Hazırlayan: Mehmet Karasu
Haftanın Kitabı
Libanius, Geç antik çağın en önemli Yunan hatiplerinden biridir.
Antakya hayranıdır.
“Libanius , (doğum 314 Antakya , Ölüm 393 Suriye) Sözleri ve mektupları Antakya’nın ve 4. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun doğu kısmının siyasi, sosyal ve ekonomik yaşamı hakkında önemli bir bilgi kaynağı olan Yunan Sofist ve retorikçi.
Libanius, Konstantinopolis ve Nikomedia’da öğretmenlik kariyerine başladıktan sonra, okulunun kısa sürede ünlü olduğu Antakya’ya (354) gitti. Kendini hem öğretme hem de yazma konusunda Klasik yazarlara adamış, Yunan geleneğini sürdürmeye çalıştı ve imparator Julian’ın bir arkadaşı olarak, Hıristiyanları tanımasına ve saygı duymasına rağmen, Hıristiyanlık yokmuş gibi yaşamaya ve yazmaya çalıştı. aralarında muhtemelen Aziz Basil ve Aziz John Chrysostom bulunmaktadır . Libanius’un eserleri, birincisi özellikle otobiyografik karakteriyle ünlü olan çeşitli türlerde 50’den fazla konuşma içerir. Ayrıca okullarda kullanılmak üzere tasarlanmış yaklaşık 50 bildiri ve diğer yazılar da hayatta kalmıştır ( progymnasmata) ve 1.500’den fazla büyük tarihsel ilgi mektubu vardır”
Konuk Yazar
Değerbilirlik örnekleri/Öner YAĞCI
Birbiriyle ilişkileri olan bilgiyle, ahlakla, estetikle ilgili değerler sisteminin içinde başlarız yaşamaya.
Değerbilir bir toplumda değerbilmezliğe karşı koymak insanın sorumluluğudur.
Aydınlığa, sanata, bilime, dile, eğitime, barışa, özgürlüğe emek vermek, bunun için gerektiğinde bedeller ödemek değerlerin savunulması için zorunludur.
Sorumluluk duygusudur, kendini borçlu duyumsamadır bu.
Değerbilirlik bu duygulanımın sonucudur.
BİR DEĞERBİLİRLİK: ÖĞRETMEN OKULLARI
Öğrencileri, yarım yüzyıl önce kendilerini yetiştiren öğretmenlerinden Hüseyin Seçmen için bu duyguyla bir araya gelip Gönen İlköğretmen Okulu Mezunları Derneği’nin öncülüğüyle bir kitap hazırladı: Gönenlilerden Hüseyin Seçmen’e Armağan (Yeni Anadolu Y.)
Mustafa Özdemir’le Kemal Yalçın’ın yayına hazırladığı bu kitap elbette örnek olacaktı, oluyor da. Ahmet Doğan’la Mustafa Özmen’in hazırladığı Köy Enstitüsü’nden Yansımalarla Ortaklar Öğretmen Okulu-Adabelen (İş Bankası) yayımlanmak üzere.
Bir de güzel haber: Öğretmen Okulları-Öğretmen Liseleri ve Tüm Eğitimciler Birleşme ve Dayanışma Derneği kuruluyor. (Bkz. Facebook grup: TÜR.ÖĞRT.OK., ÖĞRT.LİS.BİRLİĞİ)
BİKEV: ÖRNEK BİR EĞİTİM İMECESİ
Örnek alınacak, gurur duyulacak bir eğitim imecesi var Bigadiç’te.
Şükran Kurdakul’un yıllar önce, bir aile vakfı olmasını istemedik, toplumsallaşmasını istedik düşüncesiyle öncülük ettiği Bigadiç Kültür ve Eğitim Vakfı (BİKEV) 28 Aralık 1995’te kuruldu. Vakfın 1996’da temelini attığı, Selma Kurdakul’un babasının adını taşıyan Rüştü Koray Kız Öğrenci Yurdu 26 Eylül 1997’de 26 öğrencisiyle açıldı.
Köy Enstitülerinden yola çıkan, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni örnek alan ve yılların eğitimcisi İsmail Erten’in bir destandır dediği vakıf, Yönetim Kurulu Başkanı A. Sedat Ulus’un hazırladığı bir kitapla kendi tarihini anlattı, öncüsüne selam gönderdi: BİKEV Bir Eğitim İmecesi.
