Amerikan CNN’den İngiliz Daily Mail Gazetesi’ne, uluslararası arkeoloji sitelerinden tarih meraklılarına, milyonların ilgisini çeken İskelet Mozaiği’nden geriye kalan kazı alanı, artık betonla kaplı!
Birçok konuda ‘öncesi – sonrası’ başlıklarında paylaşılanlara, geçtiğimiz günlerde, İskelet Mozaiği’nin çıktığı Antakya’daki İplik Pazarı’ndaki kazı alanı da eklendi. Bu alanın neden bir turizm destinasyonu haline getirilmeyip, Teleferik Projesi adı altında devam eden çalışmalara kurban edildiğini soranlar, ‘kayıp – kazanç’ tablosunda hesaplanan ‘kar ne’ merak ediyor. Geçtiğimiz günlerde karşı karşıya getirilen iki fotoğraf karesi ise ‘kaybedilen’ noktasında hesaplama yapanların elinde, derin bir iç çekişi de beraberinde getiriyor.
Teleferik Projesi nedeniyle bu alanın üstü tamamen beton bir yapı ile kapatılırken, ‘öncesi – sonrası’ hikâyesinde en net eleştiri, Müzeler eski Genel Müdürü, Antakya Kültürel Mirası Koruma Derneği kurucu Başkanı Kenan Yurttagül’den gelmiş ve şu tespit paylaşılmıştı:
“Müze Otel’de olan şey neyse, burada da olan şey odur. Aynı! Değişen bir şey yok! Bir şansımız vardı ve bunu, Müze Otel ile kaçırdık. Ama bir ikinci şansımız vardı, ki onu da Teleferik Projesi ile heba ettik. Peki, kaçırdığımız şey neydi, biliyor musunuz? Antakya’yı tanımak isteyen ziyaretçiler, şehrin tarihi ile ilgili her hangi bir şeyle karşılaşmak istiyor. Yani görsel olarak görmek istiyorlar. Nedir bu?
Biliyoruz ki, eski Antakya’nın altı tamamiyle antik bir şehir. Şöyle söyleyeyim… Müze Otel’de gidip baktığınızda, iki metreden bir mozaiğe rastlayabiliyorsunuz. Yine aynı şekilde, Teleferik Projesi’nin altında, 2 ya da 3 metreden Roma Villası’nı bulabiliyorsunuz. Yani her hangi bir evi kaldırdığınız zaman, aşağıdaki orijinal yapıya ulaşabiliyorsunuz.
O anlamda, teleferik inşaatı yapılmayıp, bu alanın etrafı biraz daha genişletilip, büyük bir açık hava müzesi yaratılabilirdi. İnsanlara da, eski Antakya’nın sokakları içinde gezme imkanı sunulabilirdi.” -Tamer Yazar-