Hazırlayan: Mehmet Karasu
Haftanın Kitabı
Kirveme Mektuplar/Mıgırdıç Margosyan / ARAS YAYINCILIK
Mıgırdıç Margosyan’ı geçtiğimiz hafta kaybettik.
Ermeni edebiyatının en önemli yazarlarındandır. Edebi çalışmalarını aralıksız sürdüren yazar Mıgırdiç Margosyan’ın, Evrensel gazetesinde “Kirveme Mektuplar” başlıklı köşe yazıları uzun süre yayımlanmıştır.
2003’ten 2006’ya uzanan bir dönemde Türkiye ve dünyada yaşanan olayları kapsayan bu denemelerinde Margosyan, siyasi, toplumsal ve kültürel gelişmelerin derinliklerinde yatan, çoğu zaman görülmeyen ya da görülmek istenmeyen olguları seriyor gözlerimizin önüne. Bunu yaparken, didaktik bir öğreticilikten her zaman uzak durmayı başaran usta yazar, kâh neşeli kâh hüzünlü bir dille, kalemini sorunların tam yüreğine daldırmaktan çekinmiyor.
Kirveme Mektuplar’ı okuyanlar, Türkiye’nin çok kritik bir dönemeçten geçtiği ve etkileri bugünkü pek çok gelişmeye de yansıyan yılları başka bir gözle anımsayacak; unuttukları, belki de unutturulan bir dizi olay üzerine bir kez daha düşünme fırsatı bulacaklar. Güneydoğu’da süren savaşın yarattığı toplumsal tahribatın izleri; AB, insan hakları, Anayasa, azınlık hakları, Ermeni “mesele”leri… Hepsi orada. Yaklaşık altmış yıldır bu topraklarda olan biteni takip eden güvenilir bir dostun, deneyimle ve ustalıkla yoğrulmuş kaleminden…
İşte Kirvem madem ki hepimiz topyekûn “Türk”tük, öyleyse “yerli malı” kullanmalıydık; ne ki, evdeki hesap çarşıya uymuyordu. Bizlere bütün bir “Yerli Malı Haftası” boyunca sabahtan akşama kadar özellikle yerli malı kullanmamız gerektiğini söyleyen öğretmenlerimiz başta olmak üzere herkes çok daha sağlam, çok daha dayanıklı olan “Avrupa” mallarından vazgeçmiyordu. Nitekim evlerimizde henüz elektriğin esamesi okunmadığı o yıllarda duvarlarımızdaki çivilerden asılı duran “yerli” gaz lambası şişeleri zırt pırt, ikide bir çatlayıp kırıldığında yenisini almak için elimize tutuşturulan on kuruşların ardından analarımızın sıkı sıkıya tembihledikleri “Ula yerli mali almiysa ha! Avrupa olsın…” sözlerini kulaklarımızdan küpe gibi asarak yola koyulurken, bakkallara “Emice bi şüşe istiyem, anam dedi ki ‘Avrupa’ olsın…” tekerlemesiyle satın aldığımız şişeyi kırmadan gerisin geri eve dönmeye çalışırken, genç dimağlarımızda, körpe beyinlerimizde kazınan “çelişki”lerle büyüyüp boy atıyorduk…
Konuk Yazar
‘Uzun yollar yolcusu’ bir ‘Yurttaş’/Öner YAĞCI
“Sevgiyle dönsün dünya/ Bir salıncak gibi savrulsun/ Biz çocukların/ Sevinçten başlarını döndürerek” diyen bir şair Hüseyin Yurttaş.
Sunduğu 18 şiir kitabının bir kısmı Sanayi Çarşısı, Gecede Kanat Sesleri, Kod Adı: Mansur, Kirli Tarih, Sevgiden Ötesi Cehennem, Yirminci Yüzyıl Ağıtları, Aşkların Gizli Defteri, Aşka Bahar Yetmez, Ra, Kayıp İklimler, Bir Senfonidir Yaşamak, Çanakkale İçinde’dir.
