.
-Değerlendirme 1., 2., 3. ve Bir mansiyon ödülü şeklinde olacaktır.
-Öykü dosyaları trabzon@cydd.org.tr mail adresine gönderilecektir.
-Öykü Ödülü sonuçları 29 Ekim 2021 tarihinde basın ve sosyal medya aracılığı ile açıklanacak ve ödüller sahiplerine verilecektir.
-Başvurular 30 Ağustos saat 23.59’a kadar yapılabilir.
Ödüller:
Birinci seçilen dosya 2.000 TL
İkinci seçilen dosya 1.000 TL
Üçüncü seçilen dosya 750 TL
Gelişime açık dosyaya Mansiyon ödülü
Şeklinde olacaktır.
Saygılarımızla.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Trabzon Şubesi Yönetim Kurulu
NDS Edebiyat Ödülü İnan Çetin’in ‘Vadi’ romanına verildi
Notre-Dame de Sion Fransız Lisesi ile Notre-Dame de Sion’lular Derneği tarafından on üç yıldan bu yana düzenlenen NDS Edebiyat Ödülü’nün bu seneki sahibi belli oldu. Ödülü, 2020 yılında Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan “Vadi” adlı romanıyla yazar İnan Çetin aldı. Bu yılın mansiyon ödülü ise Mayıs 2019 yılında Nebula Yayınları’ndan çıkan “Pele’nin Öldüğü Yaz” adlı öykü kitabıyla Kaan Kara’nın oldu.
Bu yıl on üçüncüsü düzenlenecek olan törenin jüri üyeleri; Tomris Alpay (Jüri Başkanı), Yazgülü Aldoğan, Liz Behmoaras, Emel Kefeli, Arzu Öztürkmen, Mayda Saris, Zeynep Sabuncu, Özlem Yüzak ve Mine Haksal’dan oluşuyor. Ödül töreni ileri bir tarihte yazarların katılımıyla Fransız Sarayı’nda gerçekleşecektir.
Jüri Başkanı Tomris Alpay bu sene ödül alan eserler hakkında şunları söyledi: “Bu yıl, NDS Edebiyat Ödülü’nü kazanan İnan Çetin ‘Vadi’ adlı romanında, Doğu Anadolu’nun bir kasabasında başlayan kan ve gözyaşı ile Ankara ve uzaklara Berlin’e uzanan, trajedilerle örülü insan hikâyelerini, mücadelelerini ve mağduriyetlerini kırk yıllık bir süreçte, gerçekle masal örgüsü içinde dile getirmiş.
Kaan Kara ise, Mega kentlerin gökdelenlerinin gölgesinde, dışlanmış yaşayan, mahalle kültürünün yaygın ve güçlü olduğu ortamlarda, orta ve az gelirli insanları değişik yönleriyle anlatan, topluma ayna tutan “Pele’nin Öldüğü Yaz” adlı öykü dizisiyle NDS Edebiyat Ödülü ilkeleri kapsamında Mansiyona layık bulunmuştur.” (Gazete Duvar)
Mîna Urgan (d. 1 Mayıs 1915, İstanbul – ö. 15 Haziran 2000, İstanbul), Türk İngiliz edebiyatı profesörü, yazar, filolog ve çevirmen.
İngiliz edebiyatının en önemli eserlerini Türk edebiyatına kazandırdı. Thomas Malory, Henry Fielding, Balzac, Aldous Huxley, Graham Greene, William Golding, John Galsworthy ve Shakespeare’in eserlerini çevirmenin yanı sıra yazdığı Bir Dinozorun Anıları ve Bir Dinozorun Gezileri isimlerindeki iki kitabıyla da okuyucudan büyük ilgi gördü. Urgan, “Elizabeth Devri Tiyatrosunda Soytarılar” adlı çalışmasıyla doçent ve 1960’ta profesör oldu. Aynı yıl, Türkiye İşçi Partisi’ne girdi ve İngiliz edebiyatı profesörü olarak sürdürdüğü öğretim üyeliğinden 1977 yılında emekli oldu. Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nin kurucu üyeliğini yaptı. 15 Haziran 2000 günü, 85 yaşında vefat etti.Çalıştığı İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümü onun anısına her yıl bır öykü yarışması düzenlemektedir.
“Urgan’ın seksen üç yıllık bir ömrün anı ve tanıklıklarını bir araya getirdiği ve yakın tarihi anlattığı Bir Dinozorun Anıları 74 baskı yaparak çok satan kitaplar arasına girdi. Ardından Urgan yeni kitabı Bir Dinozorun Gezileri’ni kaleme aldı ve bu kitap da büyük ilgi gördü. Bir Dinozorun Anıları, anıların eksenine Mîna Urgan’ı oturtmakla[4] birlikte Atatürk’ten Halide Edip’e, Necip Fazıl, Abidin Dino, Neyzen Tevfik, Sait Faik ve Yahya Kemal’den Ahmet Haşim’e sayısız tanıklık ve bu tanıklık aracılığıyla çizdiği panoramayla da çok önemli bir belge niteliği kazanmıştır. Bir Dinozorun Gezileri’nde ise, başta Mavi Yolculuk ve Bodrum olmak üzere, Anadolu, Paris, İngiltere, İtalya, Sovyet Rusya ve Amerika’ya “dinozorca” (az parayla) yaptığı yolculukları, eksilmeyen yaşama sevinci ve gülümseten izlenimlerle aktardı. İki kitabı da büyük satış rakamlarına ulaşmış olan yazar, bu durumu ironik biçimde şu şekilde açıklamıştı:
Kitaplarımın nasıl bu kadar sattığını anlamadım, hala da anlamıyorum”
Mîna Urgan’ın tiyatrocu Cahit Irgat’la olan evliliğinden Mustafa Irgat ve Zeynep Irgat adında iki çocuğu oldu. Ancak Urgan daha sonra boşandı. (Wikipedia)
Ne Okusak?
1.Kayıp Tanrılar Ülkesi/Ahmet Ümit/ Yky
2.Söylenmemiş Sözler/İcllal Aydın/Artemis
3.Yakın Tarihin Gerçekleri/ İlber Ortaylı Kronik
4.Ahmet Güntan/Esrariler/ Can Yayınları
5.Kaynana Şekeri/ Nalan Çelik/Artshop
6.Şehir Söner Biz Yanarız/ Der. Süreyya Köle
7.Temelli Döncem/ Nalan Çelik- Rahime Sarıçelik/ Artshop