Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Antik Atina’nın zirvesinde MODA!

Antakya da İlham Alır

Antakya da İlham Alır mı?

Burası, ‘tanrılar ve insanlar’ şehri olarak bilinen Atina… Tarihi Akropolis’in güney yamacı, Herodes Atticus’un Odeon’u… Yunan Dizaynır Vassilios Kostetsos’un ‘bahar koleksiyonuna’ ev sahipliği yapan Antik Yunan’ın bu keyif veren örneği, eski Roma kentinin ‘nadasa yatırılmış’ turizminde bekleyen Antakya’ya ilham olur mu, merak konusu…

1500 yıllık Saint Simon Manastırı’nın 500 rakımlı bir tepenin zirvesinden izlediği görkemli şehir manzarasından Batı Ayaz’daki bitememiş, yarım kalmak zorunda bırakılmış eski bir Ermeni Kilisesi’ne, kadim toprakların sahip olduğu zenginliği anlatma konusunda ‘ne kadar yeterliyiz’, tartışma konusu! Özellikle de birçok platformda ısrarla dile getirilen ‘tanıtım zafiyeti’ bu kadar net ortaya konarken!
Bilindiği gibi bu konudaki en net eleştirilerden biri, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkan Adayı İşadamı Ali Kavak’tan gelmiş, göreve gelmeleri durumunda Hatay adına ciddi bir tanıtım çalışması içerisine gireceklerini, zira bu alanda önemli bir ‘tanıtım zafiyeti’ yaşandığını dile getirmişti.
Peki, ne yapılabilir? Sahip olunan zenginlik, ‘tekrar edilen’ tanıtım zafiyetleri noktasında nasıl ve ne şekilde devreye sokulabilir? Bu konuda ‘sorumlu’ olan kurumsal makamlar nasıl bir strateji izleyebilir?
-ATİNA ÖRNEĞİ-
Burası, Tarihi Akropolis’in güney yamacı, Herodes Atticus’un Odeon’u. Antik Atina’nın en görkemli alanlarından bir tanesi. Zengin bir aristokrat, aynı zamanda öğretmen ve filozof olan Herodes Atticus tarafından MS. 161 yılında yaptırılmış. Eski Atinalılar, çeşitli organizasyonları burada yaparlarmış. Günümüzde ise beş bin koltuk kapasiteli tiyatro Atina Festivalleri’ne ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Ama asıl önemlisi de, kentin tanıtım noktasında önemli sunumlar da burada gerçekleşiyor. Böylece hem Atina hem Atina tarihi, medya aracılığıyla ülke ve dünya gündeminde tutuluyor. Bunun son örneği, Yunan Dizaynır Vassilios Kostetsos’un ‘bahar koleksiyonu’ oldu. Koleksiyonu, Avrupa’nın birçok yerinden gelen sektörün önemli isimleri izlerken, defilenin fotoğrafları ise dünya basınına yansıdı, tabi Atina tarihi de…
Benzer örnekler Türkiye’de de yok değil! En dikkat çekici örneklerden biri geçtiğimiz sene içinde yaşanmıştı. Türkiye’de Haute Couture akımının duayen isimlerinden, ünlü Modacı Vural Gökçaylı, bugüne kadar dünyanın pek çok köşesinde sergilenmiş olan ‘Anadolu Medeniyetlerinden İzler’ koleksiyonunu bu kez Alanya’nın tarihi Bedesten’inde modaseverlerinin beğenisine sunmuştu. Eldeki bu ülke örneği, Antakya’nın geleneksel Uzun Çarşısı içinde restorasyonu tamamlanan ‘Osmanlı imzalı’ Kurşunlu Han’ı akla getiriyor. Ve ‘niye olmasın!’ diye de sordurtuyor!
-RAPOR TESPİTİ!-
Her sene İstanbul’da ve Ankara’da gerçekleşen ‘Hatay Günleri’ etkinliğinin, il turizmi için istenen ve beklenen ‘kalitede’ bir turizm artışına neden olmadığı, mevcut organizasyonun da bu anlamda ‘istenen’ ve ‘beklenen’ noktada bir türlü yapılamadığını söyleyen kişi sayısı oldukça fazla. Bu ise, şu ana kadar sürdürüle gelen ‘tanıtım stratejilerini’ tartışmaya açıyor. Özellikle de kurumsal ‘çok başlılığın’ yarattığı karmaşa noktasında!
‘Tanıtım’ başlığının ‘kent turizmi’ için önemi ve ‘stratejik değeri’, bilindiği gibi, Hatay Sanayici ve İşadamları Derneği adına Özyeğin Üniversitesi’nden (ÖzÜ) Ümit Özlale ve İskenderun Teknik Üniversitesi Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden (İSTE-SEA) Ekrem Cunedioğlu tarafından hazırlanan son “HATAY EXPO 2021’E NE KADAR HAZIR” başlıklı Rapor’a da yansımış, “Organizasyon için en önemli boyutlardan biri şüphesiz tanıtım ve pazarlamadır. İyi bir tanıtım komitesinin çalışması organizasyonun başarısını ve çekiciliğini artıracaktır. Bu komitenin doğru iletişim kanallarını kullanarak hem yurt içi hem de yurt dışında Hatay ve Hatay’daki EXPO için farkındalık artışı sağlaması gereklidir” vurgusu yapılmıştı.
Sorulan soru oldukça net… Nefes almakta uzun bir süredir zorlanan turizmi için ‘çeşitlilik’ yaratma peşindeki kentimizin ‘altı çizilen’ tanıtım zafiyetine bir son vermek, bunu da mevcut başarılı örneklerin izinden giderek hayata geçirmek mümkün olur mu? -Tamer Yazar-