Şiirleriyle Nevzat Üstün, Ömer Faruk Toprak, Ceyhun Atuf Kansu, Yunus Nadi, Cevdet Kudret, Melih Cevdet Anday ödüllerini alır.
Bir şiir kitabının adı olan Uzun Yollar Yolcusu, 21. İzmir Kitap Fuarı’nın (2016) “Onur Konuğu” olan “Hüseyin Yurttaş’a Şükran Armağanı” olan kitabın da adıdır.
YİRMİNCİ YÜZYILIN AĞITÇISI
Şiire yelken açtığında yıllarca dostluğunu sürdüreceği ustası Attilâ İlhan’ı tanır.
Yirminci yüzyıla ağıt yakar, savrulan insanlığı, yitirilen değerleri arar şiirlerinde. Sevgiyi hiç çıkarmaz içinden, sarılır dostluklarına.
Sabahattin Ali için, “belki yeniden doğurur beni/ ölümle ekilen tohum” der.
Sevgiler Kanarken adlı kitabında, “…ışığa bak, aydınlığa yürü/ geleceğin güzelliğine tap yeniden/ bil ki kurulacak o divan/ ve sorulacak o hesap yeniden” der.
Ağıttır şiiri. Çağrıdır aydınlık arayışına, düş kurmaya, umuda.
Buğulanmasıdır gözlerin. Sitemdir değerbilmezliklere. Sözünü esirgemez ama incelikle, incitmeden…
ŞİİRDEN ÇOCUK YAZININA, ÖYKÜYE, OYUNA, ROMANA
İnsanın ve toplumun sorunlarını yüreğinde duyumsayıp aklının süzgecinden geçiren bir şair olarak “İzmir’in en uzun ömürlü edebiyat dergisi” Dönemeç’in yaratıcılarındandır. Yeni Asır’daki köşesinde “Cumartesi Sohbeti” yapar yıllarca.
Tüm yazdıklarında düşten gerçeğe ulaşma çabası, hüzün ve umut vardır.
“Yaşamın yelpazesi nasıl geniş ve renkliyse, sanatınki de öyle olmak zorundadır” düşüncesiyle sayısı 70’i bulan çocuk kitabına, beş gençlik romanına, Baskıyı Durdur Usta ve Çınar Dede adlı oyunlara imza atar. Ömrün Issız Günleri, Buğulu Camların Ardı, Aşk İzleri adlı öykü kitaplarında, içten, sıcak, doğal bir anlatımla insanı özne kılar, değerleri anımsatır.
Siyasal nedenlerle 43 yıl başka kimlikle yaşayan birinin arayışlarını (Saklı Kimlik) ve Kurtuluş Savaşı’nda işgalcilere on dört ay direnen Soma/Cinge Cephesi’ne “Karaço” denilen arabasıyla malzeme, mühimmat taşıyan Fakı’yı (Karaço/ Yolların Bittiği Yer) anlattığı iki roman yazar.
Özgürlük Çiçekleri adlı kitabına ad olan yazısı şöyle biter: “…‘Karanlık bir yağmur gibi canınızı sıkarsa yaşamak’ şiire vurun kendinizi. Aydınlık içinizde de kımıldanmıyorsa o özgürlük çiçeklerini koklayın. Aydınlık kımıldasın içinizde.”
Küçük yapılı olduğundan arkadaşlarının kendisine taktığı adı verdiği Molekül’de, Foça’nın Kozbeyli köyündeki evinden, ailesinden başlayarak “onun gibi olmak istediği” öğretmenini, oyunlarını, günlük yaşamlarını, öğretmenlerini, kitaplarını anlatır. Edirne İlköğretmen Okulu’nun kütüphanesi hazinedir onun için.
Her biri ayrı bir değer, yüzümüzün akı, sanatçı, aydın olan güzel ve aydınlık insanlarla birlikte olmanın, aynı havayı solumanın, bazı şeyleri paylaşmanın kendisinde bıraktığı izlerin “belleğinin derinliklerinde yitip gitmesine gönlü razı olmaz” ve anlatır: Onları Tanıdım.
