Kadınlar alanlara indi, artan kadın cinayetlerini bir kez daha protesto etti
Hatay Kadınlar Birlikte Güçlü platformu artan kadın cinayetlerini bir kez daha protesto etmek için alanlara indi ve “Artık tahammülümüz yok” mesajını verdi.
Geniş güvenlik önlemleri altında Köprübaşında düzenlenen etkinlikte, platform adına basın açıklamasını okuyan Selver Büyükkeleş, kadınların eşit, özgür ve adil bir yaşam mücadelesi büyüdükçe, erkek egemen sistemin saldırılarının da kendisini örgütlediğini söyledi, her gün artan kadın cinayetleri haberleri ile uyanırken, erkeğe cesaret veren erkek devletin, İstanbul Sözleşmesini uygulatmak bir yana, İstanbul Sözleşmesinden geri çekilmeyi tartışmaya devam ettiğine vurgu yaptı.
Cezasızlık politikalarının, İstanbul Sözleşmesinin uygulanmamasının bedelini ise kadınların yaşamlarıyla ödediğine dikkat çeken Büyükeleş, 29 Aralık tarihinde 4 kadının katledildiğini, bunların Maltepe’de Kemal Delbe adlı erkek tarafından kendi evinde yakılarak katledilen Aylin Sözer, Malatya’da evli olduğu erkek Mehmet Taş tarafından vurularak katledilen Selda Taş, Antep’te oğlu tarafından vurularak katledilen Vesile Dönmez ve İzmir’de oğlu tarafından bıçaklanarak katledilen Betül Tuğluk olduğunu bildirdi.
Kadınların yaşam güvencesi ortadan kaldırılıyor …
Katillerin bazen baba bazen oğul bazen eski sevgili sıfatını taşırken esas sorumluların kadını koruyamayan devletin ve yargının olduğunu çok iyi bildiklerini söyleyen Büyükkeleş, açıklamasında şunlara yer verdi: “Adaleti sağlayamayan saraylara ise isyan ateşi Arjantin’den Polonya’ya Türkiye’den Meksika’ya yükselmeye devam edecek! Kazanımlarımıza saldırmaya devam eden erkek egemen sisteme onun tüm aygıtlarına bir kez daha sesleniyoruz. Katilleri tanıyoruz! Bizler haklarımız ve yaşamlarımız için alanlarda, sokaklarda, gecelerde, meydanlarda yani bulunduğumuz her yerde mücadele etmeye devam edeceğiz! Eril zihniyetin ve cinsiyetçiliğin mevcut politikalarla beslenerek kadın cinayetlerini cesaretlendirdiği, taciz ve tecavüz kültürünü yaygınlaştırdığını görüyoruz. Yargıdan ve onun cezalandırma sisteminden korkmayan erkekler artan bireysel silahlanma ile kadınları katletmekten çekinmiyorlar. Bu ülkede kadınlar öldürülüyor, bu ülkede kadınlar kadın katilleri ve şiddet faili erkekler tutuklansın diye sosyal medyadan adalet arıyor, bu ülkede kadınlar her gün yaşamak ve yaşatmak için mücadele ediyor! Peki ilk imzacısı olmakla övünen devlet neden İstanbul Sözleşmesini etkin uygulamıyor? Uygulamakla sorumlu olduğunuz sözleşmeden vazgeçerek kadınların yaşam güvencesini nasıl ortadan kaldırırsınız?
Kadınlar vazgeçmeyecek …
Sayısal verilerle kadına yönelik şiddeti manipüle etmekten vazgeçin, ‘aile düzeni’ adı altında kadınlara rol biçmekten vazgeçin, erkekleri kışkırtmaktan ve yanlarında durmaktan vazgeçin. 6284 ve İstanbul Sözleşmesini etkin uygulatarak yükümlü olduğunuz sorumlulukları yerine getirin. Kadının insan haklarının yaşam bulduğu tüm kurum kuralları ile işleyen demokratik bir toplumda kadına yönelik ayrımcılık ve şiddetin önlenmesi ancak mümkün olacaktır. Anayasa ve uluslararası sözleşmeler ve yasalar ile güvence altına alınmış hakları kullanabilmemiz de demokrasi ile mümkündür. Derneklere kayyum atanabilmesinin önünü açan yasal düzenleme ise siyasi iktidarın yetkilerini orantısız şekilde kullanmasını ve örgütlenme özgürlüğü aleyhine güçlendirme amacını taşımaktadır! Bu yasa, Anayasa’ya ve uluslararası sözleşmelere de aykırıdır! Bizler bunu kabul etmiyoruz. Çünkü kadınlar vazgeçmeyecek. Evde, sokakta, fabrikada, AVM’ de, okulda, yaşamın her alanında yaşamak ve yaşatmak, bir kişi daha eksilmemek için mücadele etmeye devam edecek. Çünkü kadınlar haklarını ve hayatlarını sizin insafınıza bırakmayacak, Çünkü kadınların taşan sabrı ve direnişteki ısrarı uykularınızı kaçıracak!”
-Mehmet ÖZGÜN-