Yazar A. Taner Özdeş: “Necmettin, Filiz ve Mehmet, yolunuz açık olsun. Başarının bir tesadüf olmadığını gösterdiniz. Beni de onurlandırdınız. Sizlerle gurur duydum. Umarım bu yazıyı okuyan birçok genç de bu yazıdan ilham alarak, cesaretle hayallerinin peşinden koşacaklardır.”
Satış, Yönetim Performans ve Yaşam Koçluğu konusunda bireylere ve kurumlara koçluk hizmeti veren, ‘Satışın 10 Altın Kuralı’ ve ’50 Yaş Gözüyle’ adlı kitapların Yazarı A. Taner Özdeş, iki günlük bir program kapsamında ziyaret ettiği Antakya’da bir araya geldiği 3 isim için bir yazı kaleme aldı. Kitabını okuyan ve yaşama kattıkları ile farklılık yaratan Antakya’lı 3 genç; Necmettin Alkan, Filiz Erol ve Alperen Mehmet Yetek ile sohbetlerini bir yazı ile okuyucuları ile paylaşan Özdeş, “İnsanlar doğuştan eşittirler, ama bunu sonuna kadar sürdüremezler” derken, hayata dair seçimlerin çok önemli olduğunun altını çizdi.
“Satışlarınızı Nasıl İkiye Katlarsınız” ve “Limit Sizsiniz – İçinizde Gücü Keşfedin” kurslarını vermeye devam eden A. Taner Özdeş, Antakya’lı 3 gencin kendi hayatları adına yarattığı başarı ve kariyer yolu noktasında konuşurken, “Şans, bir uğraşın eseridir. Pratikte iyi ve kötü şans, eş anlamlıdır. Sadece iyi ve kötü seçimler önemlidir” dedi ve şöyle devam etti:
“Bu hafta sonu Antakya’ya kısa bir tatil için gittim. İyi ki de gitmişim. Bu kadar kısa sürede hayatlarına dokunduğum üç değerli insan ile tanışma imkânım oldu.
‘Satışın 10 Altın Kuralı’ ve ’50 Yaş Gözüyle’ kitaplarımı yazdığım zaman, amacım, bilgimi yeryüzündeki her insana ulaştırmaktı. Şu ana kadar 40,000 üzerinde kişiye dokundum. Ama her dokunduğum insanı tanıma şansım yok. Ama dokunduklarım bir şekilde hayatıma giriyorlar.
Bu üç kişinin de ortak noktaları, üçünün de hayatlarını şu anda Antakya’da sürdürmeleriydi. Üçü de kitaplarımı okumuş ve kitaplarımdan aldıkları ilham hayatlarına ve kariyerlerindeki kararlarına etkisi olmuş. Üçü de yaptıkları işlerde başarılı olmaları dışında, kitap okumayı ve kendilerini geliştirmeyi çok seviyorlar.”
-3 GENÇ-
Kaleme aldığı yazısında; Necmettin Alkan, Filiz Erol ve Alperen Mehmet Yetek ile bir araya geldiği o anları detaylarıyla kağıda döken Özdeş, “Tek tek sizlerle tanıştırmak isterim” dediği isimler için şunları paylaştı:
“Necmettin Alkan, 2013 yılında hayatında birçok sorun ve engelle karşılaşıyor. O yıllarda, İstanbul’da İTÜ de inşaat okuyor. Antakya’ya dönmek zorunda kalıyor. Aile işine devam ediyor. bir noktadan sonra tek başına kalıyor ve genç yaşında birçok zor kararı tek başına kendisi vermek zorunda kalıyor. O sıralarda ‘Satışın 10 Altın Kuralı’ kitabımı da okuyor ve kitaptan ilham alıyor. 2018 yılında Facebook sayfamdan paylaştığım bir söz de, çok önemli bir işi alma arifesinde tesadüfen dikkatini çekiyor ve kendisine zor bir karar arifesinde cesaret veriyor.
Kendisini daha önce tanımıyordum. Antakya’dayken, şansa Facebook sayfamdaki mesajlara bakarken, benimle tanışmak istediğini belirten bir mesaj aldım. Sadece 2 gün için geldiğim Antakya’da bu üç genci görmek için ciddi bir çaba harcadım. Arkadaşlarımın ve eşimin hoşgörüsüyle, üçüyle de tek tek tanışma fırsatı buldum. Akşam 19.00’da, Necmettin ile kaldığım otelde buluşuyoruz. Kendisi ile saat 12 gibi yazışmamıza rağmen, bana gelirken iki anlamlı hediyeyi de getirmeyi ihmal etmiyor. Hem de üstünde adım yazılı. Bir tanesi, Mozaik Müzesi öğrencilerinin elle yaptığı Mustafa Kemal Atatürk resmi. ‘Taner Bey, sizin bir Atatürk hayranı olduğunuzu biliyorum’ dedi. Çok duygulandım. İkinci hediyesi; yöresel ballar, zeytinyağı ve nar ekşisi içeren, adımın yazıldığı çok şık bir kutuda hazırlanmış. Kendisiyle sohbet ettik. Kendisini anlattı ve şu anda inşaat dışında bir spor salonu işletmeye de başladığını söyledi. Yaşı 31. Önünde uzun bir yol var. ‘Satışın 10 Altın Kuralı’ kitabınızı o kadar çizdim ki, kitap neredeyse parçaladım. Gittim bir tane daha aldım’ dedi.”