İlhan Selçuk için yazdığı, “İlkeleri, doğrultusu belli, aydınlanmacı, aydın duruşunun kararlı temsilcilerinden biri…” cümlesini, kuşaktaşımız Hüseyin Yurttaş için söylemekse bize düşer. (Cumhuriyet)
Haftanın Şiiri
İlkbahar/Ataol Behramoğlu
Yüzümü bulutlara kaldırıp
Dua eder gibi mırıldanıyorum
Kuşlarla, otlarla yıkanıyorum
Rüzgârla, ilkbaharla
Güneş gözkapaklarımı ısıtıyor
Ah! Güvenilmez ilkbahar güneşi
Rüyada mıyım, gerçek mi bu
Hem var gibiyim, hem yok gibi
Bir güney kentinde, bir kıyı kahvesinde
Başakların sonsuz salınışı
Burada, kendimle baş başa
Ömrümü böylece tamamlayabilirim
Bir kuşu dilinden hiç öpmedim
Belki bir gün öpebilirim
Belki bir gün rüzgar olurum ben de
Eserim başakların üzerinden
Kalbim bir yaz gününe karışsın isterim
Bir kuş cıvıltısında doğmak için yeniden
Haftanın Sanat Gündemi
Buca Belediyesi 2022 Yılı Ali Rıza Ertan Şiir Ödülü Yönetmeliği
1-Ali Rıza Ertan Şiir Ödülü’ne, yayımlanmamış kitap oylumlu dosyayla katılım sağlanır. Konu ve dize sınırlaması yoktur. Kitap oylumu taşımayan dosyalar kesinlikle değerlendirmeye alınmaz.
2- Daha önce Ali Rıza Ertan Şiir Ödülü’nde derece alan şairler ile başka bir yarışmada ödül kazanmış dosyalar yarışma dışında tutulur. Yarışmaya gönderilen dosyalar iade edilmez.
3- Yarışmaya katılan adaylar başvurularını açık ad ve adresleriyle yapmak zorundadırlar. Edebiyat alanında nüfus kaydındaki adından farklı bir adla yayın yapan ve bu adla tanınanlar, eserlerini aynı adla sunabilirler; ancak resmi işlemler ile ödülün kendilerine teslim edilebilmesi için gerçek adlarını verecekleri bilgiler içinde mutlaka belirtmek zorundadırlar.
4- Ödüle, 1987 yılı ve sonrası doğumlular katılabilir. Katılımcıların, adına şiir ödülü düzenlediğimiz Ali Rıza Ertan’ın vefat yaşı olan 35 yaşını geçmemesi ilke olarak benimsenmiştir.
5- Şiirler, bilgisayarda düzenlenmiş olarak 6 (altı) nüsha kitap oylumlu dosya halinde gönderilmelidir.
6- Yarışma dosyasına ilişik başvuru dilekçesinde katılımcının adı, soyadı, kısa özgeçmişi, posta adresi, e-posta adresi ve telefon numarası yazılmış olmalıdır.
7- Şiir Ödülüne son katılım 13 Mayıs 2022, cuma günü saat 17.00’ye kadardır.
8-Dosyalar, posta, kargo ile ya da elden, “Ali Rıza Ertan Şiir Ödülü 2022, Buca Belediyesi Olimpik Yüzme Havuzu, 3.kat, Kültür Müdürlüğü, Hürriyet Mah. 431/5 Sk. No: 2 Buca-İZMİR” adresine gönderilir. Postada meydana gelecek gecikmelerden Müdürlüğümüz sorumlu değildir.
9- “Ali Rıza Ertan Şiir Ödülü, 10 Haziran 2022, cuma günü saat 19.30’da Ali Rıza Ertan büstü önünde düzenlenecek törenle verilecektir.
10- Yarışmaya İzmir ve yakın çevresi dışından katılıp ödül kazananların ödül gecesi konaklama ve yol giderleri Buca Belediyesi tarafından karşılanacaktır.
11- Seçici Kurul; Ahmet Günbaş, Ahmet Zeki Muslu, Özlem Tezcan Dertsiz, Özge Sönmez ile Beytullah Kılıç’tan oluşur.
