CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Arsuz ilçesine yönelik hastane talebini gündeme getirdi. Milletvekili Şahin; Hükümetin, halkın bu yöndeki haklı isyanını duymasının gerekliliğini bildirdi ve Arsuz’un hastanesine kavuşmasının gerekliliğine vurgu yaptı.
Arsuz’un çok geniş bir alana dağınık olarak yayılan ve normalde 93 bin, yazın 300 bin nüfusa erişen bir turizm merkezi olarak Hatay’ın en büyük ilçelerinden olduğunu ve hstanesinin bulunmadığını söyleyen Milletvekili Şahin, konuşmasında şunlara yer verdi: “Arsuz’da bir hastane yoktur. En yakın hastane 70 kilometre mesafededir ve hızlı müdahale yapılmadığı için birçok vatandaşımız hayatını kaybetmektedir. 2018’de yer tahsisi yapılmasına karşın iki yıldır ihale yapılmadığından Arsuzlu kan kaybından yitip gitmektedir. Son bir haftada gerçekleşen trafik kazalarında yine iki vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Hayatını kaybeden hemşerilerim Samet Öcal ve Adil Gökmeydan’a rahmet diliyorum. Halk isyan noktasına gelmiştir. İlçeyi “Dikkat! Bu ilçede hastane yoktur, hastalanmamaya özen gösterin.” pankartlarıyla donatmış, oturma eylemleri ve imza kampanyalarıyla sesini duyurmaya çalışmaktadır. Hükûmet halkın bu haklı isyanını duymalıdır, ihaleyi bir an önce yapmalıdır, bir an önce Arsuz hastanesine kavuşmalıdır.”
Çiftçilerin zararı karşılanmalı …
Aşırı sıcaklardan dolayı ürünleri yanan, mağdur olan çiftçilerin sorunlarına değinen milletvekili Şahin, konu ile ilgili şunları dile getirdi: “46 ilimizde narenciye ürünleri çöl sıcaklarından kaynaklı afetten dolayı zarar görmüştür, ürünler telef olmuştur. Bu durum, masrafları 2 kat artan çiftçilerin borç yükünü artırarak maliyetleri yükseltmiş, belini bükmüştür. Bölgemizde Erzin, Dörtyol, Payas, Samandağ, Defne, Arsuz en çok zarar gören ilçelerdir. Erzin’in tek geçim kaynağı narenciyedir. Çiftçilerin doğal afetlerden dolayı yaşadığı zararlarının tamamının karşılanması ve tarımsal sigortanın kapsamının genişletilmesi gerekmektedir.
Tarımsal ürünlerin canlı cansız üretim araçları ve tesisleri dâhil tüm tarımsal varlığın toplam parasal değerinin belirlendiği miktar yüzde 40’tan en az yüzde 10’a düşürülmelidir. Tarım sigortalarının kapsamına aşırı sıcak etkili su kaybına bağlı meyve dökümü durumu eklenmeli, çiftçi kayıt sistemine kayıtlı olma şartı kaldırılmalıdır. Sigorta şartları her çiftçinin ulaşabileceği hâle getirilmelidir. Çiftçinin borçları faizsiz en az iki yıl ertelenmeli, üretimin önü açılmalıdır.” -Mehmet ÖZGÜN-