Hazırlayan: Mehmet Karasu
HAFTANIN KİTABI
Güneş Umuttan Şimdi Doğar – Türkan Saylan Kitabı/Haz. Mehmet zaman Saçlıoğlu
Türkan Saylan, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) hem kurucusu hem de genel başkanlığını yapmış bir aydınımızıdır.
Yalnızca cüzam konusuyla ilgili olarak yapmış olduğu çalışmalar ve cüzamlılara karşı toplumumuzdaki olumsuz bakış açısını kırma doğrultusundaki büyük çalışmaları bile her türlü takdirin üzerindedir.
Onun kamuoyuna mal oluşundaki ikinci olay, eğitimde fırsat eşitliği ülküsüne olan katkılarıdır.
“Cumhuriyet’in ilk eğitim hamleleriyle bağlantılı olarak anlatılan bir öykü vardır. “Avar” adında bir kadın öğretmen, erkeklerin bile gidemediği dağ köylerine gider, pırıl pırıl çocukları atının terkisine atar ve okula götürürmüş.
Türkan Saylan da Avar öğretmenlerden biriydi; son dönemin Avar Öğretmeni idi.
Geçtiğimiz günlerde İBB meclisinde, adının bir sokağa verilmesi gündeme gelince tartışmalar yaşanmış ve bu öneri reddedilmişti.
Bence Türkan Saylan gibi kadınlarımızın heykeli dikilmeli.
Önümüzde yıl başı var, “Güneş Umuttan Şimdi Doğar” kitabı güzel bir yılbaşı hediyesi olabilir.
“Eski bir söylence, Tanrı’nın otuz altı iyi insanın yüzü suyu hürmetine dünyayı yok etmekten vazgeçtiğini anlatır.
Bu bir masaldır ama, dünyanın yaşanabilir bir yer olmayı erdemler sayesinde sürdürdüğü, gerçektir.
Doğruluk, adalet, merhamet, iyilik, vefa, incelik, çalışkanlık, özveri gibi değerlerle karşılaştığımızda gözümüzün ışıyıp, içimizin ısınması, unutmaya başladığımız insani özümüzle karşılaştığımızı fark etmemizden kaynaklanıyor olmasın sakın? Ya bu değerlerin hepsini birden bir insanda bulmak? İşte bu mucizedir ve bu yüzden de seyrek görünür. Türkan Saylan, seyrek bulunan bu tür insanlardandır. Yalnızca söyledikleri ve yazdıklarıyla değil, yaşamıyla da öğreten bir öğretim üyesi…
Tüm çocukları öz çocuğu gibi gören bir anne…
Hastalığa, hastanın açısından bakmayı; hastayı, hastalığı taşıyan bir organizma olarak değil, insan olarak görmeyi başarabilen bir “arkadaş hekim”…
Cüzzamı ülkemizden ve dünyadan silme yolunda büyük başarı sağlamış, bu alanda yaptığı çalışmalarla dünyanın sayılı cüzzam otoritelerinden biri olmuş, Gandhi Ödülü’ne layık görümlüş bir bilim insanı…
Ülkesinin, dünyanın gelişmiş ülkeleri arasında olmayı hak ettiğine inanan, cehaletle, dogmayla, çıkar ilişkileriyle savaşmaktan geri durmayan bir aydın…
Çocukluk arkadaşlarını hala okul numaralarıyla anımsayan, topluma ve insanlığa hizmet etmiş olan herkese vefa duygusuyla bağlı bir dost…
İnsanüstü bir çalışma temposuyla yılladır halk sağlığı için, eğitim için, çağdaşlaşma için, kadın ve insan hakları için, demokrasi için, ülkesinin ve insanlığın aydınlık geleceği için didinen bir eylemci, bir Cumhuriyet kadını…
Ve daha birçok erdem…
Bu kitapta, belki de uzaktan tanıyıp merak ettiğiniz Türkan Saylan’ın özel yaşamını, mutluluklarını, düşlerini, umutlarını, düşüncelerini bulacaksınız. Neredeyse yetmiş yıllık bir yaşam öyküsüyle gözünüz ışıyıp, içiniz ısınacak.