12- “Ali Rıza Ertan Şiir Ödülü” karşılığı olarak 5.000 TL. tutarında teknoloji market hediye çeki verilir. Seçici Kurul uygun gördüğü takdirde “Başarı Ödülü” de verilebilir. Şairin ailesi tarafından ödenecek Başarı Ödülü tutarı 2.000 TLdir. Ödüller kesinlikle bölüştürülmez.
13- Sonuçlar, 6 Haziran 2022 Pazartesi günü itibariyle internet sitemizde yayınlanacaktır. (www.buca.bel.tr)
Mıgırdiç Margosyan Vefat Etti
Değerli yazar, Aras Yayınları kurucusu Mıgırdiç Margosyan vefat etti
Ailesine, dostlarına, yayıncılık camiasına ve okurlarına başsağlığı diliyoruz.
Mıgırdiç Margosyan, 7 Nisan Perşembe günü Kumkapı Patrikhane kilisesinde saat 14.00’te yapılacak törenin ardından Şişli Ermeni Mezarlığında toprağa verilecek
Mıgırdiç Margosyan 23 aralık 1938’de Diyarbakır’ın Hançepek Mahallesi’nde (Gâvur Mahallesi) doğdu, eğitimini Süleyman Nazif İlkokulu, Ziya Gökalp Ortaokulu, daha sonra İstanbul’da Bezciyan Ortaokulu ve Getronagan Ermeni Lisesi’nde sürdürdü. Yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi felsefe bölümünde tamamladı. 1966 ile 1972 yılları arasında Üsküdar’ın Selamsız semtindeki Surp Haç Tıbrevank Ermeni Lisesi’nde felsefe, psikoloji, Ermeni dili ve edebiyat öğretmenliği ve okul müdürlüğü yaptı. Daha sonra öğretmenliği bırakarak ticarete atıldı. Edebî çalışmalarını aralıksız sürdürdü. Marmara gazetesinde yayımlanan Ermenice öykulerinin bir bölümü Mer Ayt Goğmeri (Bizim Oralar) başlığıyla 1984 yılında kitap haline getirildi. Bu kitabıyla 1988 yılında Paris’te Ermenice yazan yazarlara verilen Eliz Kavukçuyan Vakfı Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü.[1] Gâvur Mahallesi (1992), Tesbih Taneleri (1995), Söyle Margos Nerelisen? (1995), ve Biletimiz İstanbul’a Kesildi (1998) başlıklı Türkçe kitaplarını, 1999’da ikinci Ermenice kitabı Dikrisi Aperen (Dicle Kıyılarından) izledi. Gâvur Mahallesi, Avesta Yayınevi tarafından Li Ba Me, Li Wan Deran başlığıyla Kürtçe’ye tercüme edildi. 2010 yılında Türkçe kaleme aldığı Kürdan başlıklı kitabı Aras Yayıncılık tarafından yayınlandı. Evrensel gazetesinde Kirveme Mektuplar başlıklı köşesinde yazmayı sürdüren Margosyan’ın bu makalelerinin bir bölümü Lis Basın-Yayın tarafından Kirveme Mektuplar adıyla 2006’da Diyarbakır’da yayımlandı. Aynı gazetede yazdığı makalelerin bir bölümü 1999 yılında Belge Yayınları tarafından Çengelli iğne başlığıyla yayımlandı. Agos gazetesinde 1996 ile 1999 yılları arasında yayımlanan makalelelerinden bir seçki, Zurna başlığıyla 2009’da, Yeni Yüzyıl ve Yeni Gündem gazeteleri makaleleri derlemesi Kürdan başlığıyla 2010’da yayınlandı. Dünyanın yaratılışını mizahla anlattığı Tanrı’nın Seyir Defteri ise 2016’da yayımlandı.
2018’de 80’inci yaşına giren yazar, 6. TÜYAP Diyarbakır Kitap Fuarı’nın onur konuğu oldu.