BİR BAŞKA ÖRNEK: ÖĞRETMEN MÜCADELESİ
Eskişehirli bir öğretmen örgütçüsü İbrahim Gerede, 81 ilde tek tek yapılması gereken bir görevi anımsatarak örnek bir çalışmaya imza attı: Eskişehir’de Demokratik Öğretmen Örgütlenmesinden Kesitler 1908-2020 (Eskişehir Tepebaşı Belediyesi Kültür Y.)
Gerede, büyük bir değerbilirlikle Eskişehir özelinde Encümen-i Muallimin’den başlayarak günümüze kadar uzanan öğretmen örgütlenmesinin zincirinin halkalarını anılar, belgeler, yorumlarla tek tek anımsatırken Eskişehir’in belleğine ve öğretmen mücadelesine örnek alınası bir mum yakıyor.
TARIMDAN YAŞAM ÖYKÜSÜNE
Günay Güner, tarım uzmanı bir edebiyatçı olarak köy, Köy Enstitüleri, kooperatifçilik ve köy yazını derinliğinde tarım esintili kültürel yazılarıyla sunduğu Ekinin Çağrısı (KDY) ile kültür ve tarım ilişkisini gözler önüne sermeye hocası Cevat Geray’ı anarak başlıyor.
Güner’in kitabının önsözünü de yazan Yüksel Pazarkaya, bugün Almanya Parlamentosu ve Avrupa Parlamenterler Meclisi üyesi olan Hakkı Keskin’in Kızıl Ordu Süvarisi Trabzonlu Hacı Hasan ve Yedinci Oğlu (Cumhuriyet Kitapları) adlı kitabı için kişisel bir biyografi olmanın çok ötesinde diyor.
Keskin, babası Oflu Hasan Keskin’in 20. yüzyıl başlarındaki ilkgençliğinden başlayan yaşamöyküsünü 1960’lı yılların sonunda Almanya Türk Öğrenciler Federasyonu başkanlığı yapmış bir kişi olarak kendisiyle sürdürürken yurduna, insanlığa borç ödeyen bir aydın olmanın örneğini veriyor.
*
Sedef Kabaş, Selçuk Tepeli, Sezen Aksu örnekleriyle değerler çürütülmeye çalışılırken sinemamız Fatma Girik’siz, hukukumuz Prof. Dr. Uğur Alacakaptan’sız, çevirimiz Yaşar Avunç’suz, kütüphanelerimiz Aydın İleri’siz artık… (Cumhuriyet)
HAFTANIN ŞİİRİ
ANTAKYA/Kemal KAARAÖMEROĞLU
Hani yok mu ya
Delifişek gibi fırlamalıyım sokağa
Bakkala kasaba merhaba demeliyim
Borcum yok alacağım yok
Üstüm bütün karnım tok
Uç-uca yakmalıyım cigaramı
Bulutlara bulutlara üflemeliyim
Düşlerimin koluna girmeliyim
Değil mi ki sığdırmışım yüreğime bu koca kenti
Kavaslıdan Defneye kadar
Durup durup selam vermeliyim
Döne-dolaşa varmalıyım Uzunçarşıya
Çökelek kokusu yakmalı genzimi
Fırınlar ekmek çıkartmalı ha bire
Baharatı bol kağıt kebabı
Üstüne künefe yemeliyim
Ve düşmeli yolum Habibneccara
Dua edip Zügaybe suyu içmeliyim
Sonra inmeliyim Köprübaşına
Asi oluğuna açmalıyım göğsümü
Esince lodos esmeli
Antakya’da olduğumu bilmeliyim
HAFTANIN SANAT GÜNDEMİ
Sunay Akın’dan Deniz Gezmiş ve Fazıl Say hikayesi
Sosyal medya hesabından Fazıl Say’ın babası yazar Ahmet Say’ın Deniz Gezmiş ile olan anısını aktaran Sunay Akın’ın bu paylaşımı binlerce beğeni aldı…
Son dönemde sosyal medya trollerinin hedefinde olan dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say ile ilgili şair Sunay Akın’dan dikkat çeken bir paylaşım geldi.