Güneşi doğuranın aslında umut olduğunu göreceksiniz… (Arka kapak yazısı www.idefix.com)
KONUK YAZAR
Ne zaman kütüphane ve müze adı geçse…/ Hikmet Altınkaynak
Ne zaman kütüphane adı geçse, Halil Nuri Bey Kütüphanesi gelir aklıma. Halil Nuri Bey (Yurdakul) Mustafa Kemal’in yakınında yer alan, Ulusal Kurtuluş Savaşı kahramanlarındandır. Altı yıl (1927 – 1933) Cumhurbaşkanlığı Alay Komutanlığı, 1950 – 54 arası da Niğde milletvekilliği yapmıştır.
İşte bu kütüphane, Halil Nuri Bey’in 1932’de kendi olanaklarıyla 5 bin kitapla Bor’da açtığı kütüphanedir. Atatürk’ün bir ayakkabısı ve gömleği de sergilenmektedir. Atatürk’ün kardeşi Makbule Atadan, birkaç kez Bor’a, Halil Nuri Bey ailesine gelip gitmiştir.
Benim ilk gittiğim, ilk yazımı yazdığım kütüphanemdir. Bunlar unutulur mu?
Bor’a gelince…
Behçet Kemal Çağlar, Bor’u, “Bor’da Akşam” şiirinde bir resim gibi anlatır. Şöyle başlar: “Dokumuşlar sermişler hayat denen masalı, /Ova uçsuz bucaksız, renk renk eşsiz bir halı.”
Gerçekten de Bor, “yerden bitme damlar”ın olduğu uçsuz bucaksız, renk renk bir halı görünümündeyken modern bir kente dönüşmüştür. Ama belki de yine o şiirdeki “Ve bir elma kokusu gelir ruha Niğde’den” dizesinde olduğu gibi de elma kokuları yayan, güzel halılar dokunan bir kent olmuştur Bor. Bu da unutulur mu?
KÜTÜPHANELERLE TANIŞMAK
Şimdi kütüphane adı ne zaman, nerede geçti diye sorabilirsiniz? Yanıtım bugünlerde, İzmir’de…
İzmir’den bir okurumuz, öğretmen, yazar Recai Şeyhoğlu, gönderdiği e-postada İzmir Edebiyat Müze Kütüphanesi’ne İzmir doğumlu şair, yazar Attilâ İlhan adının verilmesini ve benden de bu konuyu desteklememi istiyor.
Elbette destekliyorum.
Öyle sanıyorum ki destekleyenler de çoktur. Çünkü Attilâ İlhan milyonların sevdiği büyük bir şair, yazar, düşünür…
Elbette adı İzmir’de, bir kütüphaneye, bir başka kuruma verilebilir. Ama buna doğallıkla İzmirliler karar vermelidirler. Karar verilirse adı İzmir Attilâ İlhan Edebiyat Müzesi ve Kütüphanesi olabilir.
Kütüphane demişken kitap yayıncılığının da şimdilerde çok zor koşullardan geçtiğini anmak gerekir. Çünkü Cumhuriyetin ilk ve tek kâğıt üreten kurumu SEKA da satılınca tüm basın ve yayın kuruluşları kâğıt gereksinimi için yurtdışına, dövize bağımlı duruma getirildi. Dövizse almış başını gidiyor. Yeni basılan kitapların fiyatı kim bilir şimdi yüzde kaç artacak!
Ayrıca bu yüzden kitaplar hem az sayıda basılacak, az okunacak hem de fiyatları el yakacak!
KİTAP DOSTLARININ KÜTÜPHANELERİ
Ülkemizde Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı il, ilçe, belde halk kütüphanesi sayısı 2020 istatistiklerine göre, 1212 olarak açıklanıyor. Nüfusumuzu da 84 milyon sayarsak, 69 bin kişiye bir kütüphane düşüyor demektir. Gerçi belediyelere bağlı çok sayıda kütüphane var. Ayrıca kimi kitap dostlarının kurduğu kütüphaneler de… Ama yine de kütüphane ve kitap sayısı olarak kütüphanelerimiz yetersiz. Dahası kahvehaneler kadar yaygın değil. Türkiye genelinde 400 bin kahvehane olduğu biliniyor.