Ermeni yazınında taşra edebiyatının son temsilcisi olarak bilinmektedir. Agos, Gündem, Marmara ve Yeni Yüzyıl gazetelerinde yazdı. Hâlen günlük olarak yayınlanan Evrensel gazetesinde Kirveme Mektuplar başlığıyla köşe yazıları yayınlanmaktaydı.
AYNA KIRIKLARI, ANILAR
“Ayna kırıkları” dediği, anılarla iç içe olan denemelerini sunar: Bir Sıcak Merhaba, Bu Şehir Bu Topraklar, Kış Masalları, Düşlerde Uçmak.
2022 Oğuz Tansel Şiir Ödülü Katılım Koşulları Açıklandı
2022 yılında Oğuz Tansel anısına verilecek olan Oğuz Tansel Şiir Ödülü’ne katılım koşulları açıklandı.
Ödüle aday yapıtın 01.01.2021-31.12.2021 tarihleri arasında yayımlanmış kitap; yayımlanmamışsa, kitap oylumunda dosya olması gerekiyor. Yayımlanmış yapıtlardan oluşan toplu şiirler dosyası / kitabı ile ödüle başvuru kabul edilmiyor. Ödüle son başvuru tarihi 31.05.2022.
Ödül, düzenleme kurulu ve seçici kurul üyeleri ve bunların birinci derece yakınları dışında tüm katılımcılara açıktır. Ödül tek yapıta verilecek. Yapıt kitap bütünlüğünde yayımlanmış ise 7 adet gönderilmelidir. Daha önce yayımlanmamış yapıtlar, A4 boyutunda kağıda, 12 punto ve 1,5 satır aralığıyla bilgisayarda yazılmış 7 ayrı dosya biçiminde düzenlenmiş olarak kargo ile gönderilecektir. Yayımlanmamış yapıtlar PDF formatında e-posta ile de gönderilebilir. Katılımcı, kısa özgeçmiş, iletişim bilgileri ve bir adet fotoğrafının bulunduğu ayrı bir zarfı yapıtıyla birlikte ulaştıracaktır. Bunlar da e-posta ile gönderilebilir. Ödül tutarı 3,000 TL olarak belirlenmiştir.
Ödüle birden fazla yapıtla başvurulabilir. Ancak ödül, tek bir yapıta veriliyor. Ödüle katılmak için gönderilen eserler iade edilmeyecek. Ödül töreni daha sonra bildirilecek bir tarihte yapılacak.
Seçici kurul, Mehmet Kalpaklı, Birhan Keskin, Orhan Tekelioğlu, Levent Yılmaz ve Alphan Akgül’den oluşuyor.
İstanbul’un ilk şiir kitaplığı açıldı
İstanbul’un ilk şiir kitaplığı Türkiye Yazarlar Sendikası tarafından, İstanbul Kadiköy’de bulunan Kemal Tahir Halk Kütüphanesi içinde açıldı.
İstanbul’un ilk şiir kitaplığı Kadıköy Kemal Tahir Halk Kütüphanesi içinde açıldı.
Kütüphanenin açılışında konuşan Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner, köklü bir şiir birikimi olduğunun altını çizdi, “Ama ne yazık ki bu şiir köprüsünün bir kütüphanede, bir kitaplıkta birleşmişliği yok İstanbul’da. Bir burada ilk kez böyle bir şiir kitaplığını açıyoruz” dedi.
Kitaplık Ve Edebiyat Müzesi
Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) tarafından İstanbul Kadiköy’de bulunan Kemal Tahir Halk Kütüphanesi içerisinde oluşturulan şiir kitaplığının açılışı yapıldı.
Enver Ercan ile Mustafa Öneş’in kişisel kitaplıklarındaki şiir kitaplarının çekirdeğini oluşturduğu şiir kitaplığı yeni bağışlarla büyüyecek. Kitaplığın açılışına, TYS Genel Başkanı Adnan Özyalçıner ve önceki Genel Başkan Mustafa Köz ile çok sayıda şiir sever katıldı.
