Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Antakya’da Tarihin tozlu sayfaları aydınlanıyor

Antakya’daki kazılarda, Roma dönemine ait önemli bir yapının, geçmişte büyük bir depremde yıkılıp yeniden inşa edildiği ortaya çıktı. Bu keşif, bölgenin tarihi hakkında yeni ipuçları sunuyor.

Antakya'daki kazılarda, Roma dönemine

Antakya, tarih boyunca büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir şehir olarak bilinir. Hatay’ın tarihi dokusunu gün yüzüne çıkarmak amacıyla başlatılan kazılar, şehrin antik geçmişini yeniden keşfetmeye olanak tanıyor. Özellikle Antakya Antik Hipodrom çevresinde yürütülen kazılar, tarihin tozlu sayfalarını aydınlatacak nitelikte. Son olarak, hipodromun yakınlarındaki sarayda yapılan kazılarda Roma dönemine ait önemli bir yapı keşfedildi. Bu yapının, geçmişte büyük bir deprem sonucu yıkıldığı ve sonrasında tekrar inşa edildiği anlaşıldı.

Saray Kazıları Ve Antakya’nın Depremlerle İlişkisi
Antakya’nın Küçükdalyan Mahallesi’nde yer alan hipodrom ve saray alanında, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle yürütülen kazılar tüm hızıyla sürüyor. Bu kazı çalışmaları, Roma ve Helenistik döneme ait eserlerin izlerini gün yüzüne çıkarma amacı taşıyor. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatice Pamir başkanlığında, yaklaşık 20 kişilik bir ekip bu tarihi alanı detaylı bir şekilde inceliyor.

Saray alanındaki kazılar sırasında, önceki yıllarda künk, müzik aleti parçaları ve zar gibi objelere rastlanmıştı. Bu yıl yapılan kazılarda ise daha kapsamlı ve derinlemesine bir çalışma gerçekleştirildi. Prof. Dr. Pamir, bu çalışmaların sonucunda Antakya’nın geçmişte yaşadığı büyük depremlerin izlerine dair yeni kanıtlar elde ettiklerini belirtti.

“Antakya Sarayı Yeniden İnşa Edilmiş”
Kazı başkanı Prof. Dr. Pamir, yaptıkları jeofizik araştırmalar sonucunda elde ettikleri veriler ışığında kazıya başladıklarını ve oldukça değerli bulgulara ulaştıklarını vurguladı. “Antakya’nın depremle iç içe olan hayatını anlatan bu saray, büyük bir yıkım geçirdikten sonra tekrar inşa edilmiş” diyen Pamir, bu yapının tarihin farklı dönemlerine ait izler taşıdığını da sözlerine ekledi.

Sarayın mimari elemanları, özellikle sütun gövdeleri ve blok taşlarının yeniden inşa sürecinde kullanıldığına dair ipuçları, bu yapının geçmişte nasıl restore edildiği konusunda önemli bilgiler sunuyor. Bu bulgular, gelecekteki kazılar ve araştırmalar için de önemli ipuçları niteliğinde.

Hipodrom Ve Arkeolojik Keşifler
Kazılar sadece sarayla sınırlı değil, aynı zamanda Antakya Hipodromu’nda da devam ediyor. Hipodromdaki kazılarda, yarışların yapıldığı alanı bölen bir konstrüksiyonun varlığına dair kanıtlar bulundu. Pamir, “Yapının milattan sonra 115 yılında inşa edildiğine dair önemli bulgular elde ettik” diyerek bu yapının mozaikle kaplı olduğuna dair izler keşfettiklerini belirtti.

Bu kazılarda ayrıca, hipodrom alanında yer alan platformun yüzeyinin havuzlarla kaplı olduğuna dair sifon sistemleri bulundu. Bu bulgular, bölgedeki tarihi yapıların işlevselliği ve mimarisi hakkında önemli veriler sunuyor.

Antakya’da Arkeopark Kurulacak
Kazı çalışmalarının tamamlanmasının ardından Antakya Antik Hipodromu ve çevresinin, bir arkeopark alanına dönüştürülmesi planlanıyor. Bu projeyle, hem bölgenin kültürel mirası korunacak hem de turistlere tarihi bir deneyim sunulacak. Hatay’ın tarihi mirasını gözler önüne seren bu çalışmalar, şehrin geçmişine ışık tutarken aynı zamanda geleceğe de önemli bir miras bırakıyor.