Öte yandan yazar Recai Şeyhoğlu, annesi Rasime Şeyhoğlu için İzmir’de, başka illerde tam 51 kütüphane kuran, bir kitap dostu. Bu nedenle annesi Rasime Şeyhoğlu’na da “Kütüphaneler Kraliçesi” deniyormuş. Ne kadar güzel, kutluyorum.
İzmir’de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın denetiminde 19 özel müze bulunuyor. Bunlardan biri de Konak Belediyesi’nin açtığı Radyo ve Demokrasi Müzesi ki ben ne zaman radyo adı geçse, bu kez de bu müze geliyor aklıma, bu müzeye bağışladığım radyom ve ülkemizdeki demokrasi!..
(Kay. Cumhuriyet Gazetesi)
HAFTANIN ŞİİRİ
Bir Yılın Son Günleri/Murathan Mungan
Bir yıl daha bitiyor
İşte bu kadar duru, bu kadar yalın
Bu kadar el değmemiş
Sıradan bir gerçeği daha
kolları bağlı hayatımızın
Bu şiire nasıl dahil edilebilir bir yılın son günleri
Her sonda, her başlangıçta ve her defasında
Alır gibi başkasını karşımıza
Perdeler çekip, ışıklar söndürüp
oturup yatağın içinde bir başımıza
Sorgulamak kendimizi
Öğrenmek ikimizin anadilini, ikinci belleğimizi
Öğrenmek kendimizle hesaplaşmanın buzul ilişkilerini
Bu aynanın dehlizlerinde gezinirken görürüz
Karanlık günlerimizin kenar süslerini
Biterken yılın son günleri
Biliyoruz takvimler belirlemez değişimin mevsimlerini
Gençlik ikindilerini
Kargınmış bir çocuktuk büyüdüğümüzden beri.
HAFTANIN SANAT GÜNDEMİ
NDS Edebiyat Ödülü, Gergedan romanıyla Mine Söğüt’e
NDS Edebiyat Ödülü Öğrenci Jürisi’nin Gergedan isimli romanıyla seçtiği yazar Mine Söğüt ödülünü aldı.
NDS büyük salonda öğrencilerin hazırladığı tören ve konuşmalarla büyük jürininkilerden çok daha içten ve özgün bir havada geçen ödül törenine katılan Mine Söğüt, ödülünü aldıktan sonra yaptığı konuşmada “Ödülleri pek sevmem, kültür sanat eserlerinin birbiriyle yarıştırılmasını doğru bulmuyorum. Bunun için kendim hiç yarışmaya başvurmam. 20 yıllık yazın hayatımda aldığım bu ilk ödülün beni mutlu etmesinin nedeni, sizin gibi gençler, gerçek okurlar tarafından verilmesi. Bana ödül verdikleri için değil, Gergedan’ın içindeki öfkeyi ve isyanı anladıkları için gençlere teşekkür ederim. Öğretmenlerine de öğrencilerini gerçek edebiyatla buluşturdukları için ayrıca teşekkür ediyorum” dedi.
Mine Söğüt’ün Gergedan isimli hikâye kitabı, 2020 yılı NDS Edebiyat Ödülü seçkilerindendi ve büyük jüri tarafından fazla sert olduğu için birinciliği kaçırmıştı. Gençler ise her zamanki gibi daha cesur çıktılar ve bu öykülerdeki isyanı duyumsayarak ödül verdiler. Ödülü verme nedenlerini açıkladıkları konuşmada NDS Gençlik Jürisi’nin dünyadaki gençlik jürileri içinde önemli bir yeri olduğunu vurguladıktan sonra “15 hikâye boyunca modern yaşamın bütün vahşetini biraz satirik, biraz absürt bir biçimde anlatması” olarak değerlendirdiler. NDS’li gençler ödül töreninde bir de orkestralarıyla rock parçası seslendirdiler. NDS Fransız Lisesi jürisi 10 yıldır bir sene Türk, bir sene Türkçeye çevrilmiş Fransız edebiyatı eserlerinden birine ödül veriyor. Ayrıca liseli gençlerin oluşturduğu gençlik jürisi de kendi birincilerini seçiyor.
