6 Şubat 2023 depremlerinin ikinci yıl dönümünde, Antakya’nın hafızasının canlı tutulması ve bölgedeki dayanışma ruhunun pekiştirilmesi amacıyla Ankara’da anlamlı bir etkinlik düzenlendi. Teşup Kitabevi’nin ev sahipliğinde, Yazarlar Sendikası ve Anadolu Sanat Tarihçileri Derneği iş birliğiyle gerçekleştirilen “Yaralarını Sararken; Antakya” başlıklı etkinlik, başkente Antakya’nın geçmişine duyarlı bir bakış sunmayı amaçladı. Etkinlik, Ankara’daki Antakyalıların ve sanatseverlerin yoğun ilgisiyle büyük bir katılım sağladı.
Panelde Antakya’nın Dünü ve Bugünü Konuşuldu
Etkinliğin moderatörlüğünü Yazarlar Sendikası Ankara Temsilcisi Süreyya Köle üstlenirken, panelde konuşmacı olarak yer alan yayıncı-yazar Kamil Akdoğan, sosyolog Müzeyyen Esmer ve yazar Yonca Yaşar, Antakya’nın tarihini, günümüzdeki zorluklarını ve edebiyatın iyileştirici gücünü ele aldılar.
Kamil Akdoğan, panelin ilk konuşmacısı olarak, Antakya’nın tarihsel sürecini detaylı bir şekilde anlatmaya başladı. Akdoğan, şehirdeki kültürel mirası ve seyyahların gözünden Antakya’nın çok katmanlı yapısını vurguladı. Antik döneme kadar uzanan bir geçmişe sahip olan Antakya’nın, Osmanlı’dan Cumhuriyet dönemi ve günümüze kadar bir medeniyet beşiği olma özelliğini koruduğunu belirtti.
Sosyolog Müzeyyen Esmer, deprem sonrası Antakya’daki gelişmeleri ve bölge halkının karşılaştığı zorlukları verilerle aktardı. Depremin etkileriyle mücadele edilen bu dönemde barınma, güvenlik, eğitim ve sağlık hizmetlerinde hala ciddi eksikliklerin bulunduğuna dikkat çeken Esmer, dayanışmanın gücünün hayati önem taşıdığını ifade etti.
Yazar Yonca Yaşar ise “Yıkım ve Edebiyat” başlıklı konuşmasında, felaketlerin ve travmaların edebiyat dünyasında nasıl bir yankı bulduğunu ele aldı. Yaşar, sanatın ve edebiyatın zor zamanlarda iyileştirici bir rol üstlendiğini belirterek, edebiyatın unutmaya karşı bir direniş alanı olduğunun altını çizdi. Ayrıca, edebiyatın dayanışmanın inşa edilmesinde önemli bir yer tuttuğunu vurguladı.
Antakya İçin Yapılacak Daha Çok İş Var
Panelde yapılan konuşmaların ortak bir vurgusu da, depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen Antakya’nın temel sorunlarının hâlâ çözülmediği oldu. Barınma, eğitim ve kamu hizmetleri alanındaki eksiklikler etkinlik boyunca ele alınırken, dayanışmanın ve yardımlaşmanın arttırılması gerektiği vurgulandı.
Katılımcılar, etkinlik sonunda Antakya’nın unutulmaması gerektiğini ve bölgeye yönelik yardımların sürdürülebilir hale getirilmesi gerektiğini ifade ettiler. Ankara’daki etkinlik, sadece deprem bölgesindeki eksikliklerin tespit edilmesi değil, aynı zamanda daha fazla dayanışma ve destek projelerinin hayata geçirilmesi çağrısı yaptı. Katılımcılar, Antakya için yapılacak çok iş olduğuna bir kez daha dikkat çekti.