-HAYALLER-
Taner Özdeş, Antakya ziyaretindeki ikinci buluşmayı Filiz Erol ile gerçekleştirirken, yaşanan sohbete dair paylaşımı ise şu oldu:
“Filiz Erol… Kendisi benim de uzun yıllar hizmet verdiğim Jaycees ( JCI ) Derneği üyesi. Kendisine Facebook’ta rastladım. Kendisi de o zamanlar Kanada’ya dil öğrenmek için gitmişti. Oğluma destek olması için kendisi ile yazışmıştım. Ne tesadüf ki, kendisi Kanada’dan dönmüş ve aldığı bir iş teklifi ile Antakya’da Danimarka Mülteci Konseyi’nde çalışıyormuş. Kendisinin Antakya’da olduğunu öğrenince aradım. Perşembe günü aradım, çok hasta idi. Cumartesi Antakya’da iken tekrar aradım. “Buluşabiliriz, daha iyiyim” dedi. Saat konusunda üç beş kere mesajlaşarak, saat 18.00’de kaldığım otelde buluştuk. Filiz, muhteşem gülüşü ve duruşu ile ışık saçan bir kişi. Hayalleri var, cesur ve kararlı. ‘Para biriktirip tekrar master için Kanada’ya döneceğim’ dedi. ‘Harika’ dedim içimden. ’50 Yaş Gözüyle’ kitabımı not alarak okumuş ve tecrübelerimden ilham aldığını söylüyor. İnsanlık üzerine çalışmalar yapmak istiyor. Oğlum Cem’in de aynı hayalleri olduğunu söyledim. Belli olmaz… Günün birinde, Cem ve Filiz, dünyayı değiştirmeye ve insanlığa katkıda bulunmak için birlikte çalışmalar yapabilirler. Her şey ufak bir hayalle başlamıyor mu?”
-KİTAPLA BAŞLADI-
Yazdığı kitapların, onu birçok insanla bir araya getirmesinin keyifli bir durum olduğunu ifade eden, Yazar A. Taner Özdeş, Alperen Mehmet Yetek ile bir araya gelişlerine dair de şunları söyledi:
“Son Antakyalı gencimiz Alperen Mehmet Yetek… Kendisi, benimle ’50 Yaş Gözüyle’ kitabım vasıtası ile tanışıyor. Kendi ağzından anlatayım… ‘Bir gün İnternette gezinirken, 50 Yaş Gözüyle adlı bir kitap dikkatimi çekti. Bana bu isim çok ilginç geldi. 50 yaşındaki bir kişiden çok şey öğrenebilirim diye sipariş verdim. Kitabı bir solukta çizerek okudum. Hatta kitap bittiği zaman üzüldüm. Kitabın hiç bitmemesini istedim.’
Antakya’ya geleceğimi, kendisine gelmeden önce haber verdim. Akşamları 22.00’ye kadar çalıştığı için kendisiyle 23.00’te otelimde buluştuk. Kendisiyle buluşabilmek için akşam yemeğinden erken ayrıldım. Mehmet, her ay 50 Yaş Gözüyle kitabımdan belli bir miktar satın alıp çevresine hediye ediyor. Muhteşem değil mi? Kendisi, Antakya’da, Civil Çocuk Dünyası’nda çalışıyor. Yaşı daha 25. Kitap okumayı çok seviyor. Gelirken bana hediye de getirmiş. Bir adet Antakya maket evi, Hatayspor şampiyon bayrağı ve Beşiktaş Spor Kulübü masaüstü plaketi. Kendisine, ‘Ben, Galatasaraylıyım neden bunu aldın?’ diye tebessüm ederek sordum. Karşılıklı gülüşmeler. Mehmet, harika bir öğrenci ve sevgi dolu bir kişilik. Kariyeri konusunda hedefleri var. Öğrenmeyi çok seviyor. Başarılı olmaması için hiçbir neden yok.”
-MUTLU OLDUM-
Antakya ziyaretinden de, Antakya’da bir araya gelip tanışma fırsatı bulduğu 3 isim noktasında edindiği deneyimlerden de büyük mutluluk duyduğunu belirten A. Taner Özdeş, “Bu üç genç, hayatıma tesadüfen girdi. Kendilerini tanımak benim için büyük mutluluk oldu” derken, sözlerini şöyle noktaladı:
“İnsanlara dokunmayı seviyorum. Böyle parlak gençleri gördükçe, ülkem adına ümitleniyorum. Bilgimi paylaşmak benim için en büyük mutluluk. Bir de bu bilgilerden insanların hayatları aydınlanıyorsa, insanlar cesaret alıyorsa ve daha istekle hedeflerine yürüyorlarsa, o zaman ben de dünyanın en mutlu insanı oluyorum.
Hayatta tesadüf yoktur. Hayatta başarı için sadece şans yeterli değildir. Şans ve tesadüf, çabalayan, çok çalışan hayalleri olan kararlı insanlar için geçerlidir.
Dünyada hiçbir şeyin ölçüsü, sınırı yoktur. O sınırları biz çizeriz, o sınırları büyütmekte bize bağlıdır. Necmettin, Filiz ve Mehmet, yolunuz açık olsun. Başarının bir tesadüf olmadığını gösterdiniz. Beni de onurlandırdınız. Sizlerle gurur duydum. Umarım bu yazıyı okuyan birçok genç de bu yazıdan ilham alarak, cesaretle hayallerinin peşinden koşacaklardır.” -Tamer Yazar-