Bir Antakyalı olarak yaşıyorum
“Antakya, kadim bir şekilde, halkların barış ve kardeşlik içinde yaşayabildikleri bir kent” diyen HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları: “Bizim en büyük muradımız, bu ülkede yaşayan her halkın anadilde eğitim görebilmesi.”
Mardin Arap Halkları Dayanışma Derneği’nin açılışına katılmak için Mardin’e giden, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları, açılışta yaptığı konuşmasını hem Arapça hem Türkçe olarak gerçekleştirdi. Derneğin, kaybolan kültür ve dillerin yeniden kazanılması için anlamlı olduğunu kaydeden Hatimoğulları, Arap halkının, Türkiye’de asimilasyon politikalarına maruz kaldığını belirtti.
Haimoğulları, şöyle devam etti:
“Türkiye topraklarında yaşadığımız asimilasyon politikalarından dolayı, ne yazık ki, kendi dilimizi yeterince konuşamıyoruz. Kendi dilimizle yeterince bilimsel çalışmalar yürütemiyoruz. Kendi dilimizle yeterince konferanslar veremiyoruz. Neredeyse, sokakta genç yaştaki çocuklarımız, kendi dillerini unuttukları için tek kelime doğru düzgün Arapça konuşamaz bir hale gelmiştir. Bu konuda Arap halkları, Kürt halkının verdiği mücadeleyi örnek alması çok önemlidir. Mardin, bunun en güzel dokusudur. Çünkü Mardin’de Kürtler, Araplar, Süryaniler iç içe yaşıyor. Türkiye’nin, bu coğrafyanın, nadide kentlerinden birisidir, Mardin bu anlamıyla. Aslında halklar arasında barış, kardeşlik, dostluk, eşit yaşam hakkı ve birbirinin kültürlerini asla ezmeden, horlamadan yaşayabildikleri nadir bir medeniyet kentidir. Ben de Antakyalıyım. Aynı gururu ben de Antakya için, bir Antakyalı olarak yaşıyorum. Çünkü orası da bir medeniyet kenti ve kadim bir şekilde halkların barış ve kardeşlik içinde yaşayabildikleri bir kent” dedi.
-ANADİLDE EĞİTİM-
Konuşmasında, “En büyük muradımız, her halkın, bu ülkede yaşayan her halkın, anadilde eğitim görebilmesi. Çünkü biz anadilimizde eğitim görebilseydik, şu an bu konuşmayı Türkçe olarak devam etmek zorunda kalmazdık” diyen Hatimoğulları, şunları söyledi:
“Hepimiz, Arapça’ya bilimsel olarak da akademik olarak da hakim olabilirdik. Ve bir dil yaşardı. Her lisan bir insan. Bu, çok kıymetli bir söz, değerli arkadaşlar. En güzel şey nedir, biliyor musunuz? Biz, Ortadoğuluyuz. Ortadoğu coğrafyası, halklar zengini, kültürler zengini bir coğrafya. Ama biz ne yazık ki, bugüne kadar hep dış güçler tarafından birbirimizle çatıştırıldık, kavga ettirildik. Din çatışmaları oldu, dil kavgaları oldu, mezhep kavgaları oldu. Ama bunları elbette aşabiliriz.”
-ANAYASA VURGUSU-
Mardin’de ve Antakya’da barış ve kardeşlik içinde yaşanılıyorsa, bunun, Türkiye’nin tamamında ve Ortadoğu’da bir model olabileceğini de vurgulayan Hatimoğulları, şöyle devam etti:
“Ama bu modelin tabi ki Anayasa’da bir karşılığı olmalı. Bizim en temel mücadele alanlarımızdan birisi, bu ülkede yaşayan bütün halkların ve inançların, eşit yurttaşlık temelinde bu ülkede yaşayabilmelerinin önünün açılabilmesini bir Anayasal güvence altına alınmasını sağlamak. Şuna inanıyorum ki, bu derneğimiz, buna büyük bir toplumsal değişim ve dönüşüm için katkı sunacaktır.”
Tamer Yazar