Açılışta konuşan Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner, açılan şiir kitaplığının İstanbul’da bir ilk olduğunu hatırlatarak başladı sözlerine.
“BÜYÜK BİR ŞİİR KÖPRÜSÜNÜN ÜSTÜNDEYİZ”
Açılan şiir kitaplığının geçmişten geleceğe bağlantıyı sağlayacak bir kitaplık olduğunu söyleyen Özyalçıner şöyle konuştu:
“Çok eski ve çok köklü bir şiir birikimimiz var. Divan Edebiyatı’ndan başlayan bir şiir birikimi ile bu günlere geliyoruz. Divan Edebiyatı’nın yanı sıra büyük bir halk şiiri birikimiz var. O da büyük bir şiir dünyasını kapsıyor. Bunun arkasından hece ile başlayan bir şiir akımı, arkasından Birinci Yeni, İkinci Yeni ile bu günlere uzanan büyük bir şiir köprüsünün üstündeyiz. Ama ne yazık ki bu şiir köprüsünün bir kütüphanede, bir kitaplıkta birleşmişliği yok İstanbul’da. Biz burada ilk kez böyle bir şiir kitaplığını açıyoruz.
Şiir insanı sağlatan bir şey. Hem ölümde hem dirimde. Şiir bizim içimizde, yaşamamızda şiir bizim. O nedenle böyle bir şiir kitaplığının oluşması önemli. Özellikle geçmişi geleceğe bağlaması, gençlere bir köprü olması açısından çok önemli olacak. Gençler eskiden yapılana bakacak, belki biraz da eskiyi hırpalayarak, yeni bir şey yapacaklar.”
YER YÜZÜNDE BİR TEK DİL VARSA ŞİİR DE VAR DEMEKTİR…
Özyalçıner, şiir kitaplığının açılışında büyük emeği olan Şair Mustafa Köz’e teşekkür ederek sözü ona bıraktı.
Sözlerine “Bir ömrümüz daha olsa onu da şiire verirdik” diye başlayan Köz, Türkiye Yazarlar Sendikası eski başkanlarından olan Yaşar Kemal’in ‘İnsan çürümedikçe şiir çürümez’ sözünü hatırlattı. Köz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yer yüzünde bir tek dil varsa bir şiir var demektir. İranlı vezir Bilgin Abdül Kasım İsmail’i bilirsiniz, alimdir, el yazması 100 bin kitabını 400 deveye yükleyip yolculuklarında yanında taşıyor. Bugün artık develer yok, bilgisayarlar var. Artık bilgi parmaklarımızın ucunda ama kalıcı olan kitaplar.
Sevgili Enver Ercan ve Mustafa Öneş’in bize kalıtları olmasaydı belki bu fikir gelişmeyecekti. Sevgili Özge Ercan’a teşekkür ederim. Kültürün sürekliliği önemli. Çünkü hepimizi belleksizleştirmek istiyorlar. Eskiyi unutun, eski ile yeni arasında hiçbir köprü kültürümüzü oluşturalım istiyorlar. Biz de diyoruz ki inadına şiir, inadına roman, öykü, film, resim, fotoğraf, inadına sanat… Mahmut Derviş’in çok sevdiğim bir sözü vardır, ‘şiir bir savaş uçağını düşüremez ama pilotunun düşüncelerini değiştirebilir’ der. Bir pilotun düşüncesi değişirse, iki, üç pilotun düşüncesi değişebilir.”
Konuşmaların ardından şiir severler Şiir kitaplığı ve Edebiyat Müzesini gezdi. (İstanbul/EVRENSEL)
OKUMA ÖNERİLERİ
1. Tespih Taneleri/Mıgırdıç Margosyan/ Aras Yayıncılık
2. Tiamat/İhsan Oktay Anar/Everest Yayınları
3. Hayali Yerlerden Yemek Tarifleri/ Alberto Manguel/Yapı Kredi Yayınları
4. İbn Fadlan Seyahatnamesi/Ramazan Şeşen/Yeditepe Yayınevi
5. Büyülü Şehir/Edith Nesbit/Maya Kitap