Sosyal medya hesabından Fazıl Say’ın babası yazar Ahmet Say’ın Deniz Gezmiş ile olan anısı aktaran Sunay Akın şunları yazdı:
Ahmet, hapishanenin koridorunda masa tenisi oynamaktadır…
Yere düşen topu ararken, karşısında bir mahkum dikilir… Hamamdan döndüğü için her yerinden su damlayan arkadaşı, elindeki topu uzatırken sorar Ahmet’e: “Nasıl oldu senin oğlan?”
Ahmet’in iki yaşındaki oğlu uzun yıllar uğraşacağı bir tedaviyle uğraşmaktadır… Ahmet, o anı şöyle anlatır:
“Onca olayın yanında önemsiz sayılabilecek bu olayı idamlık Deniz nereden duymuş, nasıl olup da hatırında tutmuştu? Onun en zor günlerinde bile incelikleri süzerek öne çıkan belleği beni çok etkilemişti.”
O gün Deniz Gezmiş’in, sağlığını merak ederek sorduğu çocuk, Ahmet Say’ın oğlu Fazıl Say’dır’!..
Ve Fazıl Say, sanatın ışığıyla aydınlanan o güzel, o ışıltılı yüzü için söylenen çirkin ve insanlık dışı ithamlara, olduğu ameliyatları anlatarak yanıt vermek durumunda bırakılıyor…
Bir yanda, idam yolunda yürürken bir çocuğu merak eden yüreğiyle Deniz Gezmiş, öte yanda o çocuğun sağlık sorunuyla sözüm ona alay edenler…
Ülkemiz ne yazık ki, bu vicdan ve vicdansızlık arasında sıkışıp kalmıştır… (Odatv.com)
HİŞT HİŞT, GENÇ SAİT FAİK!” LİSELER ARASI ÖYKÜ YAZMA YARIŞMASI
“Nereden gelirse gelsin; dağlardan, kuşlardan, denizden, insandan, hayvandan, ottan, böcekten, çiçekten. Gelsin de nereden gelirse gelsin!.. Bir hişt sesi gelmedi mi fena. Geldikten sonra yaşasın çiçekler, böcekler, insanoğulları… Hişt Hişt!”
Mal varlığını ve eserlerinin telif hakkını Darüşşafaka’ya bağışlayan, modern Türk hikâyeciliğinin öncülerinden Sait Faik Abasıyanık’ın anısına Darüşşafaka Lisesi tarafından 2006’dan beri her yıl Türkiye çapında “Hişt Hişt, Genç Sait Faik!” Liseler Arası Öykü Yazma Yarışması düzenleniyor.
Ülkemizin “Genç Sait Faik”lerini ortaya çıkaran yarışma, Sait Faik Abasıyanık’ın gençler tarafından tanınması ve okunmasını sağlamak; gençleri yazmaya özendirmek ve geleceğin yazarlarının yetişmesine destek olmak amacıyla gerçekleştiriliyor. Serbest konulu yarışmada ön elemeden geçen öyküler dereceye giren öykülerle birlikte anı kitabında yayımlanıyor.
Neyzen Tevfik ölümünün 69. yılında Bodrum’da anıldı
Şair ve ney ustası Neyzen Tevfik ölümünün 69. yılında doğum yeri olan Bodrum’da anıldı.
Bodrum Belediyesi, şair ve ney ustası Neyzen Tevfik Kolaylı için adının verildiği Neyzen Tevfik Caddesi üzerindeki heykeli önünde anma programı düzenledi.
Bodrum Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından organize edilen anma programına, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, meclis üyeleri ve sanatseverler katıldı. Klasik kemençe sanatçısı Haluk Karakapıcı, Neyzen Tevfik’in Atatürk ile olan anılarını anlatırken, törende Kültür Bakanlığı devlet sanatçısı Neyzen Yavuz Akalın ve ritm saz sanatçısı Selçuk Yazıcı, Neyzen Tevfik’in bestelerini seslendirdi.