Öyle ki kitap alamayan tutkulu okurlar, kütüphanelerin “ödünç kitap” bölümlerine gitmeye kalksalar, istedikleri kitapları da bulamayacaklar. Belki de geçici çözüm, birkaç büyükşehir belediyesinin “askıda kitap” kampanyası başlatmasıdır! Neden olmasın! (Cumhuriyet)
ŞİİRATI SEYHAN ERÖZÇELİK İLK KİTAP ŞİİR ÖDÜLÜ DUYURUSU (2021)
Ödül bu yıl, basılı ilk kitap dalında Murat Tenetoğlu’nun “The Elements” kitabına verilmiştir. Jüri geçen yıl kaybettiğimiz şair İrfan Çiftçi’nin “İnsan Doğduğu Yere Benzer” kitabına da anma ödülü verilmesini kararlaştırmıştır. Yayınlanmamış dosya dalında ise Cengiz Şenol’un “Hata Payı” adlı eseri ödül almıştır.
Yine ödül kapsamında, ailesi tarafından konan şair Sabri Önenoğlu Ödülü ise Erhan İksamuk”un “Harf Lekeleri” ile Canan Çelik’in “Yük” adlı dosyası arasında paylaştırılmıştır.
Ödül töreni için tarih, yer ve saat ayrıca duyurulacaktır.
ŞiirAtı Seyhan Erözçelik İlk Kitap Ödülü jürisi; Türkçe şiirin geleceği açısından, bu yıl da hem katılım hem de yollanan yapıtların giderek yükselen niteliğinden duyduğu kıvancı kamuoyu ile paylaşmakta ve tüm katılımcılara en içten teşekkürlerini sunmaktadır.
Jüri; Hilmi Yavuz (Başkan), Osman Hakan A., W. B. Bayrıl, Haydar Ergülen, Noyan Erözçelik
Haldun Taner Öykü Ödülü’nde kısa liste açıklandı
Haldun Taner adına Milliyet Gazetesi’nin düzenlediği Haldun Taner Öykü Ödülü’nün sahibi 29 Aralık’ta açıklanacak.
Bu yıl 32’ncisi gerçekleştirilecek törenden önce kısa liste açıklandı. Türk yazınında kendine has bir yeri bulunan Taner’in adına verilen ödülünün jüri başkanlığını Doğan Hızlan yapıyor. Seçiciler Kurulu’nda yer alan isimler ise Demet Taner (Haldun Taner’in eşi), Doğan Hızlan, Metin Celâl, Prof. Dr. Handan İnci Elçi, Nursel Duruel ve Mehmet Zaman Saçlıoğlu. Kısa listedeki isimler ve eserleri ise şöyle: Ayşe Ünüvar “Hikâyemin İncindiği Yerdeyim”, Esra Erdoğan “Kocamın Adı Ağzımın Tadı”, Eyüp Aygün Tayşir “Sabitâlem Mahallesi”, Figen Şakacı “Kesekli Tarla”, Şafak Baba Pala “Sana da Güle Güle Nezahat”, Yalçın Tosun “Mesafenin Şiddeti”. (Milliyet)
Aziz Nesin onur ödülü Müjdat Gezen’e
5. İzmir Uluslararası Mizah Festivali, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’ndeki (AASSM) törenle başladı…
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 5. Uluslararası Mizah Festivali kapsamında ünlü sanatçı Müjdat Gezen’e “Aziz Nesin Onur Ödülü” verildi. Gezen, ödülünü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’den aldı. Gazeteci Gökmen Ulu imzalı “Müjdat Gezen Belgeseli”nin gösterimi de yapıldı. Ödülün kendisini çok onurlandırdığını aktaran Müjdat Gezen, “Aziz abi keşke aramızda olsaydı” dedi.
5. İzmir Uluslararası Mizah Festivali, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’ndeki (AASSM) törenle başladı. 17- 23 Aralık tarihleri arasında, “Mizah Dünyasının Popüler Kahramanları” temasıyla öne çıkacak festival, Vecdi Sayar’ın yönetmenliğinde müzikten sinemaya çok sayıda sanat dalında etkinlikleri kapsıyor.
