6 Şubat felaketi sonrası şehrimiz maalesef yerle bir oldu. Birçok yakınımızı ve sevdiklerimizi kaybettik. Tarihimiz, anılarımız yok oldu. Deprem sonrası şehirde kalanlar için çok zorlu bir süreç başladı. Depremin üzerinden 1.5 yıl geçmesine rağmen sorunlarımız hala aynı şekilde devam ediyor. Maalesef bir ilerleme ve gelişme yok. Tarihe de not düşmek adına, bu konuşulanları yazıya dökmek ihtiyacı hissettim.
Atanmışların ve seçilmişlerin ağzından “Hatay’ı Yeniden Ayağa Kaldıracağız” söylemi düşmüyor. Fakat günler, aylar geçiyor, dişe dokunur hiçbir hizmet yok. İnsanların sorunları gün geçtikçe daha da artıyor. Yetkililer içi boş söylemlerde bulunacağına icraat yapmalılar. İnsanlar bir icraat görmedikçe umutsuzluklar artıyor. Artık siyasi söylemler duymak istemiyor, hayata dokunur icraatları görmek istiyoruz.
İnşallah en kısa zamanda şehrimiz toparlanır ve insanca yaşanılabilir bir hale evirilir.
1)Antakya’ya Kütüphane Şart
Antakya maalesef çok kötü bir durumda. Her yer yıkık, yollar çukur, toz, pislik içinde. Şehir sanki savaştan çıkmış gibi.
İnsanlar konteynırlarda yaşamaya devam ediyor. Ses yalıtımı olmayan, 21 metre karede dip dibe bir yaşam insan psikolojisini çok kötü etkiler.
İnsanlarımızın sosyalleşme ihtiyacı vardır. Fakat maalesef sosyalleşme konusunda da durum çok kötü. Şehirde insanlara spor yapabilme, sosyalleşebileceği, çalışılabilecek ortamlar yaratılmalı. Mesela içinde minimal spor kompleksi, kafesi, interneti, kütüphanesi olan bir yerleşke yapılabilir. Bu çok büyük bir ihtiyaç. İnsanların bilgisayarlarını alıp çalışabileceği ortamlar çok az. Böylesi bir tesis, şehrimiz insanlarının direkt olarak hayatına olumlu olarak dokunabilen bir icraat olur. Sosyal medyada gördüğüm kadarıyla Arkeoloji Müzesi’nde bir kütüphane oluşturulmuş. Bu önemli bir adım fakat yetersizdir. Daha büyük, insanların ufak da olsa sosyalleşme ihtiyaçlarının da giderilebileceği ortamların oluşturulması şarttır.
2)Havaalanı Yolu Acilen Düzeltilmeli
Hatay Havaalanı önce 2.5 yıl kapalı kalacak denildi. Ardından yerel seçimlerin hemen öncesinde siyasi iktidarın bir seçim malzemesine dönüştürüldü ve havaalanının hızlıca açılacağı ifade edildi. Ardından da havaalanı açıldı. Tabi ki havaalanının açılması Hatay ve Hataylılar için çok önemlidir. Adana’ya veya Antep’e gidiş süre ve maliyet açısından çok külfetli oluyordu. Hatay Havaalanı’nın faaliyete geçmesinden ötürü çok memnunuz.
Fakat havaalanı yolumuz çok kötü. Adeta labirente girer gibi dolanıyorsunuz ve yolun hali berbat. Yetkililerin ivedilikle asıl yolu açması gerekir.
- Taş Ocaklarının Dinamitle Patlatılması
Bana gelen bilgiye göre, deprem öncesi 6 olan taş ocağı sayımız deprem sonrası 22’ye çıkmış. Bu sayının 50’yi bulabileceği ifade edildi. Rakamların teyidi için yetkililerimizin bir açıklama yapması bizleri memnun eder.
Tabii şehrin yıkılmasından ötürü beton, dolayısıyla taş ocağı ihtiyacımız artmıştır. Asla ve katiyen neden taş ocağı açılıyor deme lüksümüz yoktur. Fakat böyle bir ihtiyaç var diye taş ocağı kurumlarının ÇED raporlarından vareste tutulması, hiçbir önlem alınmadan patır kütür dağların dinamitle patlatılması kabul edilemez. Açılması planlanan taş ocaklarının ve yontulacak dağların bir plan program dahilinde sürece dahil edilmesi gerekir. Aksi halde ekolojik dengemiz, telafisi mümkün olmayan bir zarar görecektir.
- Elektrik, Su, İnternet Alt Yapısı
Elektrik, su, internet alt yapımızda hala ciddi sorunlar mevcut. Yetkililer, deprem üzerinden 1.5 yıl geçmesine rağmen hala bu sorunları tam anlamıyla çözemedi. Günümüzde elektrik, su, internet olmazsa olmaz ihtiyaçlardandır. Bu konunun öncelikli gündem maddesi içinde yer alması ve hızlıca çözülmesi gerekir.
3)Yolların Durumu
Antakya merkezin ve civar mahallelerin yolları toz, toprak, çukurlar içinde. Bu yollara araba ve lastik dayanmıyor. İnsanların motivasyonunu, hayat kalitesini düşürüyor. Şehir yeniden inşa edilirken bizler son kalite asfalt beklemiyoruz. Fakat bu konuda ucuz ve geçici çözüm üreten adımlar atılabilir. Yama yapılsa ve bu yama 6 ay idare etse dahi yeterlidir. Fakat maalesef çukurlar mıcır ile dahi doldurulmuyor, şikayet eden biz yurttaşlara “sabredin, şehir yıkıldı” denilerek ezberlenmiş cevaplar veriliyor.
İnsanlarımız artık içi boş cümleler duymak istemiyor, icraat görmek istiyor
YORUMLAR