Bodrum’un geçmişinde çok önemli sanat insanlarının yaşadığını ifade eden Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Sanat insanların ruhlarını inceltir ve insana farklı kapılar açarak dünya görüşünü geliştirir. Biz her zaman sanatla Bodrum’u buluşturacağız. Bodrum’a bu katkıları sunun insanları da unutmayacağız. O insanlardan bir tanesi de sevgili Neyzen Tevfik. Biliyorsunuz bir hiçlik prensibini benimsemiş ve o felsefeyle hayatını sürdürmüştür. Onun için dünya malı, kavgalar, gürültüler yok; onun için sanat, felsefe ve varoluş var” dedi. (Gazete Duvar)
12. Türkan Saylan Sanat Ödülü
12. Turkan Saylan Sanat Ödülü, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından Prof. Dr. Türkan Saylan adına 2011’den bu yana her yıl düzenlenen “Türkan Saylan Sanat ve Bilim Ödülleri” öykü dalında sahibini arıyor.
Yarışmaya, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Türkçe yazılmış ve bir yayınevince 1 Ocak – 31 Aralık 2021 tarihleri arasında yayımlanmış öykü kitaplarıyla katılabilirir.
Ödüle aday olacak eser sahipleri, en geç 21 Şubat 2022 tarihine kadar Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin aşağıdaki adresine öz geçmiş ve iletişim bilgileri (adres, telefon, e-posta adresi) ile birlikte sekiz nüsha kitabı teslim etmelidir. Bu tarihten sonra teslim edilen kitaplar değerlendirmeye alınmayacaktır. Ödül töreni, Prof. Dr. Türkan Saylan’ın aramızdan ayrılışının yıl dönümünde gerçekleştirilecektir.
Seçici kurul gerek görürse sonucun açıklanmasından önce bir finalist listesi ilan edilebilir.
ÖDÜL 5.000,00 TL’dir.
Seçici Kurul: Sezer Ateş Ayvaz, Nursel Duruel, Birsen Ferahlı, Turhan Günay (Seçici Kurul Başkanı), Ayşe Sarısayın, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Prof. Dr. Ayşe Yüksel (ÇYDD Genel Başkanı)
Edebiyat Eserlerini Destek (EDES) Projesi 2022 Birinci Dönem Başvuruları başlıyor
Kültür ve Turizm Bakanlığınca yürütülen Edebiyat Eserlerini Destek Projesi, 2022 yılı birinci dönem başvuruları 1-28 Şubat tarihlerinde yapılacaktır.
Proje kapsamında “ilk eser” niteliği taşıyan edebiyat eserlerini yayımlayacak yayınevlerine destek sağlanmakta, başvuru yapılacak ay içinde yayınevleri en fazla 3 eser için müracaat edebilmektedir. Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü, destek verilen yayımcının sağlanacak desteğin yüzde 35’ini yazara ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. (https://kygm.ktb.gov.tr/TR-138650/edebiyat-destek.html)
Nilüfer Belediyesi yılın yazarını belirledi
Her seneyi “Yılın Yazarı Etkinlikleri” ile bir yazara adayan Nilüfer Belediyesi, 2022’yi yazı hayatına Bursa Erkek Lisesi’nde başlayan Sait Faik Abasıyanık’a armağan etti.
Nilüfer Belediyesi, 2013 yılından bu yana her yılı bir yazara adıyor. Belediye bu yıl da “Yılın Yazarı Etkinlikleri” kapsamında edebiyatseverleri Sait Faik Abasıyanık ile buluşturacak. Yazmaya Bursa Erkek Lisesi’nde başlayan Sait Faik Abasıyanık ardında, iki roman, bir şiir kitabı ve çok sayıda hikâye bıraktı.
Düzenlenen basın toplantısı ile yılın yazarını açıklayan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, “2022 yılını Türk edebiyatında hikâye denildiğinde ilk akla gelen isimlerden biri olan Sait Faik’e armağan ediyoruz” dedi. Sait Faik Abasıyanık’ın Bursa’da geçmişi olduğuna değinen Erdem, “Bursa Erkek Lisesi’nde okuyan Sait Faik, eserlerinde çevreci kimliğiyle de ön plana çıkan ve doğanın geleceğinden duyduğu endişeyi sık sık dile getiren bir yazar. Bizler de aynı zamanda İklim Yılı ilan ettiğimiz 2022 yılında Nilüfer’de Sait Faik’in kelimelerinden örülü bir dünyayı yakından tanımaya çalışacağız” diye konuştu.
