Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Antakya’ya gidin, gezin, görün

Dünyanın en fazla takip

Dünyanın en fazla takip edilen, saygın gazetelerinden New York Times, gidilmesi gereken 52 şehir merkezi içinde Antakya’yı 34.sırada gösterdi ve okuyucularına net bir mesaj verdi…

ABD’nin saygın gazetelerinden The New York Times; tarih, kültür, mimari, gastronomi, spor ve doğal güzellikler bakımından “2020’de Gidilmesi Gereken 52 Yer” listesinde Türkiye’den sadece Antakya’ya yer verdi.
Dünyaca ünlü New York Times Gazetesi; 2016 senesinde Çeşme, 2017 senesinde Bozcaada’dan sonra 2020’de dünyada gezilecek 52 yer listesinde bu defa ilimiz merkezindeki Antakya’ya yer verdi.
The New York Times’ın İstanbul Büro Şefi Carlotta Gall tarafından kaleme alınan ve Gazetenin son sayısında “Dünya’da gidilmesi gereken 52 yer” başlığında yer alan Antakya ve The Museum Oteli ile ilgili olarak şu bilgiye yer verildi:
“Türkiye’nin güneyinde, Suriye sınırın hemen yanı başında yer alan, Antik kent “Antioch”, bugünkü adıyla Antakya, gelen ziyaretçilerine zengin seçenekler sunuyor. Burası, Aziz Paul liderliğindeki erken Hristiyanlığın en önemli merkezlerinden biri. Aynı zamanda, Hristiyan inancının yapılan ilk kilisesi olarak bilinen Saint Pierre’e ev sahipliği yapan bir kent. Arap toprakları dışında, yapılmış ilk Cami de bu kentte. Antakya, dar sokaklardan ve taş evlerden oluşan eski bir şehir. Roma ve Bizans mozaikleriyle dolu olağanüstü bir arkeoloji müzesini de unutmamak gerekiyor. Tüm bunların yanında, alışılmış çizginin dışındaki The Museum Otel ise, kapsamlı arkeolojik kazılara bakan yüzü ve şimdiye kadar keşfedilen en büyük ve sağlam Roma Mozaiğine ev sahipliği yapıyor. Burada yapılan beş yıldızlı otel için temeller kazılırken, Asfuroğlu Ailesi, antik tarihin bu önemli katmanlarıyla karşılaştı ve ardından bulunanların ortaya çıkması adına kazıları finanse etti, oteli ise yeniden tasarladı. Yapılan çalışma, binlerce eseri, milattan önce 300’den kalma şehir surlarını ve dördüncü yüzyıl mozaiğini, yıkıcı depremleri ve yeniden yönlendirilmiş nehirleri anlatan dalgalı bir akışı ortaya çıkardı. Bu alan, şimdilerde herkese açık bir müze olarak hizmette. Çelik sütunlar üzerinde asılı haldeki otel ise, müzeye ücretsiz erişimi sağlaması yanı sıra, gelen misafirlerine, eşsiz bir manzara ve cam yürüyüş yolları sunuyor.” -Cemil Yıldız-