İlk gün, “İzmir’de bir İstanbul Beyefendisi: Abdülcanbaz”, Turgut Çeviker’in küratörlüğünde “Çizgi Kahramanlar” ve Cengiz Özek’in “Gelenekselden Çağdaşa Karagöz” sergilerinin açılışı yapıldı.
AASSM Büyük Salon’da ise gazeteci Gökmen Ulu’nun imzasını taşıyan Müjden Gezen belgeselinin gösterimi yapıldı. Gösterimin ardından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, sanatçı Müjdat Gezen’e Aziz Nesin Onur Ödülünü sundu. Ardından Gezen ve gazeteci Ulu’nun katılımıyla kısa bir söyleşi yapıldı. (Odatv)
2021in en iyi 50 kitabı: Kurgu
Hürriyet Kitap Sanat’ın gelenekselleşen ‘Yılın En İyi Kitapları’ seçkisi için kitap ekleri editörleri ve eleştirmenlerden oluşan 20 kişilik jürimiz bu sene yayımlanan kitapları, kurgu ve kurgu dışı olarak ayrı ayrı değerlendirdi. Hürriyet Kitap Sanat yazı işleri ekibi olarak biz de bir seçki hazırlayarak jürinin ‘+1’i olduk. Jürinin sıralamasına göre yaptığımız puanlama sonucunda, Orhan Pamuk’un ‘Veba Geceleri’ kurgu kategorisinde birinci oldu. İşte jürimizin seçkisiyle, 2021’in kurgu kategorisindeki en iyi 50 kitabı. (İlk 10 kitap)
1. Veba Geceleri, Orhan Pamuk, YKY
2. Zamir, Hakan Günday, Doğan
3. Ülker Abla, Seray Şahiner, Everest
4. Miras, Vigdis Hjorth, Siren
5. Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme, Barış Bıçakçı, İletişim
6. Yakut Orman, Rita Mae Brown, çev. Dılşa Ritsa Eşli, Umami
7. Kayıp Tanrılar Ülkesi, Ahmet Ümit, YKY
8. Talan Şiirleri, Hilmi Yavuz, Everest
9. Bana Kuşlar Söyledi, Yekta Kopan, Can
10. Taş ve Gölge, Burhan Sönmez, İletişim
DEĞERLERİMİZ
Bekir COŞKUN: Altınözü Karbeyaz köyünde 1933 yılında doğdu. İlkokul 4. sınıfa kadar Karbeyaz’da, 5. sınıfı Antakya İstiklâl İlkokulu’nda okudu. Okulu bitirdikten sonra Antakya’da marangoz çıraklığına başladı ve askere gidinceye kadar bu meslekte çalıştı. Askerliğini Giresun gemisinde makinist olarak yaptı. Askerlik sonrası Antakya’ya döndü ve Hidro Elektrik Birliği’nde elektrik montörü olarak çalışmaya başladı. 1962 yılında evlendi. 1972 yılında Türk-iş’e bağlı Belediye-iş’te sendikacılığa başladı ve 1980 yılına kadar sürdürdü. 1980’den sonra tekrar Hidro Elektrik Birliği’ndeki görevine döndü. 1983 yılında emekli ye ayrıldı. Yazarın üç kızı, bir oğlu ve dokuz torunu var.
Bekir Coşkun hikâye yazmaya 1963 yılında başladı. Ama ağabeyi şair Arif Coşkun bu hikâyelerin yayınlanmasını geciktirdi. Arif Coşkun’un ölümünden sonra hikâyeleri ilk defa Mehmet Tekin tarafından Güneyde Kültür dergisinde yayınlanmaya başladı ve ilk olarak “Büyük Adam” başlıklı hikâye yayınlandı. O günden bu yana dergide 15 hikâyesi yayınlanmış olup, Sarhoş Kurşun, Altın Tepe, 40 Gün 40 Gece, Gümüş Fıskiyeli Havuz başlıklı hikâyeleri yayınlanmayı beklemektedir.
Öyküleri Büyük Oyun adlı kitapta toplanmıştır (Odatv.com)