Hatay, depremin ardından toza, gürültüye ve düzensizliğe teslim oldu. Hava kirliliği gün geçtikçe artarken, uzmanlar halk sağlığına yönelik ciddi tehditlere dikkat çekiyor. Solunan tozun uzun vadede akciğer kanserine yol açabileceği uyarısı yapılıyor.
Hatay halkı her gün toz soluyor
Depremin ardından yeniden yapılanma sürecinde adeta bir açık şantiyeye dönen Hatay, toz ve gürültü sorunuyla boğuşuyor. Sokaklarda adım başı yükselen inşaat faaliyetleri ve kontrolsüz yıkımlar, hava kalitesini her geçen gün daha da düşürüyor. Kent merkezlerinde, özellikle Antakya gibi yoğun nüfuslu bölgelerde, vatandaşlar sabah işe gitmekten akşam eve dönmeye kadar her an toz solumak zorunda kalıyor.
Toz artıyor, yaşam kalitesi düşüyor
Hatay’da yaşanan hava kirliliği sorunu giderek daha görünür hale geliyor. Şehir sakinleri, yaz sıcaklarının da etkisiyle cam açamaz, sokakta yürüyemez duruma geldi. Uzmanlar, bu seviyede toz maruziyetinin başta çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalıkları olanlar için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirtiyor.
Defalarca şikayet edildi, çözüm yok
Vatandaşların defalarca yerel yöneticilere ve ilgili kurumlara şikayetlerini ilettiği halde, toz seviyelerinde bir azalma değil, aksine belirgin bir artış yaşanıyor. Gürültü, kargaşa ve altyapı eksiklikleriyle birleşen bu durum, Hataylıların psikolojik sağlığını da tehdit ediyor. Toplum sağlığı uzmanları, bu sürecin artık kontrol altına alınması gerektiğini vurguluyor. Hatay’da enkaz kaldırma ve bina yıkım süreçlerinin çoğunda asbest kontrolü yapılmadığı iddiaları endişe yaratıyor. TMMOB ve sağlık derneklerinden gelen açıklamalarda, bu maddelerin kontrolsüz biçimde solunmasının yıllar sonra akciğer kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği ifade ediliyor. Yapılan ölçümlerde, hava kalitesinin, Dünya Sağlık Örgütü sınır değerlerinin çok üzerinde olduğu bilgisi paylaşıldı.
Hatay-Antakya’da hava kalitesi sağlık sınırlarının çok üzerinde
Antakya başta olmak üzere birçok noktada yapılan ölçümler, PM10 ve PM2.5 gibi partikül madde oranlarının güvenli seviyelerin oldukça üzerinde olduğunu gösteriyor. Bu da günlük yaşamda toz solunmasının sadece geçici bir rahatsızlık değil, kronik ve kalıcı hastalıklara davetiye çıkardığını ortaya koyuyor. Uzmanlar, bir an önce çevre düzenlemelerinin tamamlanması, altyapının sağlıklı biçimde yeniden inşa edilmesi ve denetimlerin artırılması gerektiğini söylüyor.
Hatay halkı yalnız bırakıldı
Vatandaşlar, depremin üzerinden uzun süre geçmesine rağmen temel yaşam koşullarının hala sağlanamamış olmasından şikayetçi. “Toz içinde yaşamak kaderimiz olmamalı” diyen birçok Hataylı, yetkililere çağrıda bulunarak “Artık nefes almak istiyoruz” mesajını veriyor. Mahalle aralarındaki moloz yığınları, sürekli çalışan ağır iş makineleri ve altyapısı tamamlanmamış yollar, günlük yaşamı felç etmiş durumda.

