Günlerdir Türkiye siyasetinin gündeminin ilk sıralarında yeni parti kuruluşları yer almaktadır.
Davutoğlu ile Babacan’ın kuracaklarını açıkladıkları partilerin, kuruluş hazırlıklarının hemen hemen tamamlandığı ve bu ay içerisinde resmi başvuruların yapılacağı yine yapılan açıklamalardan anlaşılıyor.
Kurulacak olan bu iki partinin seçimlerde alacağı oy oranı net bir şekilde elbette ki belli olamaz. Ancak her iki partinin alacağı oyların olası bir seçimin sonuçlarını etkileyecek düzeyde olabileceği de, medyaya yansıyan anket sonuçlarından anlaşılmaktadır.
İşte bu durumu gören iktidar partisinde, bir telaş ve huzursuzluk oluşmaya başlamıştır.
Çeşitli açıklamalar bunun sinyalini vermektedir.
Son olarak ta Davutoğlu, Babacan ve arkadaşları ile ilgili olarak yapılan açıklamalar, bunu net bir şekilde gözler önüne sermiştir.
Davutoğlu ile Babacan’ın AKP’de etkin bir konumda oldukları dönemlerde yapılan bir tahsis ve bu tahsis sonucu oluşan tablo, bankadan çekilen kredi ve bu kredilerin ödenmemesi konuları gündeme taşınmış ve böylece yeni kurulacak partinin önde gelen isimlerinin siyasi açıdan yıpratılması amaçlanmıştır.
Elbette ki her türlü yolsuzluğa, usulsüzlüye, haksızlığa herkes gibi bizde karşıyız.
Ama gerçekleştiği öne sürülen bu olay, bundan yıllar öncesine aittir.
Saklısı, gizlisi yoktur.
Açıkça yapılan, yapılmış ve yaşama geçirilmiştir.
Eğer söylendiği ve açıklandığı gibi bir yolsuzluk, usulsüzlük, dolandırıcılık, haksız menfaat sağlama gibi hususlar söz konusu ise, bunun o zaman gündeme getirilmesi, söylenmesi ve gereğinin yapılması icap ederdi.
O tarihte yapılmayıpta şimdi gündeme taşınması ve bu suretle kurulacak olan yeni partilerin oy oranının asgariye indirilmesi, önünün kesilmesi ve kurucularının yıpratılması oldukça dikkat çekicidir.
Yıllar önceki yol arkadaşlığı, bir süre önce bitmiş, yada bitirilmiştir.
Başka bir anlatımla köprülerin altından çok sular akıp gitmiştir.
Böylesi bir ortam oluştuktan sonra, yolsuzluk ve dolandırıcılık iddialarının ortaya atılmasındaki gerçek nedenini, sanıyorum ki kamuoyu anlayacak ve ona göre kararını verecektir.
Şimdi yapılması gereken şudur: Herkes bildiğini net bir şekilde delilleri ile açıklamalı ve ortaya atılan konunun tüm yönleri ile araştırılması, aydınlığa kavuşturulması, varsa sorumlular hakkında yasal işlemin yapılması gerekir.
Bu yapıldığı takdirde, samimiyet ve doğruluk dereceleri belli olur. Ona göre de karar verilir.
Konunun gündeme taşınmasından hemen sonra Davutoğlu tarafından yapılan bir öneri de oldukça dikkat çekici olmuştur.
Davutoğlu’nun önerisine göre, tüm sorumluların, yani eski ve halen görev başında olan kişilerin mal varlıkları araştırılmalı ve bu araştırma sonucu elde edilen bilgilerde kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
Doğrusu bu teklife herkesin sıcak bakması ve sonucunu beklemesi gerekir.
Mademki bir yolsuzluk, bir usulsüzlük iddiası var, hem bu yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları, hem de siyasetin önde gelen isimlerinin mal varlıkları araştırılsın.
Hatırlanacağı üzere bir zamanlar bu konu yine gündeme gelmiş, ama ne yazık ki mutabakat sağlanamadığı için yaşama geçirilememiş idi.
İşte şimdi tam sırası. Mutabakat sağlansın, araştırmalar yapılsın ve konu böylece kapansın.
Bakalım ileriki günlerde neler olacak. Bekleyeceğiz ve hep birlikte göreceğiz…
YORUMLAR