“Antakya’nın Belleği: Antakya Kentsel Kolektif Belleğin Korunması ve Dijitalleştirilmesi Yoluyla Paylaşılması” adlı projenin, 6 Şubat depremleri sonrasında Antakya’ya dair yapılan yoğun sosyal medya paylaşımlarından ilham aldığı belirtiliyor. Proje yürütücüsü Doç. Dr. Cengiz, “Bu paylaşımlar, kentin eski haline duyulan özlemi ortaya koydu. Bu durum, kültürel bir bellek oluşturma ihtiyacını işaret etti,” şeklinde konuştu.
Dijital platformun önemi
Projenin temel amacı, Antakya’nın gastronomi, mimari, çok kültürlülük ve zanaat gibi alanlardaki değerlerini dijital bir platformda geleceğe taşımak. Cengiz, “Deprem nedeniyle kenti terk edenlerin kültürel bağlarını kaybetmelerini önlemek de hedeflerimiz arasında,” dedi.
Görüşmeler ve saha çalışmaları
Beş üniversitenin iş birliğiyle yürütülen projede, odak grup çalışmaları ve bire bir görüşmelerle halkın Antakya’ya dair görüşleri toplandı. Bu kapsamda, konteyner kentler ve çeşitli mahallelerde yaklaşık 250 kişiyle yüz yüze görüşüldü.
Dijital içerikler ve sosyal medya
Proje kapsamında ‘bellekantakya.com’ adlı bir web sitesi ve ‘@bellekantakya’ Instagram hesabı oluşturuldu. Web sitesinde, kısa videolar, ses kayıtları ve görüşmeler kategorilere ayrılarak paylaşılacak.
İlham kaynakları ve psikolojik katkılar
Projeye, İstanbul’un ses haritası projesi, Avrupa Birliği destekli ‘Babaannemin Hikayesi’ ve Kosova’daki kültürel miras projeleri ilham verdi. Doç. Dr. Cengiz, “Proje, deprem sonrası kayıplarla yüzleşme ve vedalaşma sürecine destek olarak ruhsal iyileşmeyi hedefliyor,” ifadelerini kullandı.
2024 Şubat ayında tamamlanması planlanan projenin çıktıları; akademik yayınlar, paneller, çalıştaylar ve belgesel film şeklinde olacak. Proje, sadece Antakya için değil, benzer zorluklar yaşayan diğer kentler için de örnek bir model olmayı amaçlıyor.