‘Sait Faik, dünya çapında çevre hareketlerinin öncü isimlerinden’
2022 Yılın Yazarı Sait Faik projesinin danışmanı Yalçın Armağan, “Sait Faik, estetik bağlamda Türkiye’de modern hikâyenin kurucusu olarak, tarzı ile kendisinden sonraki Türk hikayecilerini çok etkiledi. O, ayrıca edebiyatı bir etik mesele haline de getirerek daha adil ve güzel bir dünyanın peşine düştü. Aslında bu yıl özellikle Sait Faik isminin seçilmesinin nedenlerinden biri de Nilüfer Belediyesi’nin İklim Yılı teması. Çünkü Sait Faik aynı zamanda 1950’lerde sadece Türkiye değil, dünya çapında çevre hareketlerinin öncü isimlerinden” ifadelerini kullandı. Edebiyat kitaplarında telif hakkı süresinin, yazarın ölümünden 70 yıl sonra bittiğini belirten Armağan, Nilüfer Belediyesi’nin Sait Faik eserlerinin telif hakkı süresinin dolmasından 3 yıl önce, kendisini yılın yazarı ilan etmesinin önemine de değindi.
Darüşşafaka Cemiyeti Dış Kültür Tarih Komisyon Üyesi ve aynı zamanda Sait Faik Hikâye Armağanı Jüri Üyesi Beşir Özmen, “Sait Faik Abasıyanık, Darüşşafaka Lisesi’nde bir edebiyat matinesine katıldıktan sonra buradaki öğrencilerden ve okuldan çok etkilenerek mirası ile ölümünden sonra eserlerinin telif haklarını Darüşşafaka Cemiyeti’ne bırakmıştır. Kendisinin, aldığımız eğitimde payı büyüktür. Sait Faik, 205 önemli edebiyatçının katıldığı yüz yılın kırk öykücüsü araştırmasında, katılımcıların yüzde 91’inin oyu ile ilk sırada yer almıştır. Bu listedeki 40 öykücüye baktığımızda 20 tanesinin Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazanmış olması, onun Türk edebiyatı açısından önemini ortaya koymaktadır” diye konuştu.
Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nın 4. sınıf öğrencilerinin katılabildiği sınavının bu yıl 31 ilde 29 Mayıs’ta yapılacağı da toplantıda hatırlatıldı. Nilüfer Belediyesi’nin yılın yazarı etkinliklerinde bugüne kadar Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Sevgi Soysal, Nezihe Meriç, Fakir Baykurt ve Gülten Akın gibi Türk edebiyatına iz bırakan isimler okurlarla buluştu. (GazeteDuvaR)
DEĞERLERİMİZ
Kemal Karaömeroğlu (Gazeteci, Yazar, Şair)
Şair, gazeteci, yazar. 1926, Antakya – Ö. 16 Mayıs 2005). Ortaokulu bitirdikten sonra babasının ölümü nedeniyle lise öğrenimi göremedi. Matbaacılık ve gazetecilik yaparak çalışmaya başladı. Akşam gazetesinin muhabirliğini yaptı. Yenigün ve Atayolu gazetelerinin yöneticiliğini ve basımevinin müdürlüğünü üstlendi. 1954 yılında Antakya’da çıkan Devrimci Gençlik gazetesinde yöneticilik, Atayolu ve Devrimci Gençlik gazetelerinde başyazarlık yaptı.
Şiirleri, Benim Türkülerim adlı kitapta toplandı
BENİM TÜRKÜLERİM/Kemal Karaömeroğlu
Benim türkülerimi özgür olmalı
Yücelerde süzülen Kartal gibi
Uyumlu rüzgârlar nasıl eserse
Vadiden vadiye yankılanmalı
Çocuklar da söylemeli bu türküyü
Çocuğa hasret analar da
Çamlıbel’de Köroğlu heey
Toroslar’da Karacaoğlan misali
Coşmalı ha coşmalı
Benim türkülerim özgür olmalı
Ozanımın telinde
Kezbanımın dilinde
Yörüğümün kiliminde
Çiçek çiçek açmalı
Ayvasıyla narıyla
Pekmeziyle balıyla
Horonuyla Zeybeğiyle Barıyla
Anadolu kokmalı
Benim türkümün söylendiği yerlerde
Savaş Tanrları susmalı
Uçurtmalar doldurmalı gökyüzünü
Ağlarsa bulutlar ağlamalı
Benim türkülerim
Sevgiye, barışa adanmalı.